7

11K 1.2K 1.4K
                                    

(Felix)

Hepimiz Changbin'in yanına çökmüş, ona bakıyorduk. Hyunjin sürekli ateşine bakıyor, odada bir ileri bir geri yürüyordu.

Doğrusunu söylemek gerekirse Hyunjin'in bu kadar iyi oyuncu olacağını düşünmezdim.

Ben de iyi çocuk izlenimi vermek adına ona yaklaşmış ve elimi anlına koymuştum. Beklediğim gibi ateşi-

Vardı?

Kulağını ağzına yaklaştırmış, nefeslerini dinlemiştim. Düzensiz nefes alış veriş lerini duyduğumda irkilip geri kalkmıştım. Bu şaka felan değildi!

Erkenden anladığımda şükretmiş, yanımdaki Jeongin'e de fısıldamıştım. İkimiz de ne yapacağımızı bilememiştik.

Changbin kendine gelir gibi olduğunda Hyunjin onu kaldırmak için hamle yapmıştı. Yerden kalktılarında Changbin dengesini toplamakta zorlanıyor gibiydi.

"Oğlum, iyi misin lan?"

Hyunjin söylediğinde Changbin sadece nefes alıp veriyordu.

"Çıkın dışarı."

Biz ona şaşkınlıkla bakarken Changbin bizi sertçe ittirmişti. Hepimizi odanın dışına iterken hepimiz şok olmuştuk. Az önce baygın olan çocuk bu gücü nereden buluyordu?

Suratımıza kapıyı kapatıp kilitlerken Hyunjin kapıya yapışmış, vururken bağırmaya başlamıştı.

"CHANGBİN! AÇ KAPIYI, CHANGBİN KÖTÜSÜN AÇ KAPIYI! CHANGBİN HYUNG!"

Jeongin'le onu kollarından çekip kapıdan ayırmıştık. Hyunjin hiç normal görünmüyordu. Aşırı paniklemişti ve korkuyordu.

"Hey, Hyunjin! Sakin ol. Birşey olmayacak. Sakin ol.."

Jeongin Hyunjin'in önüne geçmiş kapıya bakmasını engelliyor, sakinleştirmeye çalışıyordu. İkimiz de onu oyalayacak sözler söylüyorduk.

Dakikalar sonra odanın kapısı açılmış, Changbin bize bakmıştı.

"Tamam, iyiyim ben. Merak etmeyin."

Hyunjin hızlıca gelip Changbin'e sarılmıştı. Changbin onu itmeye çalışsa da gülmüştü, bir saniyeliğine, görmüştüm.

"Hyunjin. İyiyim ben, boşu boşuna olay çıkardın yine. Git bir hava al gel."

"Olmaz, seni burada bırakmam ben!"

"Jeongin, Hyunjin'i al ve götür. Ben buradayım Hyunjin. Hyunguna (!) göz kulak olurum."

Ben söylediğimde Jeongin Hyunjin'i çekiştirmeye başlamıştı. O istemeye istemeye giderken ben de Changbin'in odasına girmiştim.

"Hey, nereye gidiyorsun sen?"

Changbin kaslarını çatarak bana bakarken ben yatağa oturmuştum. İçerisi çok kötü kokuyordu. Kusmuştu?

"Tabi ki dediğim gibi başında duracağım."

"Sana ihtiyacım yok benim. Kendi kendime yetebilirim."

Yatağa uzanmış ve telefonumu cebimden çıkarmıştım.

"Hiç insan gibi davranmaz mısın sen? Mesela 'benim için burada durup tüm aksamının mahvettiğin için özür dilerim'  felan diyebilirsin?"

"Beğenmiyorsan siktir git kızıl. Seni burada tutmuyorum."

Küfrettiğinde sinirle yerimden doğrulmuş ve ona bakmıştım.

"Bana bak pislik herif, bundan sonra bana böyle davranmayacaksın. Sesini ne zaman kesmen gerektiğini bil."

"Hadi ya, peki bunu yapacağım fikrine nereden kapıldın?"

O bana alayla bakarken ben de sırıtmaya başlamıştım.

"Herkese söylerim."

"Ne, neyi?"

"Uyuşturucu kullandığını."

♥♥♥

(Yazar)

Jeongin Hyunjin'i otelin yemekhanesine götürmüş, koca bir tabak tatlı almıştı. Hyunjin ise hiçbirşey almamıştı. Bir koltukta otururken Jeongin bir yandan Hyunjin'e bakıyor, bir yandan yiyordu.

"Yeter artık. İyi işte çocuk. Niye bu kadar uzatıyorsun. Sakin ol."

Hyunjin omuz silkmiş ve arkasına yaslanmıştı.

"Bilmem, korktum işte..."

"Küçük çocuk hyungu (!) Changbin için mi endişelenmiş~?"

Jeongin'in alaylı sesine karşılık Hyunjin 'hah'lamış ve işaret parmağıyla hafifçe Jeongin'in yanağından ittirmişti. Tanrı biliyor ya bu Jeongin'in gördüğü en çekici hareket olabilirdi.

"Sınıfımdakilerden bir yaş daha küçüğüm. Senin gibi."

Jeongin anladığını belirten şekilde kafasını sallamıştı. Demek böyle olan tek kişi kendisi değildi.

"Hem benimle aynı durumdasın hem de benimle dalga geçiyorsun. Okulun ilk günü."

Jeongin somurttuğunda Hyunjin ışıl ışıl gülümsemişti. Oturduğu yerden Jeongin'e daha çok yakınlaşmıştı.

"İlk gün hakkında bildiğin tek şey o mu~?"

Hyunjin gülerken Jeongin tek kaşını kaldırmış, sorarcasına bakmıştı.

"O gün ayrıca sana düştüğüm gün Jeongin-ah~"

Hyunjin söylediğinde Jeongin utanmış ve kafasını başka yöne çevirmişti.

"Aptal aptal konuşma."

"Ne aptallığı? Aşığım oğlum ben sana. çok güzel seviyorum."

Yüzünü kendine çevirip gülümsediğinde Jeongin nefesini tutuyordu. Bu kadar yakınlık ve böyle sözler ona fazlaydı.

Jeongin panikleyip önündeki pastayı hyunjin'in yüzüne geçirdi.

Evet bu bölüm yanlızca Changlix ve Hyunjin'e aitti. Neler düşünüyorsunuz?

Bir sonraki bölümde okulda olacaklar ve derse girecekler. Aşağıya dersleri ayrı satılar olarak yazacağım. İlk okumak istediğiniz derse yorum atın lütfen~

🤺Dövüş Sanatları

🕺Dans

🎤Şarkı söyleme

🎛️🎧Müzik Besteciliği

⛹️Yüzme & Toplu Sporlar

👮Mesleki Eğitim (Polislik)

👩‍🍳Mesleki Eğitim (Aşçılık)

fight me mate (minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin