12

10.5K 1.3K 851
                                    

Savunma sanatları dersine hazırlanmış, öğretmenin gelmesini bekliyorduk. Üzerimizde karate kıyafetleri varken sadece bu beyaz kıyafetle oldukça rahatsız hissediyordum.

Yine bir ortak dersteydik. Felix ile yanyana oturuyorduk. Üstlerimiz karşıda duruyordu. Arada göz göze geliyor, birbirimize sahte gülümsemeler yollayarak dalga geçiyorduk. Jeongin ise yanımızda Ryujin ile birşeyler fısıldaşarak gülüşüyordu.

Ryujin de Minho ile yaşıt ve onunla aynı sınıftaydı. Açıkçası onu otelden sonra okulda da görünce şaşırmıştım.

Öğretmen gelip eşleşmeleri almaya başlamıştı bile. Yaş farkı yada cinsiyet ayırmadan yapılıyordu karşılaşmalar. Bir süre sonra öğretmen Hyunjin ve Ryujin'i çağırmıştı ortaya.

Hyunjin sırıtıyor, Ryujin ise belli şekilde zihinsel çöküş yaşıyordu. Ryujin dans öğrencisiydi, Hyunjin ise polislik. Kimin kazanacağı açıkça belliydi.

Ryujin Hyunjin'in bir hamlesinden zorlukla kaçmıştı. Jeongin'e baktığında gördüğümde ikiliyi izlemeye başlamıştım. Ne yapıyorlardı?

"Hyunjinnie~!"

Jeongin birden seslendiğinde Hyunjin hızlıca sesin geldiği yere dönmüştü. Tam o sırada Ryujin bir tekme atıp onu yere düşürmüştü.

Herkes kahkaha atarken Hyunjin kaşlarını çatıyordu. Ama Jeongin'in kıkırdadığını gördüğünde yüzünü bir gülümseme almıştı.

İkili yerlerine geçtiğinde öğretmen yeni çiftleri çağırmıştı. Changbin ve Felix çıkmıştı. İkisi pozisyonlarını alırken insanlar ikisine birden tezahürat ediyordu. Tabiki biz de Felix'i destekliyorduk.

Onlar dövüşmeye başladıklarında herkes sinema filmi izliyor gibi dikkatli şekilde izlemeye başlamıştı. İkisi de çok iyiydi. Maç bir türlü sona varmıyordu. Buradan çok anlaşılmasa bile konuştuklarını duyabiliyordum.

"Geçen gün ne demek istedin? Orada öylece konuşup gittin."

"Neden bahsediyorsun bilmiyorum ama eminim ki ne kadar aptal olduğundan bahsediyorumdur."

Felix Changbin'in sözlerine sinirlenip yumruğunu sallamıştı. Changbin ise yumruğunu tutarak Felix'i ters çevirmiş ve arkasına geçmişti.

"Her bakımdan yetersiz olmak acıtmıyor mu Felix?"

Changbin'den gelen ağır sözler benim de kaşlarımı çatmama yol açmıştı. Tam bir şerefsiz gibi konuşuyordu.

Felix onu tutup önüne attığında Felix'in adını bağırmaya başlamıştım. Beter olsun, köpek.

Changbin anında yerden kalkmıştı. Mesafelerini korurken bu sefer Felix konuşmaya başlamıştı.

"Ya sen Changbin? Hiç kimsenin seni sevmemesinden mi bahsetmem gerekiyor, yoksa alışkanlıklarından mı? Ah, belki nasıl bir pislik olduğunun listesini çıkarmak ile başlayabilirim."

Felix sinirle Changbin'e tekme atacakken Changbin bacağını tutup Felix'i yere yatırmıştı. Tam kilit yapacakken Felix karnına bir tekme atmıştı ve Changbin yere düşmüştü. Felix Changbin'in üstüne çıkıp kolunu onun boğazına dayamış ve kilit etmişti.

Herkes Felix'in adı ile tezahürat etmeye başlarken koşup ona sarılmıştım.

"Aferin ya, kimin en yakın arkadaşı sonuçta."

Bana güldükten sonra su içip soluklanmak için kenara geçmişti.

"Bir sen kaldın Han Jisung. Geç bakalım."

Öğretmenin sesiyle birlikte o tarafa dönmüş ve gülümsemiştim. Oysa ki içimden lanet ede ede çıkmıştım ileri.

"Minho."

Minho karşıma gelip durduğunda gözlerimi kapatmış ve dua etmeye başlamıştım. Gün sonunda kırık kemiğe sahip olma ihtimalim hayli yüksekti.

Felix bana hep savunma sanatları öğretmeye çalışmıştı. Hepsi de benim kendimi sakatlamam ile sona ermişti. Ayrıca iri birisi de değildim. Minho ise dans eğitiminden dolayı enerjik ve kaslıydı. Bana olan psikopat bakışları ise sakin olmama hiç yardımcı olmuyordu!

"Gel bakalım Han."

Bana sürekli soyadım ile sesleniyordu ki bu daha korkunçtu. O üstüme gelirken ben yanlara kaçıyordum.

"Ne oldu, korkuyor musun?"

"Ne korkacağım ya!"

Bunu kaçarken söylemem de ayrı bir ironiydi.

Beni belimden yakaladığında çırpınıp kurtulmaya çalışmıştım. Bu çocuğun kolları bu kadar kaslı olmak zorunda değildi! Beni kendisine çevirirken konuşuyordu.

"Şimdi senin kollarının yerini değiştirip kilit yapacağım Han."

O gülerek konuşurken öğrencilerin arasından bir ses yükselmişti.

"OHA BU HERİFİN BURADA NE İŞİ VAR?!"

Minho arkasını döndüğünde bunun Felix'in yarattığı bir fırsat olduğunu anlamış ve onu tüm gücümle itmiştim. O sırt üstü yere düştüğünde üstüne çıkıp oturmuştum ve kollarını yere bastırmıştım.

"Artık kilit sensin Lee~"

Ben sırıtırken o şaşkınca bana bakıyordu. Öğretmen düdüğü çaldığında üstünden kalkmış ve arkadaşlarımın yanına geçmiştim. Arkamda bana bakakalan bir Minho bırakarak.

uwu olmaya hazır olun zira bir sonraki bölüm hyunin wkdjwjsjwjsje

fight me mate (minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin