2.2

2.9K 423 106
                                    

Seungmin'in taşınmasından ve kısmen okulu ektiğim günden sonraki gün, kahvaltı yapmaya çalışıyorum. Günlerden Cumartesi ve ben iyi hissedemiyorum, artık hafta sonları onlara gidecek bir arkadaşım yok oluyor, balığını izleyeceğim, birlikte güleceğim, ödev yapacağım, sabahlayacağım kişi...yok oluyor.

Arkasında bana hediye ettiği balığı bırakıyor sadece.

Kabullenmek istemiyorum, kahvaltı mı düzgünce yememi söyleyen Kyungoo teyzeye boş bakışlar atmaktan başka bir şeyim olmuyor.  Minho hyung ise karşımda yemeğini tıkınmakla meşgul oluyor sırada.

"Tabağınla oynamayı bakır mısın Jisung? Yemen gerekiyor, hem belki bugün birlikte bir yerlere gideriz ailecek?"
Bakışlarımı Minho hyung'dan çekip ona bakıyorum, "Nereye?"

"Bilmiyorum ama piknik gibi bir şey düşünmüştüm, yani sizde isterseniz."
Onaylamaktan başka bir şansım yok.
"Tamam. Benim için sorun yok."

"Seungmin ile buluşmayacak mısınız bugün? Bir planın varsa erteleme-"
Sözünü kesiyorum hemen. "Yok."
"Tamam o zaman. Peki sen Minho?"

'Buluşacak bir Seungmin yok.' diyemiyorum.

Ona baktığımda bana dikkatle baktığını görüyorum. Sinirimi bozuyor bana bakması artık. Gözlerimizin buluştuğunu farkettiğinde bakmayı kesiyor.  "Olur." Kyungoo teyze onaylıyor mırıldanarak.

"Bitti." diyorum. Tabağımdakileri duran domatesleri yemiş bir şekilde, ve özellikle yumurtamı parçalayıp yemiş gibi gösterdikten sonra. Domatesler güzel.
"Tamam."

Odama gidiyorum, pijamamı değiştiriyorum, kulaklıklarımı alıyorum, telefonumu kontrol ediyorum. Kimseden mesaj gelmediğini görüyorum, şaşırmıyorum, Seungmin'den başka kimse numaramı bilmiyor çünkü, normal...geliyor.

Sınıf arkadaşlarım, yada okuldan doğum günümü kutlayan kişiler numaramı bilmiyor zaten, ben vermemiştim.

Kimsem yok. Bunu ben istemişim gibiydi.

Bencillik ettiğimi biliyorum fakat Kyungoo teyzenin hayatımda geçici olması bunu sağlıyor. Kimse kalıcı değil, tek kalıcılık ben ve ruhum olduğunu biliyorum, Minho hyung'un geçiciliği erken başladığı için ona minnettar olduğumu düşünüyorum bir yandan. Kalbim geç kırılacağına, büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşacağına bir gün, her gün olup alışıyorum.

Pikniğe gidiyoruz. Bir şeyler yiyoruz, Kyungoo teyze ile sohbet ediyoruz, sonra henüz tuvalette olan Minho hyung ile o gelmeden onunla voleybol oynamam için beni ikna etmeye çalışıyor. Bu yaptığına gülerek cevap veriyorum, onaylıyorum başımla. Bir şeyleri değiştirmeye çalıştıkça batırıyorum, bu yüzden akışına bırakmayı tercih ediyorum.

Ne yaşayacağımı, ne olacağımı ileride bilmeden, sadece anı yaşamaya karar veriyorum o sıra sadece.

Bir günlük, belkide daha fazla.

Ne kadar olursa.

Sadece bazı hislerin geçmesini istiyorum.

Kafamdaki beni meşgul eden seslerin özellikle.

iktsuarpok : minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin