2.4

2.7K 390 38
                                    

Bir delilik yapıyorum. Seungmin'in evinin önündeyim, ve taşındıklarını kabul etmek istemiyorum. Boş evi gördükten sonra bile...bir yanım inanmak istemiyor. Yürüyorum, bahçeden içeri giriyorum. Seungmin ile geçirdiğim vakitler aklıma geliyor ve atlatması çok güçleşiyor.

Orada kalıyorum akşama kadar, çimenlere uzanıyorum bahçelerindeki hatta çiçekleri bile topluyorum. Başıma ne geleceği umurumda değil, ben sadece anın tadını çıkarıyorum...eskiden olduğu gibi.
Tam çiçekler ile evden çıkarken telefonum çalıyor, arayan Kyungoo teyze. Benden yemeğe gelmemi istiyor, ve nerede olduğumu soruyor eğer uzaktaysam Minho hyung'u göndereceğini biliyorum.

"Seungminlerin evinin önündeyim daha doğrusu sokakta yürüyorum." diyorum.
"Minho'yu yolluyorum o zaman?" diye soruyor hafif tatlı ses tonu ile. "Tamam." Onaylıyorum. Yürüdüğüm yoldaki kaldırımın kenarına çöküp, kulaklıklarımı takıyorum ve şarkı açıyorum o gelene kadar. Kulaklarımı dolduran, human tetris - things i don't need ve kavurucu sıcak. Bu ikili güzel. Dalıyorum uzaklara...elim çenemde. Ayrıca o an aniden kaküllerimin uzadığını, saçımın birbirine eskiden daha çok karıştığını farkediyorum. 'Kestirmeliyim sanırım,' diye söylüyorum kendime. 'ya da kesmeliyim.'

Omzum'a dokunulması ile kulaklıklarımı çıkarıyorum, Minho hyung beni almaya gelmiş. "Uzaktan çok küçük görünüyorsun," diyor. "çok beklettim mi?"
Kafamı iki yana sallıyorum, "Hayır," dudaklarımı ısırıyorum. "müzik dinledim zaten." Kafasını sallıyor. Bisikleti farkediyorum sonra.

Kulaklıklarımı ve telefonumu çantama tıkıyorum.

"Çantanı alabilirim istiyorsan?" Bisikletin arkasına bindiğimde rahatsızlık vermesinden endişeleniyor sanırım. "Olur."
Eve gidiyoruz, tek kelime etmiyoruz. Ben rüzgarın tadını çıkarıyorum, saçlarımın her bir tanesinde hissediyorum rüzgarı, saçlarım çok güzel uçuşuyor. Eh, aynı zamanda Minho hyung'un saçları da öyle.

Burnuma doluyor koku.

Minho hyung'un saçlarındaki...saçlarındaki kiraz kokusu.

'Ellerimi beline neden koymalı mıydım ki?'  diye kendi kendime konuşuyorum. Ellerim bisikletin oturak yerinde, sıkı bir şekilde tutulu. 'Minho hyung'un beline sarılmak isteyen ellerim, tam aksini yapıyor.'

Minho hyung beni kontrol etmek için arkasına kafasını her çevirişinde...çok kiraz kokusu gittikçe yoğunlaşıyor.

Göz göze geliyoruz, fakat ben kiraz kokusuna kendimi o kadar kaptırmışım ki...gözlerimi kapatıp...çölde su birikintisi bulmuş biri gibi...sanki son nefesimmiş gibi kokuyu ciğerlerime çekmekle meşgul oluyorum.

'Kiraz kokusu ona özel sanki.' diye düşünüyorum, daha sonra düşmemek için belinden tutuyorum.

Ellerim titremeye başlıyor, ve avuç içimin terlediğini farkediyorum.

iktsuarpok : minsungWhere stories live. Discover now