on

39 5 2
                                    

"Kolay değil vermek, yardım istemek,

Kendin olmak, neyle yaşadığını bilmek ve sevmek.

Kolay değil nefes almak, dokunmak, hissetmek,

Başka bir bedenin ihtiyacını yavaşça dışa vuruşunu."

Şarkı: Damien Rice - It Takes a Lot To Know a Man


*

"DKB'nin temel belirtileri bellek ve kimlikle ilgilidir. Kendi içinde sürekliliği olan, birbirinin yerini alabilen kimlikler, aynı kişide birlikte varlığını sürdürmektedir. Genel olarak alter kişilik diye adlandırılan bu kimlikler yineleyici biçimde denetimi ele alırlar ve algıladıkları kendilik kavramı doğrultusunda davranırlar. Bu kimlikler belirgin olarak farklı ses, aksan, kelime dağarcığı, yüz ifadesi, hareket özellikleri, psikolojik test bulguları, cinsiyet, yaş farklılıkları olabilir.

DKB' li vakalarda ikiden başlayarak birçok farklı kimlik türleri olabilir. Kimlikler arası geçiş ani ve dramatiktir. Değişim genellikle vakanın, çevresinde psikososyal bir tehdit algılanmasıyla, stresli hale gelmesi sonucu oluşur. Bir veya iki baskın kişilik kuraldır.Bunlardan biri vaka tarafından orijinal kişilik ( ev sahibi kişilik ) olarak tanımlanır.

DKB çoğunlukla sevilen bir kişi ( anne, baba,kardeş ) tarafından ya da güvenilir bir ortamda ( ev, okul, kreş gibi) gerçekleştiğinden sürekli ve şiddetli bir istismardan kaynaklandığı olabilmektedir."

Açtığım ilk sitede tam olarak bunlar yazıyordu. Bu bilgisayarı birçok şey araştırmak için kullanmıştım ama daha önce beni böylesine düşündüren ve yaralayan başka hiçbir durum olmamıştı. Bu bilgisayarda katillerin yüzlerini aratmıştım, bana bırakılan ipuçlarının ne anlama geldiğini, bazen yabancı bir kelimenin çevirisini aratmış ve her davanın sonunda bu bilgisayardan öğrendiklerim sayesinde bir şeyler başarmıştım. Bu korkunç paragraflar bana nasıl bir galibiyet getirecekti? 

Başımı ellerimin arasına alarak ofladım. Zihnimde masam gibi karman çorman olmuştu. Tüm dosyaları masanın sol tarafına yığmış, hepsini sığdırabilmek için kalabalık bir çöp grubundan kurtulmuştum. Masanın sağında yarısı içilmiş bir pet şişe, titreşimsiz bir telefon ve kararmış bir elma çöpü vardı. Gözlerim ağrımaya başlayıp okuduklarım beni bunaltınca ekran parlaklığını sona getirip siteden çıktım. Bu kadarı yeterdi.

Kurt'un dediği gibi onların aynı kişi olmadığını düşünmeye çalışmıştım ama yazılanlar hiçte öyle demiyordu. Zayn'in yaşadığı şey bir kimlik bölünmesi, bellek parçalanması, ruhun ikiye ayrılması gibi bir durumdu ve denilene göre Kurt'un Zayn'nin bir parçası olduğu inkar edilemezdi. Zayn'in acılarından, hatıralarından, tecrübelerinden bir kısmına Kurt sahipti. Zayn'in öğrenmesi, bilmesi gereken bazı şeyleri Kurt biliyordu. Yaşarken edindiğimiz ve bize ait tüm mimiklerimiz, hareketlerimiz, düşünce tarzımız, his yoğunluğumuz; Zayn'in bazı anılarından elde ettiği alışkanlıkların ve tecrübenin bölünmesiyle kendine ait mimikleri, düşünme şekli ve kimliği olan yeni bir kimse yaratmıştı.

O halde Kurt, Zayn miydi? Buna Zayn'i ikna edebilir miydim? Buna Kurt'u ikna edebilir miydim? Onunla bir kez karşılaşmıştım ama bana verdiği tek his kocaman bir tehlike olmuştu. Onu gördüğümde bir katili, bir suçluyu, bir caniyi görmüş gibi hissediyordum. Aynı Zayn gibi görünüyordu ama sanki tüm merhametini ve insanlığını kaybetmiş başka bir Zayn'di. Bunu gözlerinde okumak elzemdi.

Aklımda o gece canlanınca etime tane tane batan buz sarkıtı cani gözleri hatırlayıp irkildim. Bakışlarım masamdaki kartlara takılmış, belki düşünürken dakikalar geçmişti. Bu aralar sürekli zamanı kaybediyor ve ömrümü amaçsızca tüketiyordum. Birden acele etmem gerektiğini hissettim. Öğrendiğime göre Henry evine dönmüştü, yani onu aramak yerine mesai bitiminde evine gidecek ve biraz konuşmak isteyecektim. Şimdi karakoldan çıkarsam on beş dakikaya orada olurdum.

THREE || zmWhere stories live. Discover now