yirmi

47 7 3
                                    

"Hiçbir şey sana zarar vermeyecek bebeğim,

Benimle olduğun sürece, iyi olacaksın."

Şarkı: Cigarettes After Sex - Nothing's Gonna Hurt You Baby

*

Uyku. Son zamanlarda en çok ihtiyacım olan şeydi. Zihnime sızdıktan kısa bir an sonra beni terk ediyor, gözlerim hiç uyumamış gibi ardına kadar açılıyordu. Alarm gecenin bir yarısını gösterirkek gözlerimi açıp tavanı gördüm. Başımı hafifçe çevirince Zayn'in sırtı karşıma çıktı, ancak gözlerimi ovuşturarak yataktan çıktım ve su içmek için aşağı indim. Merdiven basamakları ayaklarımı üşüttü, kapının yanındaki dolaptan bir terlik bulup mutfağa öyle geçtim. Işığı açmak yerine buzdolabını açtım, onun ışığı önümü aydınlatınca soğuması için bıraktığı su şişesini alarak tezgaha kalçamı yasladım.

Gecenin bir yarısıydı. Uykumdan uyandığım için mayışık olmam lazımdı, son günlerde yaşadıklarım yüzünden yorgun olmam lazımdı ancak öyle dinç hissediyordum ki canım güzel bir kahvaltı hazırlamak ve keyfini sürerek yemek istiyordu. Eğer yatağa gidip uyumayı denersem bir saatimin boşa geçeceğini biliyordum, eğer kahvaltı hazırlarsam Zayn uyandığında çoktan tok olduğumu açıklamak zorunda kalacağımı biliyordum. Bu yüzden uyuşukça kahve makinesinin fişini taktım ve mutfağın ışığını açıp gördüğüm şeyle korkuyla sıçradım. Elim refleks olarak silahıma gitti, sonra onu üst katta bıraktığımı hatırlamadan bile önce zaten silahın hiçbir işime yaramayacağını anımsadım.

Rex kollarını göğsünde kavuşturmuş, duvara yaslanmış beni izliyordu. Bir an yine paranoyakça düşüncelere daldım. Zihnimi kontrol edip beni uyandırmış mıydı? Buraya gelmemi o mu istemişti? Böyle bir şey yapabilecek güçleri var mıydı? Yoksa sadece evimin içine gizlice sızmış, buraya geldiğimi gördüğünde o da mutfağa mı girmişti?

"Dördüncü kurbanın ben miyim?" Güldüm. Gülüyordum ama yutkunmaya çalışsam bile boğazımdan geçmiyordu. "Senin kriterlerine uymadığımı sanıyordum."

Sakinliğini korudu. "Travis sana gelmemi söyledi."

"Sende sırf o istedi diye sessizce, sorun çıkarmadan teslim mi olacaksın?"

Başını salladı. Bir an ağzıma bir dolu küfür geldiğini hissettim, ona ne kadar saçma olduğunu ifade edecek hiçbir şey bulamıyordum. Travis istemişti ve teslim mi oluyordu? Hepsi bu muydu? Onu zorla, zarar vermek zorunda kalarak karakola kadar taşıyacağımızı hayal etmiştim.

Demek sadakat dediği şey buydu. Onlardan birine emir verdiğinde, canını kaybetme pahasına da olsa istediği şeyi yapıyorlardı. Belki de bu sadakatin nasıl bir şey olduğunu görmem için kabul etmişti, kim bilir? Fakat bundan etkilenip fikrimi değiştireceğimi düşünüyorsa yanılıyordu.

Sandalyelerden birini çekip oturdum. Ellerimi masanın üzerinde birleştirip gözlerimi kapadığımda bir sandalye gıcırtısı daha yükseldi. Karşıma oturmuş olmalıydı. Üç tane gencecik insanın katiliyle oturup sadece sorgu masasında konuşurdum, bu yüzden şimdi de aynısını yaptım.

"Onları neden öldürdün?"

"Onlarda beni öldürdü."

Gözlerimi açıp öfkeyle ona baktım. "Seni hastaneye götürmeyerek hata ettiler. Öyle ölmene izin verdikleri için günah işlediler. Ama sana seni öldürecek kadar uyuşturucuyu veren onlar değildi."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 19, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

THREE || zmWhere stories live. Discover now