Cadı ve Vampir · Felix Volturi ·

21. Bölüm

"Bir daha gelmeyeceksin demek." 

"İtalya'dan da gitmeyi planlıyorum."

"Pekala, öyle olsun." Aro düşünceli bir şekilde arkadaşının en az kendininki kadar soğuk elini bıraktı, gülümsedi "Victoria'ya vermen için sana bir hediye vermemde bir mahsur yoktur herhalde?"

Leonardo kaşlarını çatar gibi oldu, ama sonrasında Aro'nun vereceği şeyin ne olursa olsun bir anlam ifade etmeyeceğini düşünerek rahatladı. Ne de olsa artık buradan tamamen gitmeyi düşünüyorlardı. Volturilerle bir bağı kalmayacaktı Victoria'nın. En azından böyle olmasını umdu, kızının zaman içinde burada edindiği anılarını da unutmasını... 

"Elbette mahsuru yok dostum." 

Aro cebinden çıkardığı takı kutusunu Leonardo'nun avucuna bıraktı, Leonardo'nun açıp bakmasını bekledi bir süre ama Leo kutunun içindekini görmek için herhangi bir girişimde bulunmayınca arkadaşının omzunu sıvazladı "Hoşça kal Leonardo, seninle iş yapmak güzeldi."

"Sen de hoşça kal Aro."

***

Kızından 'bu ne?' ya da başka kelimeler duymayı beklerdi, ama Victoria bir şey söylemediği gibi kutuyu da açmadan kolundaki çantanın içine bıraktı. Babası onu dün gece çağırdığında bile bu kadar durgun olmadığını düşündü. Dün mutluydu, her ne kadar Felix'ten ayrılarak yanına gelmiş de olsa, gülümsemişti babasına. Ve ertesi sabah çıkacakları için erken uyumasını rica ettiğinde de karşı çıkmadan uyumuştu.

Leonardo kızının saçlarını okşadı ve yüzünü ellerinin arasına alarak gözlerine baktı. Onun nasıl bu kadar sararmış olduğuna şaşırdı, yarım saat öncesine dek yan yanayken böyle değildi ten rengi.

"Neyin var Vicky?"

Victoria'nın bedeninden bir soğukluk geçti, titredi ve sonra beceriksizce gülümsemeye çabaladı "İyiyim baba."

"Kötü görünüyorsun." Leonardo istemese de sordu "Felix'e veda edemediğin için mi?" Oysa bunun için koca bir yarım saat vardı önünde, Leonardo keyfinden gitmemişti zaten geceyi konuşarak geçirdikleri Aro'nun yanına... Victoria eğer birine veda etmek, hoşça kal demek istiyorsa, onun için bu boş zamanı yaratmıştı.

"Felix.." diye tekrar etti onu Victoria, kafasının ne kadar dolu olduğunu babasının üzerindeki siyah pelerine dalıp gitmesinden anlaşılıyordu. Pelerin her zamanki pelerindi, ama Victoria her zamanki Victoria olmaktan uzaklaşmış gibi bir hali vardı "Evet, Felix... şey- onunla vedalaştık, dün gece."

"Yeniden görmek istemediğinden emin misin?"

"Evet..." Victoria onu bir daha görememe ihtimalini unutmuş görünüyordu, bir daha buraya adım atmayacaklarını da...

"Alec?" Leonardo kızını düşünceli ruh haline iten sebebin bir veda eksikliği olmasını istiyordu, yeni ve canını sıkacak bir şey değil "Ya Michael? Ona da veda ettin, değil mi?"

"Alec az önce geldi." Victoria farkında olmadan dudaklarına dokundu "Michael'e veda etmemiştim haklısın, sanırım bu onu son görüşüm olacak?" Michael'e veda etmeyecek olsa da babasının dudaklarından yeniden duymak istiyordu, buraya son kez gelişleri olduğunu.

"Ve diğerlerini de Victoria, buraya bir kez daha geleceğimizi sanmıyorum." 

"Bence Caius'u fazla ciddiye alıyorsun baba, elbette buraya tekrar geleceğiz."

Victoria buraya yeniden gelecekti evet, ama çok büyük bir eksiklikle. Gelmemiş olmayı dileyeceği bir yokluğun varlığıyla.