9

4.6K 551 291
                                    

"tamam, tamam durun! shoyo, yine söylemen gereken yeri kaçırdın." kei'nin sesiyle kendine geldi shoyo. hipnotize olmuş bir şekilde sadece piyano çalıyordu. bir anda çalmayı bıraktı. "çok özür dilerim."

bacak bacak üstüne atmış kei elindeki notlara baktı. "shoyo, lütfen artık şu kısma gir."

kenma aynı şarkıya baştan başlayıp durmaktan yorulmuştu. zaten zor bir şarkıydı. yine de çok çabuk kavramıştı. bileğindeki siyah tokayla uzun saçlarını önde bir tutam bırakıp topladı. "lütfen artık mola verenilir miyiz? shoyo da tobio'nun neden üzgün olduğunu öğrenip kendine gelsin artık."

shoyo olayın tamamını hemen anlamış olan arkadaşına döndü "nasıl yani ya? nasıl bildin bunu?"

"evet, mola versek çok iyi olur." dedi tadashi, kei'nin onayıyla gitarını kenara bıraktı.

"of hepsi benim yüzümden, özür dilerim."

"hadi yukarı çık ben de biraz kei ile uğraşayım." yuu kahkaha atarken kei gözlerini devirip kulaklığını taktı. shoyo da tobio'nun yanına çıkmıştı.

tobio da bir müşteriyle ilgileniyordu. shoyo onları rahatsız etmeden koltuğa oturdu ve etrafı izlemeye başladı. müşteri gidince tobio, ona döndü. "bir şey mi lazım?"

"hayır, mola verdik."

"anladım." tobio tişörtlerin olduğu kısma gitti, çok büyük bir mağaza değildi zaten. tişörtleri düzenliyordu.

"yardım edebilirim."

"gerek yok, teşekkür ederim."

"başın nasıl oldu diye merak ediyordum. hâlâ ağrıyor mu?" 

"geçti biraz."

"kahve ve kapkek nasıldı?" shoyo konu bulmaya çalışıyordu. "kahve çok güzeldi, kapkeki daha yiyemedim." kenarda duran kutuyu gösterdi. "anladım."

"shoyo ben iyiyim, merak etme." tişörtlerle işi bitmişti. "çalışmaya dön ve arkadaşlarını uğraştırma." tobio samimi bir gülümsemeyle ona baktı.

"hayır, iyi olduğuna inanmıyorum. yanıma oturur musun?" tobio onun yanına oturdu. bu koltuklara pek oturmazdı, müşteriler içindi bu koltuk. "seni üç aydır tanıyorum ve hakkında bilmediğim birçok şey var."

"neyi merak ediyorsun, anlamıyorum." bunu dedikten sonra tobio'nun bir anda yüz ifadesi tamamen değişti. gözleri büyümüştü, dehşete düşmüş gibi boşluğa bakıyordu.

"tobio iyi misin?"

"midem bulanıyor, sanırım bayılacağım."

i belong to you ⎯ kagehinaWhere stories live. Discover now