17

3.8K 478 193
                                    

"günaydın tobio." shoyo'nun sabahlarına en iyi gelen şey tam da karşısındaydı. kocaman gülümsedi ona bakarak. "günaydın." dedi, biraz daha az enerjik bir şekilde tobio.

shoyo, "eşyalarımı kafeye bırakıp geliyorum." dedi. tobio onu onayladı ve o da mağazayı açmaya gitti. mağazayı açtı, her yeri havalandırdı ve oturdu. fark etmedi ama aslında shoyo'nun gelmesini bekliyordu.

shoyo tüm neşesiyle mağazaya girdi. iki gün önceki yarışmada birinci olamamış gibi bir havası asla yoktu. tobio da elbette konusunu açmamıştı.

"kahvaltı ettin mi?" diye sordu tobio'ya. iki gündür sadece telefonda konuşuyorlardı. bu yüzden özlediğini fark etti onu. gülümseyerek baktı ve shoyo, "evet ama sen etmediysen seninle tekrar ederim." dedi. tobio ona güldü ve "ettim ben de." dedi.

"sen biraz uykusuz gibisin." dedi shoyo ona. tobio nasıl anladığını sorgulamamaya karar verdi. "uyuyamadım pek." dedi. "kulaklık takıp uyurum normalde. müzikle yani. ama kulaklığımı evin içinde bir yerlerde kaybettim o yüzden uyuyamadım."

shoyo, "anladım." dedi. "evin içinde olduğundan emin misin?" tobio başını salladı.

"istersen evine kulaklığını aramak için gelirim." dedi shoyo ve göz kırptı. tobio onun bu hâlinden keyif aldı ve güldü. shoyo, neşeyle gülen tobio'ya bakarak gülümsedi. bir insan güldüğünde bu kadar mükemmel olmamalıydı. shoyo; o kadar etkileniyordu ki ondan, gülüşünden. bunu anlatması mümkün değildi.

"istersen gelebilirsin," dedi tobio, aynı sevimli ses tonunda.

i belong to you ⎯ kagehinaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant