BÖLÜM 7| Yalanlar

453 100 34
                                    


Alec Benjamin - The Book Of You & I

Konseydeki Aydınlık Melekler, konsey salonundan birer birer ayrılırken yerime oturdum. Ateş ve Ceyda bana hayranlıkla döndüler ve "Sen nasıl bir şeysin böyle?" dedi Ateş. Gülümsedim. "Böyle bir şeyim." dedim. Güldü. Ceyda bana döndü tekrardan. "Nisa, bu savaşın komutanı olmak ister misin?" Ateş gözlerini devirerek Ceyda'ya döndü. "Tabi ki komutanı olacak. O da soru mu?" deyince gülümsedim ve kafamı salladım.

Ceyda gayet ciddi bir tavırla "Şu an komutanı sensin ya. Sormam gerektiğini hissettim." dedi Ateş'e dönerek. Ateş, Ceyda'ya bıkkınlıkla "Ben o kadar hırslı biri miyim?" dedi. Ceyda kaşlarını kaldırarak "Şu koskoca yüz yetmiş iki yılım boyunca gördüğüm en hırslı insansın." dedi.

Bu sefer benim gözlerim koskocaman açıldı. "Yüz yetmiş iki yıl mı?" dedim şaşkınlıkla. Ateş kafasını salladı. "Aslında sen de yüz yetmiş iki yaşındasın." dediğinde gözlerim daha da açıldı. "Nasıl yani? Ben neden bunu bilmiyorum?" dediğimde bu sefer Ceyda konuştu ama bana bakmıyordu bile. "Meleklere kabul edilmeyenler yine de ölümsüz olurlar ama yaşadıkları yılları hatırlamazlar. Sen kendini on sekiz yaşında zannediyorsun ama aslında yüz yetmiş iki yıldır yaşıyorsun. Sadece yaşadığın yüz elli dört yılı hatırlamıyorsun." diye açıkladığında aslında en şaşırılmayacak şeyin bu olduğunu düşündüm. Yaşadığım onca şeyden sonra bu az bile kalırdı.

Ateş ayağa kalktı. "Bu arada artık Dünya'ya dönelim isterseniz. Çünkü..." dedi ve elini savurarak bir şeye göz gezdirdi. "... Siz kaybolalı on dakika geçmiş." dediğinde "Nasıl yani sadece on dakika mı geçti?" dedim şaşkınlıkla. Ateş kafasını salladı gülümserken. "Evet. Gökyüzünde zaman daha hızlı ilerler. Bu yüzden bizdeki iki saat onlardaki ortalama on dakikaya denk gelir. Bir güzelliği de bu." dedi.

Ceyda bana döndü ve "Işınlanabilir misin?" dedi. Nasıl ışınlanabileceğimi bilmeden nasıl ışınlanabilirdim? "Nasıl ışınlanacağımı bilmiyorum." dediğimde Ateş kolumdan tuttu. "Benimle ışınlanırsın." dedi ve gülümsedi. "Sadece gözlerini kapat." Gözlerimi kapattım yavaşça. Tekrar açtığımda karşımda Ceyda, yanımda da Ateş vardı. Yine okulun o duvar arasındaydık. Ateş "Ben gidiyorum. Siz de daha fazla oyalanmayın." dedi ve tekrar ışınlanarak başka bir yere gitti.

Ceyda başını gel anlamında salladı. Onun arkasından gittim. Tam sınıfa girecekken aklıma bir şey geldi. Ceyda'nın kolunu tuttum ve durdurdum. Arkasını döndü. "Ne?" dedi. "Ben ne diyeceğim şimdi onlara?" dedim dehşetle. Ceyda gözlerini devirdi ve kolunu kendine çekti. "Bir şey bulursun artık." dedi. "Benim sorunum değil bu." Gözlerimi devirdim ve ofladım.

Daha sonra Ceyda'nın arkasından sınıfa girdim. Doruk, Akın ve Irmak çok endişeli görünüyordu. Ceyda onlara döndü ve "Kaçmanıza yardım edeceğim." dedi. "Merak etmeyin, konserinize yetişeceksiniz." Hepimizin yüzü gülmeye başladı.

Ceyda tekrar konuşmaya başladı. "Bütün güvenlik kameralarını kapattım. Okulun arka kapısından çıkarsanız kaçabilirsiniz. Orada güvenlik görevlisi ya da görevli öğretmen yok." dediğinde hepsi hayranlıkla Ceyda'ya bakmaya başladı. Ben ise gülümsedim.

Ceyda "Gelin hadi." dedi ve yürümeye başladı. Biz de onun arkasından gidiyorduk. Doruk yanıma geldi ve "Ne konuştunuz on dakika boyunca?" deyince tedirginlikle başımı salladım. "Sonra anlatırım." Kafasını salladı.

Arka kapıya ulaştık. Akın, Doruk ve Irmak önümden geçerken ben en arkadan çıkıyordum. Ceyda bir anda sertçe kolumdan tuttu ve "Umarım hiçbir şeyi anlatmayı planlamıyorsundur." dedi. Kolumu kurtardım ve ovuştururken "Tabi ki anlatmayı düşünmüyorum ama ne anlatacağım hakkında en ufak bir fikrim yok." diye tersledim. Ceyda gözlerini devirdi. "Gerçeği anlatma da ne anlatırsan anlat. Onu da bir zahmet sen bul." deyince gözlerimi devirdim ve arkamı dönüp gittim.

Sisin İçinden GeçersemOnde histórias criam vida. Descubra agora