BÖLÜM 10| Kalbimdeki Yangın

362 94 38
                                    


Lil Peep & XXXTENTACION- Falling Down

Belki de kalbimin bu yangınla alev almasını ve yavaş yavaş yok olmasını izlemeliydim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Belki de kalbimin bu yangınla alev almasını ve yavaş yavaş yok olmasını izlemeliydim. Belki de dışımda yaşarken içimde ölmem gerekliydi.

---

Karşımda ağabeyim, yanımda belki de kardeşim olan Ateş, birbirimize ağzımız açık bakakalmıştık. Tek yaptığım olayları kavramaya çalışmaktı. Hiçbir şeyi doğru anlayamıyor gibi hissediyordum. Hayır, bu olamazdı. Ateş, kardeşim olamazdı. Bu gerçek neden beni bu kadar korkutuyordu bilmiyordum ama bu mümkün değildi.

Ağabeyim yavaş yavaş yaklaştı. Yatağımın köşesine oturdu. Sanırım o olayları kavramıştı. Ne olduğunu biliyordu ve bir açıklama yapmak zorunda hissediyordu kendini. Yutkundu. Daha sonra Ateş'e döndü. "Ateş, ben senin öz ağabeyin değilim." 

Bu sözlerle beraber derin bir oh çektim. Rahatlamıştım. Ateş'in kardeşim olması gerçeği berbattı çünkü.

Ateş'in şaşkın bakışları ağabeyimde dolanırken ağabeyim bana döndü bu sefer. "Nisa, ben öz ağabeyinim. Ateş, kardeşin değil." dedi. Ateş "Na-nasıl yani?" dedi. Ağabeyim, üzgün görünüyordu. "Ateş, ben çok... çok üzgünüm. Sana yalan söylediğim için." Ateş durup dururken bir anda gülmeye başladı. Gözlerindeki yaş ve kahkahası çelişiyordu. Siniri bozulmuştu belli ki.

Ateş "Sen bunu bana nasıl yaparsın?" dedi ağabeyime dönüp. Ağabeyim, çok mahcup gözüküyordu. "Ateş, ben çok özür dilerim. Seni bu şekilde kullanmak istemezdim." deyince ağabeyimin Ateş'i nasıl kullanmış olabileceğini anlamaya çalışıyordum.

Ateş ve ağabeyim sanki sadece kendilerinin anladığı bir dilden konuşuyorlardı. Onların yanında her kelimelerini anlarken aslında hiçbir şey anlamıyordum. Onlar hala birbirleriyle konuşurken bağırdım. "Biri bana ne olduğunu anlatabilir mi?" Ateş bana döndü ve sinirle "Ağabeyinin yediği haltları mı konuşalım? Bunca yıldır ağabeyim sandığım herifin beni nasıl kullandığını mı öğrenmek istiyorsun?" diye bağırmaya başladı. Aynı şekilde karşılık verdim. "Evet." diye bağırdım. "Tamam, öyleyse."

"Senin şu ağabeyin var ya. Pislik, utanmaz, şerefsizin teki ağabeyin." dedi. Sonra derin bir nefes aldı sakinleşmeye çalışarak. Birkaç saniye sonra kendine çeki düzen vererek dudağını ısırdı. "Özür dilerim Nisa. Senin bir suçun yok. Sana bu şekilde bağırmaya hakkım yok. Özür dilerim." dedi. Kafamı iki yana salladım. "Sorun değil Ateş. Seni anlıyorum. Merak etme. Sana kızmadım." Gülümsedi ve derin bir nefes verdikten sonra konuşmaya başladı.

"On üç yaşındaydım. Çocuk Esirgeme Kurumunda yaşıyordum. İçeride arkadaşlarımla resim çizerken ağabeyin girdi. Bana kendini ağabeyim olarak tanıttı. 'Ben senin ağabeyinim. Seni almaya geldim.' dedi. Çocuk aklım, aile istiyordu. Ailemden biri olmasını istiyordu. Annem, babam ya da ağabeyim, ablam olmasını istiyordum. Kenarda, köşede ailemin beni Çocuk Esirgeme Kurumuna bırakırken yanında verdiği bir miktar para vardı. Onunla birlikte çıktık kurumundan. İnandırmış. Nasıl inandırdıysa artık. Bunca yıldır benim o köşede kalmış paramla geçindik. Beni bunu için kullandı. Gerçekten inanamıyorum." dediğinde inanamaz gözlerle baktım ağabeyime. Bunu nasıl yapabilmişti. Bildiğin parası için Ateş'i, çalışanları ve hatta kurumu bile kandırmıştı. Kötü bir insan olduğunu biliyordum ama bu kadar ileri gidebileceği aklımın ucundan geçmezdi.

Sisin İçinden GeçersemWhere stories live. Discover now