Bölüm 40 Buçuk

15.1K 897 76
                                    

Simge ile Yaman uzun zamandan sonra belki de ilk kez normal şeylerden konuşarak sohbet ederken, uykusudan uyanan Kıvanç yanlarına gelince ikisi de dikkatini oğullarına çevirdi.

Kıvanç annesinin kucağına tırmanıp başını annesinin göğsüne yasladı ve yarı kapalı göz kapaklarıyla mırıl mırıl bir sesle,

''Anne..''

''Efendim oğlum...''

''Çok acıktım ben. Köfte yemek istiyorum.. ''

''Tamam... Hazırlarım birazdan..''

''Patates de istiyorum ama.. ''

''Patates de kızartırım ben oğluma.. ''

''Kola da içmek istiyorum...!''

''Kola içmenden hoşlanmadığımı biliyorsun.. Ayran yaparız.. Oh mis gibi..''

''Yaa.. Ben kola istiyorum ama ayran istemiyorum ki.. Lütfenn anne .. Hem ben hasta oldum. Kola içersem iyi olurumm..''

''Hımm.. Kola hasta çocukları iyileştirmez. Tüm anneler bilir bunu. İstersen seçme hakkını limonatadan yana kullan. Ne dersin? ''

Bir kaç saniyelik bekleyişte sonra çok tatmin olmayan bir sesle cevap verdi Kıvanç

''Tamam ama buz koyalım içine. Soğuk seviyorum ben. ''

''Pekala.. Bir tane buz atarım bardağına..''

''İkiii.'' diye bastırarak cevap verdi annesine Kıvanç.

Anne ve oğulun kucak kucağa sohbetini sesizce izleyen Yaman,  onları seyrederken keyif alıyordu.

''Sen şimdi Yaman amcanla burada otur, sohbet et, sakın güneşe çıkma olur mu oğlum?''

''Tamam anne.'' dedi ve cebine uzanıp minik arabalarından ikisini çıkartıp masaya koydu.

''Arabalarımla oynarız biz..''

Simge oğlun başının üzerinden, saçını koklayıp öptükten sonra, ''Hadi bakalım. Size iyi sohbetler.'' diyerek onları başbaşa bıraktı.

Kıvanç, şaşırtıcı derecedeki sessizliği ile arada dikkatle Yamana bakıyor, sonra başını önüne eğerek oyuncak arabalarını ile oynamaya devam ediyordu. 

Bir kaç kere bunu teklarlaması ve tanıdığı ilk andan beri sürekli birşeyler anlatan halinin dışındaki sessizliğinin bir nedeni olduğunu düşündü Yaman ve sordu.  aklında denizde geçirdiği tehlikeden dolayı korkmuş olabileceği geliyordu ama daha az önce annesiyle bıdır bıdır konuşmuştu.

''İyi misin ufaklık? Bir yerin ağrımıyor değil mi? ''

''iyiyim ben..

''Konuşmuyorsun artık benimle. Küstün mü yoksa bana?

''Yoo. Küsmedim ben...''

''Neden konuşmuyorsun peki benimle?''

''Düşünüyorum çünkü..''

''Öyle mi? Ne düşünüyorsun peki bu kadar çok?''

''Hiç...''

''Hadi paylaş benimle.. Belki yardımcı olabilirim sana düşündüklerinde..

''Ben.. Şey...  yeni babamı düşünüyorum.''

Yaman oturduğu yerden doğruldu ve masanın üzerinden oğluna daha da yaklaşarak sordu.

''Yeni baba mı? Bu da nerden çıktı. Yani nedir aklına takılan düşünüp durduğun şey.''

''Söylersem annem bana kızar belki.''

''Sanmıyorum. Hem annen şu an mutfakta köfte pişiriyor. Sır olarak söylemeye ne dersin peki? Sadece ikimizin arasında kalacak söyleyeceğin şey. ''

Kıvanç teredüt ediyordu.  Yüzündeki ifade, söyleme konusunda teredüt ettiğini açıkça gösteriyordu. Elindeki arabalarını bir kenara bıraktı ve üfleyerek geriye yaslandı.

''Anneme söylemeyeceksin dimi.. söz ver?''

''Tabiki ufaklık. Söz veriyorum aramızda kalacak. Hadi anlat.''

''Yaman amca.. Baba mı diyeceğim ben sana? Sen annemle evlenince.  ''

Yaman duyduğu şeyle altüst olmuştu. Hayatında yaptığı en ilginç konuşmaydı belkide bu.

''Nerden geldi bu aklına? Evleneceğimizi mi söyledi annen. ''

''Yoo. ben duydum onları..''

''Kimleri duydun?''

''Annemle Meyve teyze.. Bana bir baba bulacakların söylediler.  ''

''Bak sen şu işe.Eee... Sen de benim olduğumu mu düşündün?''

''Şey... En çok seninle görüşüyor annem. Bir de Cüneyt amca var ama.. Belki de o benim babam olur. Ne dersin Yaman amca?

''Cüney Müneyt yok oğlum. Boşver sen o adamı, hiç aklın karışmasın. Peki sen gerçek babanla tanışmak istemez misin? ''

''Tanışamam ki.. O çok uzakta.. Gelemiyormuş yanımıza. Öyle dedi annem. ''

''Bence gelebilir. Hatta yanına gelip ona baba demeni çok isteyecektir. Belkide sarılırsın ona baba dedikten sonra. Hı? Ne dersin.''

''Hayır, olmaz..''

''İstemiyor musun? Ama neden? O seni çok sevecektir eminim.''

''Sevseydi gelirdi yanıma..''

Yaman derin bir nefes alıp sırtını yenidenkoltuğa yasladı. Bira şişesine uzandı ve bir yudum aldı sıcaktan ılınmış biradan. Kesinlikle yirmi dakika kadar önceki kadar lezzetli değildi.

''Belkide haberi yoktur.'' dedi kısıt bir tonda.

Hemen arkalarından gelen sesle irkildi Kıvanç ve heyecanlandı annesini görünce.

''Oğlumun köfte patatesi hazıırr.. Çok bekletmeden geldim bak hemen..''

Tabakları oğlunun önüne yerleştirirken bardağın içindeki limonatanın içine attığı buzları oğluna göstererek. '' İki buzlu limonatamız da burda. Afiyet olsun oğluma.''

Yamanın hemen karşısında, oğlunun yanına iliştiğinde tebessümü devam ediyordu Simgenin.

Ancak onun yüzünü asık ve kaşlarını çatarak ona baktığını gördüğünde, yine ne oldu diye düşünmeden edemedi.

Tek kaşını kaldırarak sessizce yönelttiği neyin var sorusuna,

''Konuşmamız lazım.'' diyerek kısa ve net bir cevap verdi Yaman.

















Tutkunun BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin