Bölüm 59

25.5K 883 192
                                    

Simge, bacak arasındaki ağrıyla yattığı yerden huzursuzca kıpırdandı. Hareket ettiğinde daha da artan ağrıyla tamamen uyandı ve gözlerini hafifçe araladı. Pencereden içeri süzülen gün ışığı ile gözleri kamaştı önce, sonra pencerenin arkasındaki manzaraya dikkat kesildi. Güneş ışıkların üzerine vurup ışıldamasına neden olduğu masmavi denizi gördü. Çok hoşuna gitti bu görüntü ve nerde olduğunun farkına vararak kendi kendine gülümsedi. Bacaklarında ve tüm vücudunda hissettiği gecenin yorgunluğunu çok umurunda değildi artık. Hemen arkasında nefes alışlarını duyduğu Yaman'ın orada oluşu içinde tarifi mümkün olmayan tatmin, mutluluk ve neşe hissettiriyordu.

Simge yatığı yerden hafifçe sırt üstü döndü ve başını geriye çevirerek uyuyan sevgilisine baktı. Evet, Yaman onun sevgilisiydi ve gelecekteki eşiydi. Yamanın dün gece parmağına taktığı yüzüğe bakmak için elini göz hizasına kaldırdı. Baktıkça neşesi, keyfi artıyor ve sürekli gülümsüyordu.

''Çok yakıştı parmağına..''

Simge, Yamanın sesiyle içine daldığı hayalden çıktı ve yüzündeki gülümsemesini hiç bozmadan kafasını ona çevirdi. Keyifle cevap verdi sevgilisine ;

''Çok güzel bir yüzük. Bakmadan duramıyorum.'' dedikten sonra yeniden elini havaya kaldırıp tekrar baktı yüzüğüne.

Yaman yatağın içinde uzanıp onu kollarına alarak kaşık şeklinde sıkıca sardı. Bu pozisyonda Simge yüzüğüne bakmaya devam ederken o da kendisine yasladığı bedeniyle onu tamamen hissediyordu. İkisi de hala çıplaktı ve bu defalarca sevişmelerine rağmen son derece tahrik ediciydi. Simgenin boynuna ve sırtına öpücüklerden kondurduktan sonra, onun ne kadar yorgun olduğunu bildiği için sadece sarılmakla yetindi Yaman. Kollarıyla sıkıcı sardığı kadınına;

''Güzel olmasının tek nedeni senin parmağında olması. Vitrinde bu kadar güzel durmuyordu. İnan bana..'' dedi.

Simge duyduğu şeyle heyecanla ona çevirdi başını ve gözlerinin içine baktı sadece.

Söyleyecek tek bir sözü yoktu. Mutluluk tüm bedenini sarmış, uyuşturmuş gibiydi ve konuşmak için kelimeler kullanmasına mani oluyordu. Kelimelerin yerine dudaklarını kullandı Simge. Hemen önünde, öpmeye doyamadığı dudaklara yaklaştı ve onun yaklaşmasını büyük bir arzuyla karşılayan Yaman'ı öptü yeniden, yeniden ve yeniden...

Öpüşmeleri bittiğinde bir kedi gibi kollarında uyuklarken, aklına Yamanın telefonda söylediği şey geldi. Onu öpmekle ilgili planlarından bahsederken ''Dört basamaklı sayılardan bahsediyorum bebeğim'' demişti.

''Sözünü tuttun sanırım dün gece.''

''Ne sözü bebeğim? '' diye sordu Yaman yorgun ama keyifli sesiyle.

''Beni dört basamaklı sayıya ulaşana kadar öpeceğini söylemiştin ya telefonda. Onu diyorum işte.''

''Aa. Evet. Kesinlikle sözümü tuttum. Aslında bence bunun için bir ödül vermelisin bana sevgilim.''

''Kesinlikle hak ettin. Nasıl bir ödül istersin?'' diye sordu Simge.

Yaman onu sırt üstü çevirdi ve bacaklarının arasına yerleşti. Kolların üzerinde destek alarak durarak sevgilisiyle yüz yüze gelecek şekilde kaldı. Yüzünün her santimine bakarken onunla mutlu olmak için geç kaldığını düşündü. Onunla olmak, hiç olmadığı kadar canlı, hayat dolu hissettiriyordu. Yaşadığı hayat için kötü veya sıkıcı ifadelerini kullanamazdı elbet ama bu kadar tatmin edici ve bu kadar huzurlu olduğu an olmamıştı. Hep bir yerlere yetişmek için koşturmakla geçerdi günü. Sabah uyanır işe gitmeden önce spor salonuna inerdi. Duşunu alıp işe geçtiğinde akşama kadar sahip olduğu işini büyütmek için mücadele ederdi. Akşam olduğundaysa gündüz yaşadığı mücadelenin mükafatıymış gibi partilerde gezer, kadınlarla eğlenirdi. Gece yatıp sabah uyandığında, yaşamak için tek yapması gerekenin bu olduğuna inanarak, bu döngünün içinde yaşamaya devam ettiği bir ömür geçmişti. Şimdi sırtında dolandırdığı parmakları ile gözlerinin içine bakarak gülen, hatta gözlerinin içi ile gülümseyen kadınla olmasının ona çok iyi geldiğine emindi.

Tutkunun BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin