dokuz

892 103 117
                                    

"Üzgünüm Louis ama herkes eşleşti ve bu eşleşmelerden rahatsız olan senden başka kimse yok."

Louis yenilgiyle omuzlarını düşürüp öğretmenini dakikalardır ikna etmeye çalıştığı odadan çıktı. Kapıda onu bekleyen Zayn gözlerini dikmiş koridorun karşısında kumral bir kızla gayet samimi bir şekilde konuşan Liam'a bakıyordu.

"Hey, Zaynie. Başaramadım dostum," deyip arkadaşının yanında dikildi.

"Şimdi gidip Liam'ım suratına bir tane geçirsem sence ne olur?"

"Büyük ihtimalle ne olduğunu bile anlamadan gözlerini hastanede açarsın," dedikten sonra kahkaha attı.

Zayn somurtarak, "Haklısın. Kaslarına bak. Beni tek yumrukta yere serer," dedi.

Louis kıkırdayarak arkadaşının sırtını patpatladı.

Sınıfa girince gözleri yeşillerle buluştu ama hızla bakışlarını kaçırıp sırasına kuruldu.

Oldukça yaşlı bir adam olan Bay Oliver dersi anlatırken Louis'den başka kimse dinlemiyordu. Tahtadaki notları defterine geçirirken arkasında bir hareketlilik hissetti ama ne olduğuna bakmak istemiyordu.

Ensesinde bir el hissedince sıçrayarak arkasını döndü.

Sırıtan bir Harry'le karşılaşınca da hızla eski pozisyonunu alıp not tutmaya devam etti.

"Konuşmuyor muyuz?"

Harry bu kelimeleri fısıldarken dudakları mavilinin kulağına değiyordu.

"Hadi ama Louis. Dün beni sinir etmeseydin onları söylemezdim biliyorsun."

Louis gözlerini devirip sessizliğini korudu.

İrite olan Harry, "Gidip partnerini değiştirmek istemişsin diye duydum. Bu doğru mu?" diye sordu.

Sessiz kalmaya devam eden Louis'ye daha fazla katlanamayan Harry sert bir tonla, "Ne sikim yapmaya çalışıyorsun sen? Ergenler gibi trip mi atacaksın bana?" dedi.

Zayn olanların farkına varıp Bay Oliver tahtayla uğraşırken ayaklandı ve arkadaşına doğru ilerledi ama yarı yoldayken Liam kolundan tutup kendi yanına çekince Louis'yi unuttu.

"Bunu sen istedin!"

Yerinden kalkıp Louis'nin kolundan tuttuğu gibi kapıya sürükledi. Tüm sınıf hayretle olanları izlerken yaşlı adam olanlardan habersiz bir şekilde yazı yazmaya devam ediyordu.

Bedeni sertçe dolaplara itilirken dudaklarından istemsiz bir inleme kaçtı.

"Ne oluyor? Ne bu tavrın?"

Harry bedenleri arasında bir adım kalacak şekilde karşısına geçti.

"Bu seni neden rahatsız ediyor? Seninle konuşmak istemiyorum anlamıyor musun?"

Louis, sinirle kıvırcıklarını çekiştirip, "Peki neden benimle konuşmadığınızı sorabilir miyim Prenses Hazretleri?" diyen Harry'e gözlerini devirdi.

"Benim ezik olduğumu düşünüyorsan niye benimle konuşmak istiyorsun acaba?"

Meydan okurcasına yeşillere odaklandı.

"Beni sinir etmiştin v-"

Louis öfkeyle sözünü kesip, "Aslına bakarsan nedenin umrumda bile olmayacak Styles. Sadece benden uzak dur ve mümkün olduğunca konuşmayalım. Böylesi daha iyi," deyip bir adım atmıştı ki Harry kolundan tutup geri çekti ve arada santim kalmayacak şekilde bedenini ona yasladı.

"Bunu başarabileceğimi sanmıyorum Tomlinson. Farkında bile değilsin, öyle değil mi?"

Yüzüne vuran nefesle başı dönen Louis kendine gelmeye çalıştı. Harry son bir kez mavilinin suratını süzüp, "Sana mesaj atarım ve çıkışta bana gelirsin," deyip titreyen bedeni orada bırakarak aksi yöne doğru ilerledi.

sᴛᴀʟᴋᴇʀ || ʟᴀʀʀʏ (askıda)Where stories live. Discover now