Bölüm 6

3.6K 211 16
                                    

Gözlerimi açtığımda üç kişi başıma toplanmış bana bakıyordu. Başım hala ağrıyordu. İçlerinden biri koreli olmalıydı. Bana sinirli bir şekilde:"Ne işin var burada?Yoksa siz vampirlerde o cadılar gibi tuzak mı kurdunuz bize?" Dedi. "Lütfen açıklamama izin verin" dedim. Oturdum. "Bakın arkadaşımı bir vampir öldürecek lütfen bana yardım edin." Dedim. Koreli:"Yalan söylemediğini nereden bile biliriz ki" dedi. O sırada içeri kaslı sarışın mavi gözlü biri girdi. Şaşırmış  ve soran gözlerle koreliye baktı. "Bunu bizim odaya girmeye çalışırken gördüm" dedi koreli. Sarışın tekrar bana baktı. "Ne diyor peki" dedi. Koreli:"Haha küçük vampirin arkadaşını bir vampir öldürmek istiyormuşta yardım edermişiz mi!"

"Zihnini okuyalım" dedi sarışın

Dördü ellerini birleştirip çember kurdular. Lala komita lala hosita lala kumala ve bir ışık belirdi başımın üzerinde ve o ışık bir buluta dönüştü. Sürekli o buluta bakıyorlardi. Sarışın yanima geldi. "Sana yardım edeceğiz" dedi. "Teşekkür ederim" dedim. Yanıma oturdular. Koreli :"Az önce öyle davrandığım için özür dilerim"

"Önemli değil"

"Tanışalım ben kim jong kook"

Yanındaki uzun açık kahve saçlı kahverengi iri  gözlü kız "Bende Merve" diyerek elini uzattı.  Onun yanindaki "Ay durun! Bende Galla fransızım" diyerek bana sarıldı. Sarışın"Galla yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyorda." Diyerek güldü. "Bende Thomas " dedi.

"Hepinizle tanıştığım için çok memnunum teşekkür ederim gerçekten bende Elizabeth" dedim. Hepsi ile tokalaştım ama Thomas ile tokalaştığımda elime sanki bir enerji geldi.Oda öyle hissetmis olmali ki şaşkın şaşkın bana bakıyortı sonra hemen ellerimizi çektik.  Kim jong kook:"Arkadaslar hemen şu büyü için hazırlıklara başlayalım"

Thomas odadan çıktı. On beş dakika sonra elinde kitaplarla içeri girdi. Herkes bir kitabı karıştırmaya başladı. Ben ise onları seyrediyordum. Thomas başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Yine aynı şekilde hissettim.Bu çocukta ne vardı böyle... Oda aynı şekilde hissetmis olmali ki şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Kim jong kook "Heyy! Buldum" demesiyle gözlerini ayırdı. "Oku bakalım" demesiyle kim jong kook okumaya başladı. Dediklerinden hiç bir şey anlamamıştım. Galla:"O zaman yarın bu işe başlayalım Yarın gece yarısı buraya gel Elizabeth" dedi. Başımla onayladım. "Gerçekten çok teşekkür ederim yarın görüşürüz" dedim. Odadan çıktım. Okuldan çıktım. Şimdi buradan aşağı inmek vardi. Sonu olmayan bir uçuruma düşmek istmezdim. "Heyy!" Arkamı döndüğümde Thomas'ı gördüm. "Yarın küçük göle gel"

"Ama ben yolu bilmiyorum"

Thomas elini açtı. Elinde bir kağıt oluştu.  Diğer elinle parmağını şıklattı ve elinin üstünde uçan bir kalem oldu. Kalemi kağıda yönlendirdi. Kalem kağıda bir şeyler çizdi. Sonra da Thomas kalemi yok etti. Kağıdı eline alıp "Buyur" diyerek kağıdı uzattı.  "Teşekkür ederim buradan aşağı nasıl inceğim?" Thomas parmağını şıklattı ve kendimi odam da buldum Beyza hala uyuyordu. Huzurlu bir şekilde kendimi uykuya teslim ettim.  Sabah Beyza'nın sesiyle uyandim.  "Hadi kalk Elizabeth" Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım.  Aynada kendimi incelemeye başladım. Tenim daha da beyaz olmuştu.   Gözlerim irileşmişti hele dudaklarım o kadar pembeydi ki sanki ruj sürülmüştü.  Aynada kendimi incelemem bittiğikten sonra Beyza ile kahvaltımızı yaptık. Kan içmeye hala alışamadım. İçmek istemiyordum ama mecburdum. Karnımızı güzelce doyuduktan sonra sınıflarımıza gittik. Darren gülümseyerek "Günaydın dost" dedi yanına geçerken "Günaydın" dedim. Bugün değişik bir hoca girdi.  Kendi içimize dönme dersi.. Böyle komik isimli bir ders kesin geçerim ben bundan dedim kendi kendime...

Hoca "kendi içinize döndüğüzde havalanırsınız ve size bir güç verilir." Dedi. Nasıl yapacağımız hakkında bilgiler verdi. "Kim kendi içine dönerse o profesyonel öğrenci olacak" dedi. Bu çok iyiydi. Kendi içime dönmeliydim. Ders bittikten sonra odama gittim.  Biraz dinlendikten sonra ders yaptim.  Beyza geldi. "Elizabeth bugün sizde kendi içine dönme dersi gördünüz mü?"

"Evet kendi içine dönen vampir değişik güçler hediye edilir. Profesyonel öğrenci olur. "

"Elizabeth bu çok güzel bunu basarmamiz gerek o zaman kendimi o vampirden koruyabilirim." Dedi.

"Beyza ne yazik ki koruyamazsin bir gece ansızın... Onun çaresine bakacağız önemli olan şimdi bunu başarmamız" dedim. Beyza ile ders çalışırken saat 10 olmuştu bile ikimizde sessizleştik. Kendi içimize dönecektik. İçim ile savaşmaya başladım. Saat 11:30 aklıma o anda gece yarısı parka gideceğim geldi. Hemen kosantre oldum. Yavaşça uçmaya başladığımı hissettim. Gözlerimi açmıyordum. Ayak sesi gözlerimi açtığımda Beyza'da havadaydı. Bana bakıyordu.  Erkek vampir yanimiza geldi.

"Değişken vampirler ilk içine dönmeyi başardınız. Buyurun hediyeniz diyip ikimize ışık dolu bir şey fırlattı. Göğsümden içeri girdi. Vampir pelerini çekip toz oldu. Biz ise o gider gitmez yere düştük. Beyza:"Çok uykumm var Elizabeth" dediği gibi uyuyakaldi. Zorla kaldırıp yerine yatırdım. Nasıl hemen uyuya kalmıştı.  Şimdi bunu düşünecek zamanım yoktu gitmem gerekiyordu. Pelerinimi giydiğim gibi odadan çıktım.  Harika yine sessizce okuldan kaçıyordum. Sadece arkadaşım içindi. Buna değerdi.  Sessiz adımlarla arka bahçeye doğru ilerledim. Görevliler bunlar nereden çıktı.  Napacaktim acaba bana ne gücü verilmişti eğer görünmezlikse şu anda işime çok yarar. Aklıma bir fikir gelmişti ama okulun çatısına atlamam imkansız gibiydi.  Kendimi odakladim.  İçindeki güç hareketlendi. Aaahh yaniyor içim gözlerimden yaş geliyordu. Zıpladım ve çatıdaydım. Hemen ağaca atladım.  Hiç ses çıkmamıştı harika. . Ağactan ağaca zıplayarak gittim.  Haritaya baktim.  Evet ulu ağaç mi? Nereden bileyim ben hangisi ulu ağaç aşağı atladım ve yürümeye başladım. Çok korkunçtu.  Hiç geceleri dışarı çıkmazdım. Vampirim niye korkayim ki gece benim en huzur bulmam gereken zaman olmalı... Ağaçların hepsi aynı nereden bulacağım.. heh! Sağa dön diyor.  Biraz ilerledikten sonra haritadaki yazılar silindi.  Lanet olsun burada olacak is mi bu şimdi. .. Yinede yürümekten vaz geçmedim etrafta ulu ağaç ariyordum. Sağa döndüm ve karşımda ışık saçan bir ağaç Ağacın yanından geçtim.  Biraz daha yürüdükten sonra perileri gördüm.

"Merhaba" dedim. Hepsi bana döndüler.

Galla:"sonunda gelebildin şekerim"

İçimize dönmek ile ilgili ders vardı. Onuu yaptıktan sonra şansıma Beyza uyuyakaldi yoksa gelemezdim." Dedim. Merve:"Beyza'yı ben uyuttum. Hadi işimiz var." Dedi. Thomas parmağını şıklattı ve Beyza yerde yatiyordu. Thomas:"Şimdi başlayabiliriz" dedi. Hepimiz el ele tutuştuk. Periler yine değişik şeyler söylemeye başladılar.  Beyza'nın bedeni ayağa kalktı. Bende onların dediklerini tekrarlamaya başladım. Bende sihir yok ama neden benimde ellerini tutmami istediklerini anlamadim galiba benimde vampiri biliyor olmamdandir. Beyza'nın üstünde mor bir küre oluştu.  Küre göle doğru gitti. Gölde eski bir kayık vardı.  Bu kayığa kim neden ihtiyac duysun perilerin sihiri var vampirlerde hoplayip zıplayıp gidebilirler. Zaten su üzerinde koşa bildiklerini ders kitabından okumuştum.  Küre patladı.  Vampir önümüze düştü. Sonra yok oldu. Thomas yine parmağını şıklattı ve Beyza gitti.

"Kurtulduk mu vampirden?"

"Hayir henüz değil bu büyüyü iki kere daha yapıp tutturmamiz gerek asıl o zaman ölecek" dedi Galla Thomas:" Yani iki gece daha buraya geleceğiz" dedi. Parmağını şıklattı ve ben kendimi yine odamda buldum. Beyza ise her şeyden habersiz uyuyordu. Sabah boğazımı Beyza sıkıyordu. Güçlükle "Beyza dur Beyza ne yapıyorsun?"

"haha öleceksin Elizabeth hep bana el ayak oluyorsun benden daha iyi bir vampir olmana izin veremem"

"Beyza beni öldüremezsin!"

"Bak elimde ne var bu sivri mor taş bugüne kadar 20 vampirin canını aldı ve ben onu çaldım. "

Taşın sivri yanını boğazıma dayadı.

"Beyza yapamazsın Beyza hayıııırrr!!!"

Vampir ve PeriWhere stories live. Discover now