Bölüm 20

2K 166 2
                                    

Şifre ne olabilirdi hiç bir fikrim yoktu.

Beyza:"Doğum günü olabilir. "

Beyza gidip numaralari çevirdi. Kapı açılmadı.

Kim jong kook:"Sana doğum gününü de yalan demiş olabilir"

Beyza:"Pislik herif! Nefret ediyorum ondan"

Galla:"Çok küçük bir sihirle doğum gününü öğrenirim. "

Thomas:"Öğren o zaman"

Galla kilidin yanına gitti. Gözlerini kapatti ve rakamları çevirdi.  Kapı yine açılmadı.

Galla:"Doğum günü değil"

Kim jong kook:"Ne olabilir?"

Terasta bir sağa bir sola gitmeye başladı.

"Kim jong kook sakin ol"

"Nasıl sakin olayım Elizabeth?"

"Bulacağız bunu da çözeceğiz eminim ben"

Thomas:"Bir şifre deneme hakkımız kaldı. Oda yanlış olursa ne olur bilemem"

"Bence Şato'nun olduğu yıl yani dedesinin evi yaptığı yıl"

Thomas:"Doğru olabilir de biz o yılı bilmiyoruz"

Beyza:"Ben biliyorum. Buraya gelmeden önce araştırmıştım"

Kim jong kook:"Dur! Hemen deneme belki o değildir. "

Merve:"Başka çare yok deneyin gitsin"

Beyza bu şifreyide denedi. Kapı açıldı.

Galla:"oldu!"

"Şşşt sessiz"

Merdivenlerden sessizce inmeye başladık. "Cem hala burada değil."

Thomas:"O zaman hemen Beyza’nın gücünü nerede sakladığını bulup gidelim."

Aşağıya inmiştik. İlk geldiğimiz yerdeydik.  Asker zırhına baktım. Bu zırhı niye buraya koymuştu ki…

Zırhın içinde olabilir miydi? Zırhı incelemeye başladım.

Galla:"Kesinlikle orada değil."

Kim jong kook:"Güç öyle bir şeyin içinde saklanamaz. Cam bir şeyin içinde…

"Bunu öğrenmem iyi oldu."

"Şato’nun  sağ koridorunda değil.  Sol tarafta biliyorum."

Merve:"Biz yine de teker teker odalara bakalım. İlk bu katı inceleyelim. 3 kişi Thomas, Elizabeth ve

Kim jong kook sola bakın bizde sağ tarafa bakalım."

Galla:"Sonra yine burada buluşuruz üst katı inceleriz. Hızlı hareket etmeliyiz."

Kim jong kook:"Dikkatli olun tuzağa düşmeyin."

Biz sol tarafa doğru yürümeye başladık. 

Kim jong kook:"Ben şu odaya bakayım."

Kim jong kook odaya girdi. Thomas’ta diğer odaya bakıyordu. Odalarda olmadığını hissediyordum. İleri doğru yürümeye başladım. Kapı sesi

"Evim evim güzel evim"

Hemen Thomas beni odaya çekti. Kapı kendi kendine kilitlendi.

"Kaldık burada"

Thomas: "Çıkarız bir şekilde merak etme" diyerek bana sarıldı.

Onu çok özlemiştim. Gözlerimi kapattım ve işte huzur bu dedim içimden…

Seni çok seviyorum Thomas sensiz olamıyorum. Ellerini yüzüme götürdü.

Gözlerimin içine bakıyordu.

Thomas: "Bana bakarken gözlerin parlıyor. "

"Onu nereden çıkardın. "

Thomas: "Sen hala anlamamışsın. "

"Dediğinden hiçbir şey anlamıyorum. "

Thomas: "O gece kayanın üzerinde otururken bir şey demek istedim sana"

"Beyza’yı sevdiğini mi söyleyecektin? "

Bunu neden dediğimi bende bilmiyordum. Gözleri yine dolmuştu.

"Ne oldu? "

Thomas: "Görmüyorsun hiçbir şeyi Elizabeth nasıl eridiğimi yandığımı görmüyorsun. "diyerek yanımdan kalktı. Yanına gittim. Ne yapabilirdim ki ne diyebilirdim. Elimi omuzuna koydum. Yine gözlerimin içine bakmıştı. Gözlerinin içinde o güzeller güzeli peri kızı belirdi.

"Senin kaderinde peri kızı var Thomas"

Thomas: "Ne nasıl yani! "

                             THOMAS

Elizabeth ile aynı odada kilitli kalmıştık. Ona sarılmak istedim. Dayanamayıp sarıldım. O kadar güzel kokuyordu ki bu kokuyu hiçbir şeye değişmem.  Ellerimin arasına aldım yüzünü yeşil gözleri yine aşkla bakıyordu. Akşam olunca parlayan yıldızlar gibi parlıyordu.

"Bana bakarken gözlerin parlıyor. "

Ağzımdan kaçıvermişti. Olsun belki anlamıştır onu ne kadar sevdiğimi birbirimiz olmadan tam olamayacağımızı…

"Onu nereden çıkardın"

İşte yine kaçıyordu benden anlayamamıştı hala…

"Sen hala anlamamışsın. " dedim.

"Dediğinden hiçbir şey anlamıyorum. " dedi. Yeter artık itiraf edeceğim daha fazla dayanamıyorum.

"O gece kayanın üzerinde otururken bir şey demek istedim sana" bakalım şimdi ne yapacaktı.

"Beyza’yı sevdiğini mi söyleyecektin? " işte bunu demesi canımı çok yaktı.

"Ne oldu? " dedi benim canımı ne kadar çok yaktığını görmüyordu.

"Görmüyorsun hiçbir şeyi Elizabeth nasıl eridiğimi yandığımı görmüyorsun. " diyerek yanından uzaklaştım. Dokunsalar ağlayacak gibiydim. Yanıma geldi ve elini omuzuma koydu. İster istemez ona baktım yine göz göze gelmiştik.

"Senin kaderinde peri kızı var Thomas" dedi çok şaşırmıştım. Çünkü bir perinin gözlerinde sadece evleneceği kişi görürdü. O ise bir peri kızı görmüştü. Bu imkansızdı. O bir vampirdi bir peri değil. Şaşkınlıkla: "Ne nasıl yani! " dedim.

Elizabeth: "Gördüm işte. " ne diyebilirdim. Elizabeth sadece perilerin evleneceği kişi görür gözlerinde mi deseydim. Bunu öğrenmeden bir şey diyemezdim. En iyisi masum bir yalan uydurmaktı.

"O benim annem"

Elizabeth bana şaşkın bir şekilde bakıyordu.

"Tuhaf gerçekten çok şaşırtıcı üzdüysem özür dilerim. Nerden bile bilirdim ki yine kendi hayalimde kurup söyleyiverdim işte kusura bakma"

Hayalinde falan kurmadın meleğim sen hissediyorsun çok güçlü bir vampirsin ahh şimdi seni üzdüm işte bunu istemezdim. Yakında beni sevdiğini birbirimiz olmadan yapamayacağımızı anlayacaksın işte o zaman her şeyi anlatacağım. Buradan gittikten sonra ilk işim bunu araştırmak olacak. Neden bir peri gördüğünü bulacağım…

Vampir ve PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin