1: Alparslan Bey🍭

60.9K 1.8K 678
                                    

Sevgili okuyucu;
Hepimiz bu kitabın wattpad üzerinde yazılı olduğunun farkındayız. Ne kadar mizah kitabı gibi olsa da mantık hataları elbet vardır. Uyarmayın çünkü üşeniyorum düzenlemeye.

Lütfen yorum yaparken topluluk kurallarına uyalım ve küfürden kaçınalım. Başka bir kişinin yorumuna en ufak bir küfürde bulunursanız silinecektir ♡

###
-kapak fotografı tamamen bana ait. Saatlerdir uğraşıyorum. Çok güzel olmadı ama neys.-
🍄

1. Bölüm: Alparslan Bey:
Gece'den:

Ellerimde; önümdeki masaya bağlı kelepçeler, karşımda; arkasında beni izlediklerini bildiğim bir cam ve vücudumda her bir zerresi uyuşmuş kemiklerimle oldukça rahatsız edici bir sandalyede tek başıma oturuyorum.

Neden diye sakın sormayın. En ufak bir tahminim bile yok.

Eğer bir katil olduğumu düşünüyorlarsa beni askeri bir karekola getirmezlerdi. Kapkaççı veya hırsız? Hayır. İzlediğim filmler ve dizilerde böyle sorgu odasında tutmuyorlardı onları.

Belki de oldukça önemli bir şeyi çalmakla suçlanıyorum. Askeri yada siyasi yönden önemliyse sorguya alınırım değil mi? Yinede ben buna da pek ihtimal vermiyorum. 1.65 boyumla fare gibiyim zaten. O kadar önemli bir şeyin korumalarını geçemeyeceğimi tahmin etmişlerdir.

Peki ben niye burada böyle tek başıma oturuyorum? Tecavüzle umarım suçlanmıyorumdur. Eğer öyle bir şeyse oldukça iyi bir indirim alır yada hiç hapis yatmam ama öğrencilerimin ve dekanların bana iğrenerek bakması korkunç olurdu.

Allah'ım sen bana yardım et!

Yardım düşüncelerimi bölmek istercesine geldiğinde olabilecek en gergin şekilde gülümsedim.

Büyük ihtimalle yardım konusunda yanıldım. Benim en az üç katım olan bu üniformalı adam oldukça sert bakıyor. Tek bir dokunuşunda komaya girer, yumruğunda ölürüm. Yavru bir dev mübarek!

"Gece Karanlık?"

İsmim ve soyadımın söylenmesiyle başımı sanki soru sormuş gibi evet anlamında salladım.

"Benim."

Elindeki içinde ne olduğunu bilmediğim dosyayı önümdeki masaya sert bir şekilde atıp karşımdaki sandalyeye oturduğunda yutkundum. Tamam. Bu gün ölecektim. Ama son dilek hakkımı kullana bilir miyim? Öğrencilerime ödev vermek istiyorum. Özellikle 12. sınıflara. Yavrucakların sınav seneleri. Üstelik veda konuşmamı da hazırlamadım.

"Kerem İrfan ile özel görüştüğünü biliyoruz. Adam gibi ne konuştunuz anlat. Bizde cezanı en aza indirelim."

Bağırmadı. Oldukça bariton bir ses düzeyinde konuştu ama bağırmasını tercih ederdim. Adam konuşunca tüylerim diken diken oldu.

"Dediğiniz adamı tanımıyorum."

Şekilli ve hoş yüzünde canice bir gülümseme yer aldı. Bu adam bana midemi kusturur ve sonra tekrar yedirirdi. Gördüğünüz ilk anda size o izlenimi veriyordu.

"Tanımıyorsun?"

Soru mu yoksa tespit mi anlamadım ama ayağa kalkmış olması sandalyeye sinmeme yeterli bir sebepti. Özellikle arkama ağır adımlarla gelip ozumlarıma yukardan baskı yaparken. Şahadet getiriyorum şu an.

"Görüntüler elimizde. Sizi birlikte gören şahitlerde var. Ne konuştuğunuzu söyle. Yoksa seni öldüresiye döverim."

Şahitler var. Görüntülerde. Peki benim beynim nerde? Soyadı tanıdık ama ismi hiç hatırlamıyorum. Bu panikle hatırlayamamda zaten.

 Dev Adam (Koruması Mısın? -2)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt