Eyvallah

30.7K 1.4K 387
                                    

Mutfağa ilerlediğimde hâlâ uyku sersemiydim. Yüzümü yıkamadan böyle dolaşmam kabacaydı ama bu bile umursadığım şeylerden biri değildi. Uykum olduğunda hiç bir şeyi umursamazdım.

Kapının hemen önünde durduğumda dikkatimi ilk çeken kapının karşısındaki masaydı. Bir yanı tamamen duvara değiyordu.
Masanın iki yanında karşı karşıya sandalye vardı ve tam karşımda olan sandalyede Cihan komutan elini yanağına yaslayarak telefonuyla ilgileniyordu.

Beni fark ettiğinde -ki bu bir bordo bereli için hiçte geç olmamıştı- hızla kafasını telefonundan kaldırmış gergin bir şekilde gülümsemişti.

"Günaydın."

Öyle bir uyumuşumki karanlık çökmüş. Nasıl günaydın olur? Niye bu kadar tedirgin bakıyor yüzüme.

"Günaydın."

"Rahat uyuman için temiz eşofman verecektim. Unutmuşum."

"Önemli yok. Gayet rahat uyudum."

Sandalyesinden kalkıp fırına doğru yöneldi. İşini sanki çok önemli bir şeyi yapıyor gibi yapıyordu.

"Yemek hazır olmuştu. Soğuk yemeyelim diye fırında beklettim... Karnıyarık seversin değil mi?"

Başta yüzüme bile bakmadan konuşmuş, sorusuyla birlikte kuşkulu gözlerini gözlerime dikmişti. Aşşagı yukarı sallayarak onayladım.

"Benim için yeterki yemek olsun. Her şeyi yerim."

Gülümseyip önüne dönerek ciddi olmaya devam etti. Karnıyarıkları iki tabağa servis edip masaya koyduğunda bende yüzümü yıkamaya banyoya doğru gitmiştim. Çapaklı bir şekilde böyle maşallahı olan bir adamın yanında yemek yiyemezdim.

Yüzümü temiz olduğu belli olan havluyla kurutup tekrar mutfağa yönlendirdim adımlarımı. Evde tek bir tane toz zerresi yok. Havluya şaşırmamak lazım.

Mutfağa girdiğimde Dev Adam masaya pilav, çorpa ve karnıyarıgı servis etmişti bile. Hızla oturup elime önümdeki kaşığı aldım.

"Ellerine sağlık."

Teşekkür etmeyip sadece başını salladığında onu umursamadan yemeğime döndüm. Yinede bir süre sonra bu sessizlik canımı sıkmıştı.

"Yemek yerken hep böyle sessiz misin?"

"Evde ses olmasına alışık değilim."

Gerginliğinin sebebini duyunca yüzümde küçük bir gülümseme oldu. Sonra bu gülümseme bana yetmeyip sırıtmaya yerini bıraktı. Benim olduğum sürece bu evin sessiz olmasına imkan yok. Her sabah uykum dağılsın diye Rusça rapler dinleyen kişiyim ben.

"Aslında nasıl hâlâ bekar olduğuna şaşırıyorum. Leziz yemek yapabiliyorsun, temizsin. Bu kadar korkutucu bakmasan çoktan birini bulmuş, çoluk çocuğa karışmış olurdun."

Elimdeki kaşığımı pilav tabağına batırıp ziyavetime kısa bir süre devam ederek tekrar konuştum.

"Gitmeden önce seni evlendirecegim."

"Hadi ya?"

Alaylı sesiyle gülümsemem büyüdü.

"Evet. Bana nasıl bir kadın istediğini söyle?"

"Hmm. Bana bir tane yetmez. Dört tane istiyorum. Bir sarışın, bir kumral, bir kızıl ve birde emser."

Ciddi mi diye koyu kahve gözlerimi yüzünde gezdirdim. Bayağı ciddi duruyordu.

"Oha! Hepsiyle evlenemezsin."

"Kuma olurlar birbirlerine."

Yüzüne anlamaz gözlerle bakmaya devam ettiğimde kulağa hoş gelen, erkeksi bir kahkaha attı bu şaşkın halime. Bende aptallığıma güldüm. Bir yandan da gözlerim gülüşünde takılı kalmıştı.

 Dev Adam (Koruması Mısın? -2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin