Pırasa yiyen kedili pijama

15.3K 702 190
                                    

Anlayamıyorum. Neden yeni okul, yeni ortam, yeni dersler olmayan ortaokul 3. sınıflar okula gidiyorda ben ve tüm lise 1'ler gidemiyoruz? Çarpım tablosunu ezberleyemiyorlar mı? Kimya çözeyim dedim, beynim eridi.

Neyse. Ben çok sakin ve hemen sinirlenmeyen biriyim (!)

Bu yüzden; Zevkli okumalar🍄
Bölüm ithafı, ayse_hll 'e

🍄🍄🍄
"Ama gerçekten, kalbim ağzımda atıyordu o sırada. Panikle 'beni ona verme' dediğimde kızda şaşırdı."

"Aptal! Kız nerden bilsin Şimal'i. Üstelik seni arayan Şimal değilken ne diye ilk aklına o geliyor?"

Şu psikologlarda bir garip. Kankam mısın, psikolog musun belli değil. Az önce bilimsel bilimsel sendromlardan bahsediyordu. Birden yine samimileştik. Anlaması güç insanlar bu Abi-kardeşlekardeşlert.

Siz tabi bilmiyorsunuz bu abi-kardeş olayını. Yağız, Hilal'in abisi. 4 dakika arayla hemde. İkizlermiş.

Tabi bunu duyunca bana bir kal geldi. Zerre tahmin etmezdim. Çünkü hiç benzemiyorlar! Yağız'ın çok açık, resmen gri halini alan buz mavisi gözleri var. Ölü gibi beyaz teniyle gözleri bir araya gelince vampirleri andırıyor ve insan tırsıyor. Hilal'inde tam tersi düz, kahve rengi gözleri vardı. Herkeste olabilecek renk. Şekilli ve ışıl ışıl parlaması onda o kadar sempatik ve güzel duruyordu ki...

Yağız, Cihan'dan birkaç parmak kısaydı. Hilal orta boylu bir kadındı. Hiçbir aynı özellikleri yoktu ikisinin! Nasıl ikiz olabilirlerdi ki?

"Bilmem. İlk aklıma Şimal geldi o an."

Tabikide Umut mevzusunu anlatmadım. O hiperaktif gibi bir türlü yerinde durmayan karı -o karı Şimal oluyor- her yerden çıkabilir ve söylememi bahane ederek diğer bacağımıda kırabilirdi. Hatta bahaneye gerek yok. Zaten Umut işini halledemedim diye kıracak bacağımı. O kesin.

Allah'ım, bir bordo bereliye nasıl komplo kurup başka bir time postalayabilirim ki? Bu mümkün değil.

Ayağa kalkıp odasındaki geniş kitaplığa doğru ilerledim. Bayağı çoktu kitapları. Burdan göründüğü kadarıyla konu çeşitileride oldukça fazlaydı.

"Kütüphane soymuş gibisin."

"Daha çok Yağız'ın kitaplığını soydum. Ansiklopediler, otobiyografi ve biyografiler onundu."

"İşte gerçek bir kardeş."

Yazılı olmayan bir kuraldır kitap okumayı seven abla-abiye dadanmak.

"Bir insan neden ansiklopedi okur ki?"

"Yanlış soru Gece. Bir insan neden her gördüğü ansiklopediyi alıp noktalamaya yerlerine kadar ezberler diyeceksin."

Yağız manyak arkadaşlar. Başka bir açıklaması olamaz. Bir insan evladı ansiklopedi ezberler mi? Okuyan bile çok yok.

"Neden internet varken cilt cilt bunları alıyor peki?"

"Genç yaşında bunadı çünkü."

Gülüp elimdeki Junior Larousse'nin Temel Bilgi Ansiklopedisi'nin altıncı baskısını bırakarak Atatürk'le ilgili biyografiyi aldım. Bayağı kalındı. Uzun uzun anlatıldığı sayfa sayısından belliydi.

"Sakın okumaya kalkma. Başta bir heyecanla okumaya başlıyorsun, sonra beynin kulağından fışkırıyor. Benim rekorum sekiz."

"Sekiz saat?"

"Sekiz sayfa."

Şaşkınlıkla Hilal'e döndüm.

"O kadar mı bunaltıcılar?"

 Dev Adam (Koruması Mısın? -2)Where stories live. Discover now