Bulalım şu küçük kadını

15.3K 695 244
                                    

1821 kelime. Tatatatam. Oldukça uzun, garipimsi ve güzel.

Yorumlarda buluşalım.
🍄🍄🍄

"Diğer ayağımıda sen kırdın! Biraz dikkatli ol."

"Özür dilerim. Bilerek olmadı."

"Biliyorum. Dileyip durma özür falan."

Gelmiş özür diliyor. Boğacağım artık onu. İki saattir özür, özür, özür. İçim gıyıldı.

"Gece..."

"Biliyorum sen. Ama hâlâ anlamıyorum seni. Söyle artık yav. Vallahi billahi seni duymamış gibi yaparım."

"Çocuk mu kandırıyorsun Gece? Zaten anlamıyorsun sinirleniyorum. Bari sus."

Bakışlarını ayaklarıma çevirince bende döndüm etrafı izlemeye. Cihan'la dans etmek zulüm gibi. Biri sorsa Cihan'la dans mı, yoksa Şimal'den dayak yemek mi Şimal daha iyi derim. Bu neymiş arkadaş. Öldüm öldüm dirildim.

Şarkı bitince ellerimi omzundan çektim. Oda ellerini belimden hızlıca çekti. Dans etmek için diğerleri gibi ortaya çıktığımızda belime elini koymuş, o zamandandır başta yakın olmamız olmak üzere her şeye özür dilemişti.

Tekrar masaya gidip tam oturmuştumki Angel'in toz pembe tonlarında, oldukça kısa bir elbiseyle yanıma gelmesiyle gülümsedim.

"Merhaba Gece."

"Merhaba, Lio yanında yok mu? Sizi birleşik sanıyordum."

Abartılı şaşkınlığıma göz devirdi. Lio, Angel'in oğlu oluyor. Yanlış tahmin etmiyorsam yedi yaşında. Sarışın, maviş bir çocuk. Annesinin eteğine yapışıp ona günü zehir etmek en büyük hobisi.

"Biraz ilerdeki bir masada. Babasına yanına bıraktım ve şaşırtıcı şekilde kabul etti. Eğlenmek benimde hakkım ama değil mi?"

"Kesinlikle."

Bradd, -Angel'in karısı- yanımıza gelip kocaman gamzelerini gözüme sokarcasına gülümsediginde refleks olarak bende gülümsedim.

"Merhaba Gece."

"Merhaba Bradd. Sakal çok yakışmış."

"Çok naziksin. Teşekkürler."

Göz ucuyla Cihan'a baktım. Yanlış bir şey söyleme ihtimalim kaçtı? Genelde sinirlenir yanlış yaptığımda.

"Lio yanında değil miydi?"

Karısının lafıyla gözleri irice açıldı. Neye şaşırdı bu adam?

"Yanımda olması mı gerekiyordu?"

"Yanına gideceğini söylemişti."

Bredd bıkkınlıkla ofladığında ben gülmemek için bakışlarımı kaçırdım. Zaten Lio'dan beklenilen hareketler bunlardı.
Onlar çocuklarını aramaya giderken sonunda bana kırgın bakan Cihan'a döndüm.

"Ne oldu?"

"O adama söyledin."

"Neyi?"

"Senin söylemen gereken şeyi. O adama söyledin. Ama bana söylemedin."

Ofladım bu gün kaçıncı olduğunu umursamadan. İllallah geldi bana artık. Ne dedim ben? Merhaba? Bu olmaz. Çok saçma. Sakal? Hayır. Cihan zaten sakal bırakmıyor. Yakışmış? Ah, tabi ya. Adama en ufak bir şey söylemedim.

"Çok yakışıklı olmuşsun."

"Boşversene. Artık bir önemi yok."

Hadi ama! Söylüyorum işte. Daha ne istiyor.

 Dev Adam (Koruması Mısın? -2)Where stories live. Discover now