15.BÖLÜM

5K 466 4K
                                    

"İkimiz de aynı anda tutsak kalıp aynı anda özgürleşiyorduk. İkimiz de aynı anda... Diz çökmeden... Teslim oluyorduk."

Kaç dakika ya da belki saniye, emin değilim, o şekilde kaldık bilmiyordum ama Pamir'in dudaklarımdan kopup hafifçe geri çekilmesiyle birlikte gerçekler tüm ürperticiliğiyle bir kez daha suratıma çarptı. Tanrım! Biz az önce ne halt etmiştik öyle!? Hem de tüm Elementa halkının gözleri önünde!?

Ellerimle Pamir'i omuzlarından itip üstümden kalkmasına yardım ettiğimde, o da yerden destek alarak doğrulmaya çalışmıştı ancak o anda ikimiz de ellerimizin acısıyla yüzümüzü buruşturduk. Hissettiğimiz acıya rağmen güçbela doğrulup olduğumuz yere oturmayı başardık. Tanrım... Perişan değil, perperişan haldeydik ve sanki bu yetmezmiş gibi çitleri aşıp bize doğru koşan Arat ile Umay'ın, bu mesafeden bile fark edilen sırıtışlarına ne tepki vereceğimi bilmiyordum.

Ellerim çok acıdığı için ayağımı kullanma kararı alarak hemen yanımda oturan Pamir'in bacağına hafif bir tekme atıp bana dönmesini sağladıktan sonra da öfkeyle "Nasıl öylece uluorta yerde, herkesin gözü önünde öpersin beni!? Sen kafayı mı yedin?" diye inledim. Suratımın alev alev yandığına yemin edebilirdim. Öfkeden. Evet, kesinlikle öfkedendi kızarmış olmam!

Pamir'se bize biraz daha yaklaşmış olan Arat ve Umay'a çabuk bir bakış attıktan sonra abartılı şaşkınlığıyla tekrar bana döndü.

"Ha çünkü tek ben öptüm değil mi? Bacaklarını belime sardığında hangimizin daha fazla kafayı yediğini de burada tartışalım istersen!?"

Alt dudağımı sertçe ısırıp gözlerimi sıkıca kapattım. Tanrım! Yer değil gök de yarılsa bu utancı hiçbir yere sığdıramazdım. Gözlerimi yeniden açtığımda tüm halkın hafızasının silinmiş olması gibi büyük bir mucizeye ihtiyacım vardı. Fakat birkaç saniye sonra duyduğum adım sesleriyle birlikte gözlerimi araladığımda karşılaştığım şey mucize değil, Arat'ın artık daha net gördüğüm sırıtışıydı. Adım kadar emindim ki birazdan benim yere göğe sığdıramadığım utancımı sekize hatta ona katlayacaktı!

İkili tamamen yanımıza ulaştıklarında Arat eğilip Pamir'in kolunu kendi omzuna atarak onun ayağa kalkmasına destek olurken Umay'da imalı bakışlar eşliğinde aynı şeyi benim için yapmıştı. Her ne kadar ilk atağı Umay'dan beklesem de daha fazla içinde tutamadığı bombayı patlatan yine Arat olmuştu.

"Sonsuz hayatım boyunca izleyip izleyebileceğim en 'ATEŞLİ' düelloydu! Yemin ederim tüm yerleşkeyi yaktınız geçtiniz..." diyerek kahkahayı patlattı. Umay'da hemen yanı başımda olmasına rağmen hiç gocunmadan eşine eşlik ediyordu.

"Kes zevzekliği Arat!"

Neyse ki Pamir daha fazla uzatmamaları için Arat'ı uygun şekilde uyarmıştı.

"Ben keserim kesmesine de... Yerleşke bugün darbe üstüne darbeleri yedikten sonra kaç yılda durulur onu pek kestiremiyorum."

Yeni bir gülme krizi daha esprili çifti sarıp sarmalarken en sonunda dayanamayarak dişlerimin arasından "Pamir sen daha yakınsın, bir tane çarpar mısın şunun ağzına!?" dedim.

Pamir ellerini bana göstermek için hafifçe kaldırarak "Ellerim çok fena yandı. Şimdi bu haldeyken vursam bile ondan çok benim canım yanar. Borcum olsun." dedi.

Arat, Pamir'in bu tepkisine daha çok gülmüştü.

"Eee sen onu kendi elementin dururken ateşe yürümeyi seçerken düşünecektin kardeşim. Başa gelen çekilir." dedi ve Pamir o anda canının ne kadar yanacağını umursamadan Arat'ın ensesine bir tane patlattı. Tabii vurduğu an dediği gibi ondan çok kendi canını yaktığı için her ne kadar dişlerini birbirine bastırarak engellemeye çalışsa da acıyla inlemişti.

AYKIRI: 4 BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now