3.BÖLÜM

3.7K 476 686
                                    

"Tanrım! İşte şimdi işim bitmişti. Çünkü... Çünkü ben galiba dün gece güçlerimi kullanmıştım! Bunu da aynada göz göze geldiğim kor kırmızısı gözlerimden anlamıştım!"

Soğuk su ile aldığım uzun ve cezalandırıcı duşun ardından hala parlamaya devam eden kolyemin ışığının tamamen sönmesi için dua ederek odamda sağa sola volta atmaya devam ediyordum. Nasıl böyle bir aptallık yapabilmiştim hala anlayamıyordum. Merve'yi tam yedi kez Semih'i ise üç kez aramıştım fakat ikisi de telefonlarıma bakmadıkları gibi henüz geri dönüş de yapmamışlardı.

Dün gecenin hatırlamadığım kısmında neler olduğunu bilmeye ve arkadaşlarımın sırrımı öğrenmediğini anlayarak rahat bir nefes almaya ihtiyacım vardı. Tabii bir de annem eve dönmeden hemen önce gözlerimi eski haline döndürmeye. Tanrım! Nasıl ya nasıl!? Nasıl böyle bir saçmalık yapabilmiştim? Nasıl bu kadar kontrolsüzce ve de fevri davranabilmiştim? Ya o kafayla birilerine gerçekten zarar verseydim? Ya en yakın arkadaşımın gözünün önünde o adamları gerçekten yaksaydım!?

Çıldırmanın eşiğinde, saç diplerimi adeta kazırcasına kaşırken ve kendi kendimi yiyerek bitirmeye devam ederken odaya dolan telefon melodisiyle hızla yatağıma doğru atıldım. Ekrandaki Semih yazısını okuduktan sonra derin bir nefes alarak çağrıyı yanıtladım.

"Semih?"

"Beria beni aramışsın, şimdi gördüm. Bir şey mi oldu?"

Sesi gayet normaldi. Peki dün geceden sonra bu kadar normal olması normal miydi? Yoksa o da mı dün gece olanları net şekilde hatırlamıyordu? Bunu anlamanın tek yolu vardı.

"Iıı... Semih ben... Dün gece..."

"Özür mü dileyecektin?"

"Şey... Galiba dilemeliyim. Yani özür dilerim. Başına açtığım dertlerden ötürü... Hah bir de beni odama kadar taşıdığın için teşekkür ederim."

Semih gülerken ben gittikçe artan utancımın altında eziliyordum.

"Haklısın valla. Özrü bilmem ama bir teşekkürü hak ediyorum kızım. Seni kucağına alıp da merdiven çıkmak, her yiğidin harcı değilmiş. Buna dün geceden sonra kalıbımı basarım!"

Aniden çatılan kaşlarımla utancımdan sıyrılıp aynı hızla öfkemi kuşandım.

"Pisliksin Semih! Senden özür dileyende kabahat zaten. Öküzsün işte öküz! Ayrıca ben kilolu falan değilim. Kemiklerim iri bir kere!"

"Kızım kilona bir şey demedim ama benimle aynı boydasın be, aynı boy!"

"Ben normalim, kısa olan sensin!"

"Hmm hmm aynen. Bu söze gerçekten inandığında beni yeniden ara olur mu? Şimdi kapatmam lazım. Merve yeni uyandı galiba. Handan teyzem onu azarlarken izlemek istiyorum. Tüh ya... Keşke Elif Sultan seni azarlarken de izleyebilseydim..."

"Ayıp ediyorsun kardeşim. Çık gel akşam yemeğine. Çünkü kendileri sabah tam olarak hıncını alamadı ve kısa bir ön gösterimden sonra esas filmin akşam kopacağını belli edercesine çıkıp işe gitti. Yani hala çok bir şey kaçırmış sayılmazsın."

Semih'in kahkahalarına karışan, arka fonda yükselen Handan teyzenin sesi yutkunmama sebep olurken bir yanım tuhaf hiçbir şey olmadığı için neredeyse huzurluydu. Ama bu huzura kanmadan önce hala emin olmam gereken şeyler vardı ve "İlk raunt başladı kapatıyorum." diyen Semih, sorularımı yanıtlamadan o telefonu kapatamazdı.

"Bir dakika, bir dakika! Sakın kapatma telefonu."

"Ya kızım yine ne var? Eğlenceyi kaçırıyorum senin yüzünden. Hadi çabuk söyle ne söyleyeceksen."

AYKIRI: 4 BAŞLANGIÇTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang