3

1.4K 92 10
                                    

Medyadaki Rain ;)

Arabayı kullanırken bir yandanda Luke u izliyordum.Dikkatli bir şekilde etrafı inceliyordu.Yüzünde gizlemeye çalıştığı bir gülümseme vardı.Biliyordum! Dolaşmayı,gezmeyi özlediğini biliyordum.

"Kabul et hoşuna gitti."dediğimde gülümsemesini silip ciddiyetle önüne döndü."Hiçde bikere.Evimi seviyorum"

"Lanet olsun!!"dediğimde dikkatle bana baktı.

"Ne oldu?"Luke biraz korkmuş görünüyordu.Korkmalıydıda.Bunu daha önce nasıl fark etmemiştimki.

"Benim tatil günüm yok Hemmings.Şimdi farkediyorum."

Luke önce kaşlarını havaya kaldırdı.Sonra kahkaha atmaya başladı.O ve onun boğuk kahkahaları.

"Tanrım Rain sen ciddi olamazsın."kahkahaları giderek şiddetlendi.

"Gülmeyi kes Hemmings."

"Tatil günün yok çünkü hastalığımda tatile çıkmıyor.Hem ne zaman istersen bir kac saatliğine dışarı çıkabiliyorsun."diyerek yüzünde yinede o aptal gülümsemeyi korudu.O lanet olası derecede yakışıklıydı.

"Pisliğin tekisin Sarışın."diyerek homurdandım ve arabayı sonunda teklonoji marketin kapısına yakın bir noktaya park ettim.Luke her ne kadar pisliğin tekide olsa yorulmasını istemiyordum.

Ona döndüğümde fazla gergindi.Bunu görmezden gelip emniyet kemerimi çıkardım ve arabadan indim.Onun tarafına geldiğimde hala arabadan inmemişti.

Kapısını açtım."Hadi ama Luke.Bu kadar korkak olma."

"Korkmuyorum"diyerek arabadan indi.Bu üç buçuk ayda ögrendiğim en önemli şey Luke un fazla gaza geldiğiydi.Gülerek kapıyı kapattım ve kilitledim.Onunla birlikte yavaş yavaş giriş kapısına yürürken stresden ellerini bacağına vuruyordu.

"Korkuyorsun kabul et."

"Acayip korkuyorum Turner mutlumusun?!"

"Korkmana gerek yok.Ben yanındayım."diyerek koluna girdim.Uzun boylu olmama rağmen onun omzuna anca geliyordum.Koluna girdiğimde belirgin bir şekilde rahatladı.

"Uzun süredir dışarı çıkmadım Turner.Gergin olmam normal."dedi ama artık çokda gergin olmadığını biliyordum.

Luke ile aramdaki ilişki bu üç buçuk ayda fazla yol katetmişti.Biriyle gece gündüz bir evde kapalı kaldığınızda sanırım bunlar oluyordu.Artık bakışlarından ne demek istediğini anlardınız.Yada strese girdiğinde nasıl davrandığını.Mutlu oldugunu nasıl gizlemeye çalıştığını.Sinirlendiginde kaçmak yerine üzerine gitmeniz gerektiğini bilirdiniz.Dokunuşlarınızla birbirinizi rahatlatmayı öğrenirdiniz.

Luke u seviyordum.Tabiki o anlamda değil.Yani bu tuhaftı.Onun yüzünden sahip olduğum tek aileyi kaybetmiştim.Okulumdan olmuştum.Ama onun yüzünden gittiğim okul sayesinde yine onun yanındaydım.Bu belkide kaderdi.Belkide benim kaderim bu hasta çocuğa bişeyler vermekti.

"Bayılırsam beni tutarmısın"dedi Luke içeri adım atarken.

"Hayır tutmam.O yüzden bayılma."diyerek onu tehtit ettim.

Tamamem içerdeydik artık ve sanırım Luke hastalandığından beri ilk kez kalabalık bir ortama giriyordu.Hastahaneleri saymazsak tabi.

Tabletlerin olduğu tarafa yürüdükçe onun daha çok rahatladığını hissettim.

Tabiki aptal bir tablete ihtiyacım yoktu ama anlamadıgım ve Luke un düşkün olduğu bir konu bulmam gerekiyordu.Cidden teklonojiden pek anlamıyordum.Üstelik Luke burada dolaşıp baska seylerede bakmak isteyebilirdi.O yüzden burayı seçmiştim.

Breath  // HemmingsWhere stories live. Discover now