24

1.1K 87 6
                                    

Doktor Peters ve Luke birbirlerine ters ters bakarken sadece izliyordum.Doktor son olarak makina kontrollerini yaptı.

Yeni kız hala koltukdaydı ve sıkılmış gibi görünüyordu.Doktoru ilgiyle takip etmeliydi!

"Pekala Serena kontrolleri dikkatli yapıyormusun?"diye doktor gözlerini kısıp kıza sordu.Sonunda dikkatini çekebilmişti.

"Elena! Ve evet.Tabiki yapıyorum."

"Öylemi? Kaç saatte bir?"diye kollarımı kavuşturup sordum.Bana gözlerini devirerek baktı.Sürtük bakışı atıyordu.Doktor Peters soruma gülümserken Luke her zaman yaptığı gibi kaşlarını çatmıştı!

"2 saatde bir yada 1.Sonuçda yapıyorum.O iyi.Sorun yok"dediğinde sinir damarlarımı tamamen ele geçirdi.Bu kadar umursamaz bir insan Luke a bakıcılık felan yapamazdı.Kızıl Taylor ı bile bu Esmer pisliğe tercih ederdim! En azından o Luke un dibinden ayrılmıyordu!

"Yarım saatde bir makinasını kontrol etmen gerekir! Daha önce makina yüzünden tehlike atlatmış bir hastan var."dedim.Sinir sesime yansımıştı.Doktor koluma dokunup beni sakinleştirmeye çalıştı.

Luke gözlerini kısmış bir doktora bir bana bakıyordu.Burada onun hayatından bahsediyorduk! O ise bizi inceliyordu.

"Bayan Turner sonuna kadar haklı Elena.Artık daha dikkatli olucağını umuyorum.Unutmaki senin ilk görevin Luke ile ilgilenmek."diyerek Doktor aradaki gergin havayı dağıttı.Sonra eşyalarını gitmek için toplamaya başladı.Bende çantamı koltukdan alırken "Rain sen bu geceden itibaren burada kalsan iyi olur.Gerekli eşyalarını yarın bir ara alabilirsin sanırım."

Doktora olmaz diyecekken endişesini fark ettim.Bu aptal kıza güvenmiyordu! Luke un güvende olmasını istiyordu.Çantamı koltuğa geri bırakırken başımı salladım.Elena nın bıyık altından küfür ettiğini duydum.

Burada kalmam onu sinir edecekse kalırdım!

Doktoru esmerle beraber kapıya kadar geçirdik.Kapıyı kapatınca bir an birbirimize bakakaldık.

"Sana odanı gòstereyim"diyerek beni evdeki ikinci misafir odasına yönlendirdi.Sanırım o benim eski odamda kalıyordu.Ben ise ilk misafir odasına ilerledim"Burada kalmam daha iyi olur."dediğimde tekrar sinirle içini çekti.

"Orası benim odam! Sen misafir odasında kalacaksın." Bu sefer kaşlarını çatan ben oldum.O halde benim odamda kim kalıyordu.Kızı pas geçip odama ilerledim.Kapıyı açmaya calıştım ama kilitliydi.

"Sen ne yapıyorsun?! Oraya girmek yasak."dedi kız.Beni gittikçe deli ediyordu.

"Kim yasakladı?"diye sordum.Bana bir adım daha yaklaştı."Luke tabiki! Bu odaya adım atman için Luke un ölmesi gerek sanırım.Temizlik için bile açtırmadı.Yani boşuna uğraşma güzelim."diyerek güldü.

Bende ona gülümseyip salona ilerledim.Peşimden geldiğini duyuyordum.Salona girdiğim an Luke gözlerini bana çevirdi.Aramızdaki yüksek elektriği oda hissediyormu diye merak ettim."Odamın anahtarları nerede?"derken saçlarımı kulağımın arkasına attım.Bir kaç saniye derin okyanus gözleriyle bana sadece baktı.Derin bir iç çekti."Konsolun ikinci çekmecesinde.Bileklik kutumun içinde."diye cevap verdi sonunda.Konsola gidip dediği yerden anahtarlarımı aldım.Tekrar Luke a bakmadan kapıya yöneldim.Esmer kaşlarını çatmış bizi dinliyordu ve oldukca sinirli görünüyordu.Yanından geçerken anahtarları ona salladım.

Odamın kapısını açıp girdiğimde tanıdık hava beni hemen etkisine aldı.Burayı özlemiştim.Hemde fazlasıyla.Bu evi, bu odayı yada Luke u.Hepsini özlemiştim.

Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım.Günler sonra ilk kez rahat ettiğimi hissettim.Bedenim bana burası senin evin diye bağırıyordu.Gözlerim karanlığa dalarken gerçekden kendimi evimde hissettim.

--

Gözlerimi açtığımda havanın kararmış olduğunu gördüm.Tanrım ne kadar uyumuştum böyle?

Hemen ayağa kalkıp minik banyoma girdim ve yüzümü yıkadım.Odadan çıkıp sesler gelen mutfağa ilerledim.Elena ocağın başında ufak tencerelerden birini karıştırıyordu.Beni görünce yüzünü ekşitti.Dolapdan bir elma alıp ufak masanın etrafındaki sandalyelerden birine oturdum.

"Senin olayın ne?"diye sordu sonunda bana dönüp.Merakdan çatladığını buradan görebiliyordum.Şimdiden Luke u kıskanıyordu.Luke u kıskanmasını kıskandım! Lanet olsun!

"Olayım yok.Bunu sana düşündüren ne?"

"Luke un sana karsı davranısları.Burada bir odanın olması.Nesin sen.Eski sevgilisi felanmı?"diye sorunca güldüm.Cidden güldüm.

"Eski sevgilisi felan değilim."diye cevap verdim.Tekrar tencereye dönüp etrafa bakındı."Nerede bu siktiğimin tuzu!"

Masanın başından kalkıp ocağın caprazındaki minik dolabı açtım ve tuz kavonozunu ona uzattım.Tekrar sinirle gözlerini kısıp elimden kavanozu hışımla çekti.

Daha fazla ona katlanamiyacağıma karar verip salona girdim.Luke elinde tabletiyle oynuyordu.Salonun ışıkları yanmıyordu.Yanan tek ışık Luke un baş ucundaki abajurdü.Neyseki sokak lambasıda yardımcı oluyordu.Yavasca ilerleyip bana ait olan küçük tekli koltuğa oturdum.Sadece bir saniye için gözlerini bana çevirdi ve yemin edebilirim ki gözlerinde özlem vardı!

Tekrar tabletine dönüp yüzünü buruşturdu.Bunu tanıyordum.Canım yanıyor yüz ifadesiydi."İyi misin?"diye sordum.Yavasca bana döndü."Evet"diye cevap verip tabletine geri döndü.Bir kaç dakika sonra tableti hızla kucağına indirdi."Siktir!! Sadece şu deliğin olduğu yere bakabilirmisin? Dikişlerim acıyor" diye sordu.Yerimden kalkıp önceden yaptığım gibi yatağının kenarına oturdum.Bugün ilk kez bana gözlerini kaçırmadan bakıyordu.Tshirtünü yukarı sıyırıp çıkarttım.Çok yanlıştı ama ona bakmayı bile özlemiştim.

Benim açtığım deliği doktor dikmişti ve bu Luke u zorluyor gibiydi.Pansuman yapılması gerekiyordu.Yatağın altındaki pansuman kutusunu çekip gerekli malzemeleri çıkarttım ve dikkatle temizlemeye başladım.

Ben işimi yaparken bana gözlerini dahi kırpmadan baktığını biliyordum.Pansumanı bitirip tshirtünü geri aldım ve başından geçirdim.Kollarinı dahi küçük bir çocukmuş gibi kendim geçirdim.Sonunda işimi tamamen bitirdim ve yatakdan kalmaya yeltendim.Ama Luke kolumdan tutup beni sertçe çekti.Döndüğümde gözlerini kapatmış sanki sakinleşmeye calışıyor gibi olduğunu gördüm.

Sonunda gözlerini açıp bana baktı."Teşekkür ederim."dedi.Başımı salladım çünkü sesimi bulamayacaktım.Eli kolumdan yukarı çıktı ve bir tutam saçı kulağımın arkasına kıstırdı.

"Senden nefret ediyorum Rain Turner"diye fısıldadığında bu gerçeği sindirmek için gözlerimi kapattım."Ama ne kadar nefret edersem edeyim sana çekiliyorum.Seni görmeden yada sesini duymadan yapamıyorum.Yinede senden nefret ediyorum."

"Nefret etmeni anlıyorum.Ama artık çocuk degiliz Luke"dediğimde gülümsedi.

"Emin ol ne ben nede duygularım çocuk değiller Rain."diyerek sonunda kolumu bıraktı ve benden uzaklaştı."Nefretim bile çocukca değil artık."

"Önemli değil.Sonuçda nefretde bir duygu."diyerek yanından kalktım ve onu anlamamış bir halde orada bıraktım.

Breath  // HemmingsWhere stories live. Discover now