6

1.3K 89 1
                                    

Çokdan uyanmama rağmen yatakdan kalkıp Luke un yanına gitmedim.Yatağımda uzanmış tavanı izliyordum.

Ashton benimle yemeğe çıkmak istiyordu! Seve seve kabul ettim tabiki.Ama Luke o andan sonra sadece yatağında uzandı ve 'Evet-Hayır' dışında ağzından tek kelime çıkmadı.Onu rahatsız edecekse Ashton ile çıkmazdım.Bunu ona sormak istesemde soramıyordum.

Akşam 5 Ashton ile çıkacaktım ve Michael Luke ile kalmaya gelecekti.

Sonunda saat 12 ye gelirken Luke un beni çağırmayacağını anlayıp odadan çıktım ve mutfağa gidip kahvaltı hazırladım.Kahvaltıtıkları özenle dizdiği tepsi ile salona girdiğimde Laptopu ile uğraşıyordu."Günaydın"

"Sanada"dedi kafasını bile kaldırmadan.Neden böyle davranıyordu cidden bilmiyorum.Ashton ile ilgili olamazdı.Bu derece sinirini bozsaydı bana söylemezdi bile.

Tepsiyi yanına bırakıp koltuğa oturdum."Kahvaltını yap Luke."Beni duymamazlıkdan geldi tabiki!

Ayağa kalkıp laptopunu elinden aldım."Bunu yapmandan nefret ediyorum demiştim sana!"diye bağırdı.

"Kahvaltını yapmalısın Luke.İlaçların çokdan geç kaldı bile."

"O halde poponu kaldırıp erkenden kahvaltı hazırlasaydın Turner! Bir daha sakın ama sakın laptopuma dokunma."bagırarak konuşuyordu ve ben sadece onu izliyordum.Kahvaltı tepsisini yere fırlattı"Lanet kahvaltıyı yapmicam!!"

Sonunda durdu ve bana baktı.O kadar kızgındiki.Gözlerim dolmaya başlarken onunda ifadesinin yumuşadığını fark ettim."Rain ben-"

Lafını tamamlamasına izin vermeden odadan çıktım ve banyoya girdim.Klozetin üzerine oturup istemsizce ağlamaya başladım.

Onun gerçekden büyüdüğünü ve değiştiğini sanmıştım.Kalbimi kıran bu olmuştu.Yıllar önceki pislik çocuk gibi davranmıştı.Ona yardım etmeye çalışırken sizi irdeleyen Luke geri dönmüştü.

Hıçkırıklarıma engel olamıyordum.Aklıma gelen anılar daha çok ağlamama neden oluyordu.

Luke Hemmings bana lise hayatımı dar ediyordu.Onu rezil ettiğim günki gibi yemekhanede oturmuş yemek yiyorduk.
Luke,Michael ve Calum yemekhanenin diğer ucunda gülüşüyordu.Artık sürekli kendimi Luke u izlerken buluyordum.Çünkü her an bana utanç verici şeyler yapabilirdi.Ona bakarken bir an gözleri beni buldu.O an gözlerimi kaçırmam gerekirdi ama yapmadım.Sanki ona başkaldırıyormuş gibi hissetmiştim.Bana çatık kaşlarla bakarken lanet kahküllerim (ki o kadar uzamışlardıki yüzümüz yarısını gizliyorlardı) gözüme girdi.Onu üflediğimde Luke başka tarafa baktı.Ona bakmamdan rahatsız mı olmustu!?
Yemekhaneden çıkarken arkamdan birinin seslendiğini duydum "Hey telli!"döndüğümde Luke un Michael ile bana yaklaştığını gördüm.
Siktir!!
"E-Efendim"kekelemiştim işte.Korktuğumu bu kadar belli edemezdim.Luke iyice yaklaştı.
"Sürekli beni dikizlemeyi kesmeni istiyorum ufaklık!"dedi uyarır bir tonda."Tamam"dedim hemen.
Sanırım hemen kabullenmemi beklemiyordu.Biraz daha beni süzdükden sonra merdivenlere yöneldi.Hemde yerdeki  dökülmüş meyve suyunu görmeden.Üzerine bastığında düşmemesi için onu son anda kolundan yakaladım.
Bana sanki üçüncü bir gözüm varmış gibi baktı.Birbirimize çok yakın duruyorduk.
"Sen biraz önce..."dedi ama cümlesini tamamlayamadan etrafımızda insanlar toplanmaya başlayınca beni iten o oldu.Onun biraz önce olması gereken şekilde merdivenlerden düştüm.Elimi ağzıma götürtüm.Kan tadı alıyordum.
"O lanet olası beni öpmeye çalıştı."dedi.Benimle olan yakınlığından rahatsız olmuş ve bu adiliği yapmıştı.Yani...boynumu kırabilirdim!! Üstelik ona yardım etmiştim.
"Luke!"dedi herseyi en başından gören Michael uyarır tonda."Evet Mike haklısın gidelim."diyerek Luke koridorda kayboldu.İnsanlar bana alayla gülerken tuzlu suyun tadını dudaklarımda hissettim.

Breath  // HemmingsWhere stories live. Discover now