22

1K 84 4
                                    

Neden? Neden? Neden?

"Rain sen iyimisin?" başımı kaldırıp kıpkırmızı olduğuna emin olduģum şiş gözlerimle Ashton a baktım.Başımla iyiyim işaret verip vicdan azabıma geri döndüm.

Neden? Neden? Neden? Neden o ? Neden bu hastalık onu buldu?

Michael ın yavaşca gelip duvarın dibine yanıma oturmasını izledim.Oda fazla harap olmuştu.Herkes harap olmuştu.Luke u içeri tam 47 dakika önce aldılar ve hala kimse bize bir bilgi vermedi.Neredeyse kafayı sıyırmak üzereydim.

Doktor Peters ı yoğun bakımın kapısında görür görmez ayaklandım.Bayan Hemmings dik durarak doktora yürüdü.Ama onunda artık dayanacak gücü olmadığını biliyordum.

"Durumu nasıl doktor?"derken sesi titredi.Hepimiz doktorun ağzından çıkacak tek bir cümleyi bekliyorduk.

"Durumu kontrol altına aldık.Fakat bir süre kontrol altında kalması gerek.Son zamanlarda sanırım ilaçlarını aksatmış.Kendine pek dikkat etmemiş.Neyseki kriz anında Rain oradaymış ve hepimizi hayran bırakan bir şekilde ona müdahale etmiş."diyerek bana gülümsedi.Geri gülümsemeyi çok istedim ama yapamadım.

"Görebilirmiyiz"dedi neredeyse orada olduğunu unuttuğum bay Hemmings.Doktor Peters başıyla onu onaylayıp yanıma geldi ve beni kolumdan tutup kenara çekti.

"Rain yaptığın müdahale ciddi anlamda hepimizi hayran bıraktı.Hem zekan hem soğukkanlılığınla durumu kurtarmışsın.Fakat bunun ne kadar tehlikeli olduğununda bir o kadar farkındasın.Ya doğru noktayı denk getiremeseydin?"diye sordu.Ciddi anlamda düşündüm.

"Yapmasaydım ölücekti.Yanlış yapsaydımda ölücekti.Ama sanırım ben diğer seçeneği kullandım.Denemek."

"Bazen denemek akıllıca olmayabilir.Luke uyanırsa ona vucudunda ikinci bir delik olduğunu nasıl söyleyebilirim bilmiyorum"

"Uyanırsa?"diye sorduğumda ciddi ve acıyan gözlerle baktı bana.

"Rain vucudu uzun süre oksijensiz kaldı ve bazı beyin hücreleri hasar görmüş gibi görünüyor.Tam olarak emin değiliz ama sanırım Luke bir süre sadece uyuyacak."

"Ne kadar süre?"diye sordum.O iyi olmalıydı.Kalkıp bana bağırmalıydı.Kızmalı belkide canımı yakmalıydı ama uyanık olmalıydı.

"Bir süre Rain.Bir haftada olabilir.Bir ayda."

"Yada bir yıl"dedim umutsuzca.Ağlama krizine girmek üzereydim.

"O kadar uzun süreceğini sanmıyorum Rain.Sadece bir süre."

"Pekala"diyerek iç çektim ve saçlarımı düzeltip gözlerimi ovdum.Doktor Peters elini omzuma koyup sıktı"İyi işti"diyerek yanımdan ayrıldı.Arkamı döndüğümde çocukların beni izlediğini gördüm.Bayan Hemmigs tam o sırada yoğun bakım odasından ağlayarak çıktı.Bana bakarak bir hıçkırığı daha serbest bıraktı."Çocuklar hepiniz Luke için endişeleniyorsunuz.Fakat sanırım şimdi içeri Rain girse daha iyi olur."diyerek bana bakmaya devam etti.Ona minnet duyan bakışlarla karşılık verdim ve odaya yöneldim.

Hemşirenin yardımıyla koruyucu kıyafetleri giyip sonunda yanına gittiğimde içimde tuttuğum gözyaşları tekrar gün yüzüne çıktı.

Yatakda hareketsizce bembeyaz teniyle özenle oyulmuş bir taş bebek gibiydi.Dudakları bile bembeyaz olmuştu.Çıplak vucudunu carşaf beline kadar kapatıyordu.Sanırım ona tüp takmışlardı.Benim açtığım delikden kalem çıkartılmış pansuman yapılmış gibi dutuyordu.

Yatağın yanındaki sandalyeye oturup soğuk ellerini tuttum."Merhaba Lukey"diye mırıldandım.Ama sesim kendime bile yabancı geldi.Titreyen dudaklarımla elinin içini öptüm"Seni özledim.Bana geri dön.Lütfen"diye tekrar mırıldandım.Tabiki bana tepki vermedi.

"Luke sana bir sır vericem.Bunu bir daha yapabileceğimi sanmıyorum.Şuan doğru zaman mı onuda bilmiyorum.Ama bir daha şansım olmayabilir."derin hir nefes alıp kapalı gözlerine baktım.Altları biraz morarmıştı."Sanırım ben Seni Seviyorum"diye fısıldadım.

Bir süre cevap vermesini umarak bekledim.Sonra kendimi fazla aptal hissettim.Sonunda sandalyeden kalkıp odadan çıktım.

Uyanacağını biliyordum.Bunu resmen hissediyordum.Odadan çıkınca Ashton ile göz göze geldik.Gülümsedi 'sana dönücek' diye ağzını oynattı.Bende ona gülümsedim.Belki hayata dönücekti ama gerçekden 'bana' dönücekmiydi?

Breath  // HemmingsWhere stories live. Discover now