21

1.1K 85 11
                                    

Masaya geri dönmeden salondan çıkmak üzere kapıya yöneldim.Daisy hemen masadan kalkıp peşimden geldi.Daha plaketini almamıştı ama onun umurunda değil gibiydi.Benimde değildi.Lanet Luke Hemmings benim lisedeki baş belası olduğumu öğrenmişti.

"RAİN TURNER!!!"diye kükreyen sesini duyduğumda otoparkda olduğum yere resmen çakıldım.Arkamı döndüğümde Luke un beni öldürecek gibi bana baktığını gördüm.Çok sinirli görünüyordu.Fazla sinirli!

Bana yaklaşıp kolumu tuttu."Sen o'sun.Sen o pislik kızsın!!"diye kolumu daha çok sıktı.

"Gururumu okşuyosun.Üstelik canımıda yakıyosun!"diye sızlandım ama kolumu bırakmadı.Bu fazla acıtıyordu!

"Luke kes şunu!"diyen Michael ın sesini duyduğumda sol tarafıma bakabildim.Michael,Calum ve Daisy dehşetle bizi izliyordu.

"Mike bu o.Rain Turner aslında acımasız kızmış!!"diye tekrar bağırıp bana biraz daha yaklaştı.Diğer eliyle saçımı arkadan kavradığında şoke oldum.Sadece tutuyordu.Çekmiyordu ama yinede iyi değildi.

"Luke kendine gel!!"diye bağıran bu kez Calum oldu.Ama onları takmadı.Kolumu dahada sıkarak beni okulun duvarının olduğu tarafa sürükledi ve sırtımı sertce duvara vurarak beni sabitledi.

"Luke lanet olsun ne yapıyorsun?!"diye sorduğumda sinirini mümkünmüş gibi tekrar tetikledim.

"Ne mi yapıyorum?! Sen bana yalan söyledin! Sen bütün hayatımı mahveden kızsın.Senden nefret ediyorum! Senden iğreniyorum! Senden tiksiniyorum!"diye bağırdı.Gözlerim doldu ve artık dayanamadım.

"Neden?!! Sebebi çelme takmam mı?! Bunca sacma sapan davranışın sebebi bu mu?"diye bende ona geri bağırdığımda sonunda elini kolumdan çekti.Biraz geri çekilip yüzünü buruşturdu ve elini saçlarının arasından geçirdi.

"Sebebi ilk kez bir kızdan hoşlanmam.İlk kez sırf saçlarını üfleyerek uzaklaştırmaya çalışıyor diye bir kızdan hoşlandım ve oda daha 5. dakikada bunu bir guruba kendini kabul ettirmek için yaptığını kabullendi.Ama kötüsü her gün ondan hoşlanmaya devam ettim.Uzaklaşmak için ona her türlü pisliği yaptım.Ama o kadar iyi kalpli oluverdiki.Beni merdivenlerden düşmekden kurtardı!.Sonunda ne yaptı.Birden çekti gitti.Bidaha hiç bir kızdan asla öyle hoşlanamadım.Birlikte oldum çıktım ama hiçbiri beni o aptal kahküllü diş telleri olan cılız kız kadar etkileyemedi.En çokda bu yüzden ondan tekrar nefret ettim.O kız kim peki biliyormusun? O kız sensin Rain! O kız senmişsin!! Yıllar sonra onu unuttuğumu sanıp umut bulduğum kız yine karşıma onu çıkardı.Ve bil bakalım.O kızda sensin."diyerek kıpkırmızı gözlerle sonunda iyice geri çekildi.Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı ve sonrasında göz yaşlarına boğuldum.Bunu ona ben yapmıştım.Onu mahvetmiştim!

"Sen...Rain T-Turner.Sen..."derken öksürmeye başladı ve dizlerinin üzerine düştü.Öksürükleri şiddetini arttırırken ağlayarak sadece ona bakabiliyordum.Elimi bile kıpırdatamadığımı hissediyordum.

Herkes birden yerde yatan Luke un başına koştu.Michael bana dönmüş konuşuyordu ama kulağımda uğuldamadan başka bir şey yoktu."Rain!!Rain yardımın gerek!! Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum!!" bu cidden Mike ın sesimiydi.Sonra dikkatimi karşımda dikilmiş olan Daisy çekti.Bana bağırıyordu sanırım.Sonra suratımda ağır bir yanma hissettim.Biri yakamdan tutup beni silkeliyordumDaisy di sanırım.Ve tanma tekrar hissedildi."Rain Sarah Turner!!! Kendine gel Luke ölüyor!!!" Ve tekrar yanma hissi.Sanırım Daisy bana tokat atıyordu!

"Luke"diye fısıldayarak yerdeki hareketsiz yatan çocuğa baktım ve resmen herşey tekrar canlanmaya başladı.Luke ölüyor!!

"Luke!!"diye bağırarak koşup yanına diz çöktüm.Kafamı göğsüne koyup dinledim ve hemen ardından "Eğer buda seni öpmem için bir numaraysa bu sefer kurtuluşun yok"diye ekledim.Cevap tabiki gelmedi.

Gittikçe moraran dudaklarına eğilip dudaklarımı bastırdım ve hızla hava üfledim.Ciğerlerinin şiştiğini duyabiliyordum."Hadi Luke nefes al!"diyerek tekrar üfledim.Bu sırada uzakdan gelen siren sesini duyuyordum.Tekrar hava üfledim ve eğilip kulağımı gövdesine dayadım.

Calum un koşarak yanımıza geldiğini fark ettim.Ne zaman gitmişti ki?

"Ambulans yolda kaldı! Arabalardan geçemiyor!"diye nefes nefese konuştu.

Hemen ayağa kalktım."Luke un makinası nerede?"diye sordum.Mike ağlıyordu."Evde bıraktı!"diye sesi titreyerek konuştu.Hemen koşarak spor salonuna geri girdim.Birisi kürsüde konuşma yapıyordu ama umurumda değildi.

Masaların birinden bir bıçak kapıp koşarak kürsüye yaklaştım ve adamın önünden mikrofonu kaptım.Şaşkınlık uğuldamalarını duyuyordum."Sen ne yaptığını sanıyorsun!!"dedi kürsüdeki adam.Mikrofon kablosunu bir metre kadar kesip "Hayat kurtarıyorum!!"diyerek içindeki bakır teli çekip çıkardım.Ardından diğer kırmızı ve mavi kabloları cektim ve kürsünün yanındaki protokol masasından bir tükenmez kalem aldım.

Kimseye aldırmadan tekrar koşarak dışarı çıktım.Luke bıraktığım yerde yatıyordu.Daisy okulum duvarına yaslanmış ağlıyordu ve Mike yerde diz çökmüş gittikce moraran arkadaşını izliyordu.Calum Luke u dizlerine yatırmıştı.

Tekrar yanında diz çöküp Luke u biraz yan çevirip tshirtünü sıyırdım.İşte makina deliği oradaydı.Ama özel hortumundan başka bir şeyi oraya takamazdım.Minik ekipmanlar olmadan bunu yapamazdım.Kenarlardan hava alırdı ve içeride biriken suyu tahliye edemezdim.

"Calum bana odaklan!"diye bağırdım.Kızarmış telaşlı gözlerini bana çevirdi."Tam 5 dakikamız var.Tam 5 dakika tut."dedim.Beni başıyla onayladı."Saymaya basla!"dediğimde dudağını kıpırdatarak saymaya başladı.

Tükenmez kalemin arkasını açıp içindeki yaylı sistemi çıkarttım.Tekrar Luke un yakışıklı yüzüne bakıp tenine odaklandım.

Tam makina deliğinin yanına kalemle yeni bir delik açmam gerekiyordu.Odaklanırsam yapardım.Yapmam gerekiyordu.Yapmazsam ölürdü.Mike gözlerini bana çevirdi"Rain ne yapıyorsun?"

"Onu kurtarmaya çalışıyorum"diyerek kalemi yukarı kaldırıp hızla indirdim ve tam makina deliğinin yanından vucuduna sapladım.Kenardan sızan kanı bastırmak için elbisemin eteğinin ucundan yırttım."Michael buraya gel ve bana yardım et.Çok bastırmadan kanı sil"diyerek parçayı ona verdim.İçini boşalttığım mikrofon kablosunun bir ucun kalemin dışta kalan tarafına geçirdim.Sonra hortumu ağzıma götürüp hızla çektim ve bıraktım.

Biraz su çıktı ve doğru yeri bulduğumu anlayınca gülümsememe engel olamadım."Calum kaç oldu?"diye sordum.

"3 dakika 36 saniye"diyerek saymaya devam etti.Hortumun ucunu Michael a uzattım."Ben ağzından her üflediğimde sende buradan çekiceksin.Suyu dışarı atıcaz."dedim.Beni başıyla onaylayıp bir eliylede hotumu tuttu.

"Michael sakın iğrenme! Luke u kurtarmamız gerek!"diyerek tekrar başının yanına oturdum ve eğilip dudaklarından hızla üfledim.Hemen ardından Michael hortumdan su çekti.Ben üfledim ve o çekti.2 dakika kadar sonra sağlık ekipleri geldi ve onu dikkatle sedyeye alıp makinaya bağladılar.Ambulansa bende bindim.Ambulans doktoru açtığım deliğe bakıp kaşlarını çattı."O bir kalem mi??"

Luke un gövdesinde bir delik daha açmıştım.Bana zaten sinirliydi.Eğer uyanırsa çok daha fazla sinirlenecekti.Eğer uyanırsa....

Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.Uykusuz yorgun bir şekilde telefondan yazıyorum.
Vote ve yorum lütfen.

Breath  // HemmingsWhere stories live. Discover now