Önce Eş [BL]

Beline Kadar Çıplak ¦ chptr 44

Jing Shao uzun bir süre bekledi ama Jun Qing konuşmadı. Bakışlarını yere indirdi ve sessiz kaldı. Bu sessizlik anı beklenmedik bir şekilde Jing Shao'yu sakinleştirdi ve sonra söylediği sözlerin çok agresif olduğunu fark etti.

"Öfkeni yutman gerektiğini söylemedim," dedi Mu Hanzhang sessizce, elleri dizlerinin üzerinde dururken sıkıca kenetlendi. Kaz tüyü yelpaze de fark edilmeden bir tarafa düşmüştü. "Bu konuyu beklemek hâlâ gerekli ... En?"

Jing Shao, Wang Fei'sinin görünüşüne baktı ve kalbi hemen durmadan acımaya başladı. İleriye doğru yürüdü ve sıkı bir şekilde kenetlenmiş ellerini tuttu ki parmak eklemleri beyaza dönmüştü. Mu Hanzhang'ın şüpheyle başını kaldırdığını gören Jing Shao, yüzüne dokunmak için uzandı. "Ben sana kızgın değilim." Jun Qing'in ne kadar hassas olduğunu nasıl unutabilirdi?

"Jun Qing ..." Jing Shao çömeldi ve ona baktı.

Mu Hanzhang, gözleri gönül yarasıyla dolu olarak Jing Shao'ya baktı. Hafif acı kalbi aniden tatlı ve ekşiye döndü. Dudakları kıvrıldı ve o güzel gözlerini öpmek için yavaşça öne doğru eğildi. "Sen benim kocamsın ve bana kızmalısın ama yapman gerektiğini düşünmediğin için, o zaman bunu daha sonra tekrar yaparsan, seni cezalandırırım."

"Tamam." Jing Shao, Mu Hanzhang'dan kendi iradesiyle bir öpücük aldığında kendini ayın üstünde hissetti. Wang Fei'sinin söylediği her şeyi kabul etti.

"Öyleyse en iyi ceza nedir?" Mu Hanzhang güzel gözlerini kıstı. "Üç gün boyunca çalışma odasında yatman için seni cezalandırırım, buna ne dersin?"

"Nasıl olabilir?" Jing Shao hemen isteksizce döndü. Başını Wang Fei'nin kucağına koydu, güçlü ve dar beline sarıldı ve onu biraz salladı. "Diğer kocalar birbirleriyle tartıştıklarında, yatağın tepesinden sonuna kadar tartışırlar. Neden biliyor musun?"

"Neden?" Mu Hanzhang'ın dudakları kıvrıldı ve kucaklanıp sallanmasına izin verdi.

"Çünkü yatağın tepesinden sonuna kadar yuvarlanıp bulut ve yağmur işlerini yapıyorlar. Tamamen keyif alırlarsa, uzlaşırlar." dedi Jing Shao kalın bir deri ile.

: seks yapmak

"Yine saçma sapan konuşuyorsun!" Mu Hanzhang'ın güzel ve yakışıklı yüzü kızardı ve Jing Shao'yu itti. "Doğru düzgün konular hakkında konuşalım. Bugün konuyu kendi başına tatmin edici bir şekilde ele alamayacaksın. Üstelik askeri harekat yakında ve her şeyi halletmek için yeterli enerjin olmayacak. Bu yüzden, bunu Rui Wang'a vermek en iyisidir." İkinci prens, birkaç gün önce bir törenle unvanını almıştı ve şimdi adı Rui Wang olmalıydı.

"Erkek kardeş mi?" Jing Shao kendini ayağa kaldırdı, derin derin düşünürken bakışları kısıldı. Mahkeme siyasetindeki kıvrımlara ve dönüşlere karışacak sabrı gerçekten yoktu. Bu konu, Gelir Bakanlığı'nı ilgilendirdi. En fazla İmparatorluk Babasını bulmaya giderse yalnızca doğrudan elinde olanlarla ilgilenilirdi. Bununla birlikte, erkek kardeşinin mahkemede geniş bir iletişim ağı vardı. Jing Shao ondan bunu halletmesini isterse, belki daha fazlası ortaya çıkardı.

"Şimdilik sadece gözlem yapıyoruz ancak doğal olarak bazı faydalar elde etmek için bu fırsatı değerlendirmeliyiz." Mu Hanzhang'ın dudakları kıvrıldı. Yerden kaz tüyü yelpaze aldı ve Jing Shao'yu havalandırdı. Yedinci ayda hava sıcaktı. Jing Shao bir süredir ileri geri savrulduğu için çoktan terlemeye başlamıştı bile.

"Haklısın. Birazdan kardeşimin evine gideceğim." Jing Shao, hayranlık duyulduğu için rahat hissetti, bu yüzden vücudunun üst kısmını Mu Hanzhang'ın kucağına koymak için öne doğru eğildi.