Eski bir arkadaşın ziyareti | chptr 85

219 30 10
                                    


Jing Chen, Ma Zhuo'nun kim olduğunu hemen anladı; çocukken çalışma arkadaşlarıydılar. Zhuo ailesinin suçu ortaya çıkınca o da sürgün edilmişti. Aslında, Jing Chen'in isteğine göre, burada kalmaya izni vardı ama ailesinin tamamen bakıma ihtiyaç duyan yaşlılar, zayıf kadın ve çocuklardan oluştuğunu düşününce prensin nezaketini reddetmiş ve sürgün edildiği yere gitmişti.

Mu Hanzhang, Ma Zhuo'nun durumunu anladı ve onun hakkındaki iyi izlenimi hızlıca yükseldi.

Jing Chen'in çalışma arkadaşı Bakan Zhuo'nun en büyük oğlu Zhuo Yunji'ydi. Çok zeki olduğu ve bir kere gördüğü bir metni ezberden okuyabileceği dedikoduları vardı. Zhuo ailesi sürgün edilmeden önce Mu ailesinin öğretmeni ondan çokça bahsediyordu.

"Nasıl dedikodulardaki kadar harika olabilir?" Jing Chen çaresizce kafasını salladı. Ma Zhuo sadece iyi bir konuşmacıydı ve her seferinde öğretmenine karşı kazanırdı, ikincisinin toplum içinde övülmesinin sebebi buydu. Mu ailesinin öğretmeni Taixue'den bir öğretmen tarafından eğitilmişti bu yüzden konu kendi öğretmenine gelince doğal olarak öğretmeninin kelimelerini abarttı.

Taixue: eski Çin'deki en yüksek eğitim kuruluşu

"Bu doğru! Bir kere gördüğü bir şeyi ezberden okuması imkansız!" dedi Jing Shao. Çocukken Zhuo Yunji'yi ellerinde ezberlemesi gerektiği kitaptan kopya çekerken yakalamıştı. O alçak ona bir avuç dolusu şeker vermiş ve kimseye söylememesini söylemişti.

Mu Hanzhang bunu duyduğunda güldü sonrasında konuşmayı geçenlerde mahkemede yaşananlara çevirdi. "En büyük prens mahkemeye geri dönmeyi istiyor ama bu isteğin olduğu mektup hala yolda." Bu süreç boyunca Jing Chen'in işlerinin bir kısmını yönetmesine yardım ederken ne kadar güçlü olduğunu ve erişiminin ne kadar genişlediğini öğrendi.

Jing Chen çayından bir yudum aldı ve Jing Shao'ya baktı. "Ne düşünüyorsun?"

Jing Shao kaşlarını çattı. Güneyli barbarların isyanı bastırılmadan önce nazik ve zayıf aptal Jing Rong, kuyruğu bacaklarının arasında geri dönmek istemişti. Eğer çaresine bakılmasaydı sorumluluğu Jing Shao'ya düşecekti. "Yüzünü kaybetmekten korkmuyor ve biz onu durduramayız ama İmparatorluk babası asla Yunnan - Tibet bölgesinden vazgeçmedi... Ne olursa olsun gitmeyeceğim."

"Gitmen gerektiğini söylemedim." Jing Chen ona baktı, sonra dönüp Mu Hanzhang'a baktı ve ona ne düşündüğünü sordu.

"Başka birilerini gönderebiliriz." Mu Hanzhang yavaşça fincanın kenarını ovdu. En büyük prens geri dönmek istiyordu. Mektubun ulaşmasını engelleyemezlerdi. Her şey imparatorun niyetlerine bağlıydı.

"Kimi?" Jing Chen'in aklında birileri vardı ama onların da fikirlerini duymak istiyordu.

"En uygun olanı Yongchang Kontu'nun gitmesi; belki marki unvanına bile yükseltilebilir." Jing Shao küçümsedi. Wang Fei'si marki unvanını aldığı için nefret eden Yongchang Kontesi değil miydi? Öyleyse kocasının marki unvanını alması için savaş alanına gitmesine izin vermeliydi.

Birkaç gün sonra büyük prens Jing Rong'un geri dönmek istemesine dair olan mektubu İmparator Hong Zheng'e ulaştı.

"İşe yaramaz!" İmparator Hong Zheng tüm mahkemenin önünde mektubu yere attı.

"Majesteleri, güneyli barbarlar son zamanlarda küstahlaştılar. Eğer aniden birliklerimizi geri çekersek bunu korktuğumuza yorarak küstahlıklarını arttırabilir. Gelecekte onlarla anlaşması daha da zorlaşır," Savaş Bakanı endişeyle söyledi.

Eski başbakanın ölümünden bu yana İmparator Hong Zheng bunca yıldır yerine başka bir başbakan atamamıştı. Başbakanın sorumluluklarını prensler, dükler ve markilerle beraber altı bakana atamıştı. Açıklanamayan çeşitli görevler doğrudan bakanlara verilirdi. Bu yüzden mahkemede konuştuklarında altı bakanın çok fazla ağırlığı olurdu.

Önce Eş [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin