BÖLÜM 56

3.6K 338 261
                                    

Geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkür ederim. Ayrıca yanımda olduğunuz için de. İyi varsınız.

Hoşgeldiniz 💐

İyi okumalar 🦋🦋

Selin den

Onuncu defa aynı sayfayı okurken sıkıldığımı anladım ve kitabı bıraktım. Acaba içeride neler oluyor? En son merakıma yenik düşüp gittiğimde iyi şeyler olmamıştı. Şimdi gidersem neler olur bilmem. Ama çok merak ediyorum. Eve doğru baktım. Hiçbir hareketlilik yok çünkü benim odam ön tarafta. Herkes de benim odamda. Derin bir nefes aldım ve biten meyve suyunu belki vardır diye üçüncü kez tepeme diktim.

Yok olmayacak. Ben çok merak ettim. Ayirca yirmi dakikadan fazla zaman geçmişti.  Oturduğum koltuktan kalktım. Hızlıca içeriye doğru girdim. Asansörün önüne gelip asansörü çağırdım.

En üst katta olduğu için biraz geç gelmişti. Hemen asansöre bindim ve üst kata bastım.

Asansör durunca kapıyı açtım ve indim. Hızlıca odama girdim. Ama odam bıraktığım gibi değildi.

En arkada olduğum için beni görmüyorlardı. Rüzgar abim yere oturmuş birşeyler sayıklıyor, Ali ve Meriç abim Rüzgar abimi sakinleştirmeye çalışıyor, Ayaz abim kolunu Poyraz in omzuna atmış ve Poyraz in omzunu sıvazlıyordu. Odama göz gezdirdim. Hepimizin mutlulukla çekindiği resim kırılmıştı. Birkaç resim de yerdeydi. Ama buradan gözükmüyordu. Rüzgar abim kafasını kaldırdı. Siyah gözlerinin çevresi kızarmıştı. Elleri de titriyordu. Çökmüştü resmen.

Abim beni görünce hızlıca ayağa kalktı ve yanıma gelmeye başladı.

İfadesiz yüzüne, kızarmış gözlerine, ve hızlıca yanıma gelişine bakarsak evet korktum. Birkaç adım geriye gittim. İyi gözükmüyordu.

Rüzgar abim bana doğru gelince tüm abilerim ve kardeşim bana döndü. Hepsi Rüzgar abimi engellemeye çalıştı. Abim büyük adımlar ile hızlıca yanıma gelmişti. Tam karşımda durdu. Abimin sağ tarafında Meriç abim, sol tarafında Ali abim vardı. Meriç abime baktım. Dudağının kenarı kırmızıydı. Savaş mi çıktı? Kısa bir süre yoktum sadece.

Ali abim: Rüzgar, abicim hadi gel biz seninle dışarı çıkıp biraz hava alalım.

Rüzgar abim sadece yüzüme bakıyordu. Hatta çok dikkatli bakıyordu. Eli ile duvarı gösterdi. Ama bakışlarını yüzümden çekmemişti.

Rüzgar abim: Bakma sen ona, ben onun gibi olmayacağım. Dinleme sakın onu. Bana inan, olur mu?

Ne diyor ya?! Duvara baktım. Kimse yoktu ki. Sonra Ali abime baktım. Bana kafasını saklayarak bakıyordu. Yutkundum ve tekrar abime baktım.

Ben: T- tamam. Ona inanmam. Ben sana inanıyorum. Sen onun gibi değilsin.

Kimin hakkında konuşuyoruz?!!!

Rüzgar abim zafer kazanmış gibi gülümsedi. Sonra o gülüş ile duvara baktı.  Ben de devam ettim.

Ben: Abicim, hadi gel seninle hava alalım. Ne dersin?

Hızlıca kafasını olumsuz anlamda salladı. Aynı zamanda elini de sallıyordu. Ani hareket ediyordu ve beni korkutuyordu.

Rüzgar abim: Olmaz! Olmaz. Hasta olursun. Dışarısı çok soğuk.

Meriç abime baktı.

Rüzgar abim: Abi, çıkmasın değil mi? Hasta olur. Sen daha iyi bilirsin.

ABİLERWhere stories live. Discover now