BÖLÜM 45

4.3K 355 276
                                    

Hoşgeldiniz 💐💐. İlk defa görüyormuş gibi oy verip yorum yapar mısınız? 👉👈


Yanıma geldi. Neden konuşmuyor? Yanlış bir şey mi söyledim? Biraz düşündü. Ardından konuştu

Ali abim: Güzelim, ben seni götürürüm de arkadaşın müsait mi acaba? Arayabilir misin?

Ben: Maalesef abi. Telefon numarası bende yok. Sen sorar misin?

Ali abim: Sorarım tabi. Bekle.

Dedi ve telefonundan birini aradı. Birkaç dakika konuştuktan sonra bana baktı ve kafasını olumsuz anlamda salladı. Telefonu kapattıktan sonra bana döndü.

Ali abim: Şu an yürüme üzerinde çalışıyorlarmış. Yaklaşık bir saat sonra gidebiliriz. Tabi hala istersen?

Dedi soru sorar gibi. Hemen cevap verdim.

Ben: Olur abi, gidelim.

Dedim. Abimin bakışları yüzümde gezdi. Sonra gözlerimin içine baktı. Gülümsedi ve konuştu.

Ali abim: Meriç abime benziyorsun.

Gülümsedim.

Ben: Abi, anlatır mısın? Meriç abim seni nasil buldu?

Ali abi kafasını salladı.

Ali abim: Tamam ama önce sen uzan. Sonra anlatayım.

Dedi ve uzanmama yardım etti. Ardından konuştu.


Ali den:

O çocuk ile aralarında bir elektrik var sanki. Hayatına karışmam doğru olmaz. Sonuçta yeni yeni abi kardeş ilişkisi oluşuyor aramızda. Ama hissediyorum. O çocukta bir şeyler var. İyi ya da kötü. Ama bir şeyler var.

Meriç abimin beni nasıl bulduğunu sorduğunda gülümsedim.

Küçük hastam beni merak etmişti.

Bunca yıl kardeşlerimden uzak kalmıştım. Ama öyle olması gerekiyordu. Yoksa şimdi küçüğümü tedavi edemeyecektim. Ailede en farklı kişi bile olabilir. Herkesten bir özellik almış. Ama en çok Meriç abime benziyor. Onun gibi şefkatli ve merhametli. Kalbi çok güzel. Poyraz in da öyle. İkisinin kalbi çok güzel. Küçük olmalarına rağmen büyük bir insanı aratmıyorlar. Meriç abim ne güzel yetiştirmiş.

Selin e anlatmayı çok isterim. Ben de yatağa yatırdıktan sonra anlatmaya başladım. Gözüm gökyüzünde takılı kalınca gökyüzünü izleyerek anlatmaya başladım

Ben: 11 veya 12. Sınıftım. Deli gibi ders çalışıyordum. O zamanlar kafaya koymuştum doktor olacaktım. Annem ve babam da bana saygı duyuyordu ama babam doktor olmamı değil, kendisi gibi avukat olmamı istiyordu. Kendi ofisinin başına geçmemi, orayı yönetmemi istiyordu. Ben ise hiç avukat olmayı istemedim. Her mesleğe saygım var ama yapamazdım. Küçüklüğümden beri doktor olmak istiyordum. Her zaman olduğu gibi yine babam ile olmak istediğim meslek hakkında tartışıyorduk. Eğer avukat olmazsam eğitim hayatıma son vermem gerektiğini söyledi. Ben son vermezsem benim hakkımda bazı raporlar alır, yine son verirmiş. O an kabul etmedim ama biraz araştırdıktan sonra bunu yapabileceğini anladım. Çok sinirim bozulmuştu. Hayallerime ulaşmamı istemiyordu. Zorla kabul ettim. Ama bir yandan da hala tıp kazanmak için ders çalışıyordum. Bazen geceleri uyumuyordum. Bir gece ders çalışırken canım abur cubur istedi. Evde de hiç kalmamıştı. Kimseye haber vermeden evden çıktım. Yedi yirmi dört açık olan markete gidiyordum. Ara sokaklardan geçtim. Küçük, yavru bir kopek vardı yerde ve korkarak bana bakıp, titriyordu. Ona yardım etmek istedim. Belki yardım etmeseydim ölecekti. Köpeği orada bırakıp hemen markete gitmiştim. Köpek maması alıp koşarak köpeğin yanına gittim. Ama köpeğin yanında başka birisi vardı. Yavaşça yanlarına yaklaşmıştım. Benim adım seslerini duyup ayağa kalkmıştı. Ben de hiçbir şey söylemeden köpeğe yaklaşıp mama vermeye başladım. Hayvan büyük bir iştahla mamasını yiyordu.

ABİLERNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ