25.BÖLÜM

1.8K 90 3
                                    

'Bir kurşun girse bedenime, dağıtsa kalbimi...
Onun dağıttığı kadar dağılmazdım...'

🌪

1 AY SONRA...

Döndüğümden bu yana bir ay geçmişti. Canerle aramız git gide daha da düzelirken Ceydayla yeni yeni aramız düzelmeye başlamıştı. Kâbuslar peşimi bırakmaz bir şekilde devam ederken kimseye belli etmemek için çaba sarf ediyordum. Her ne kadar belli etmeden gülümsesem de bu gördüğüm kâbuslar beni oldukça yıpratıyordu.

Yine kâbuslar içinde uyandığım bir sabah Ceyda ve Caner ile kahvaltı yapmış film izlemek için televizyonu açmıştık.

Ben filmin açılmasını beklerken televizyonun birden kapanmasıyla gözlerimi Ceydaya çevirdim. Canerle yan yana oturmuş bana bakıyorlardı

"Ecem...bir ay oldu artık geleli. Her ne kadar sürekli bu konuşmadan kaçsan bile artık ne olduğunu,ne yaşadığını öğrenmek istiyoruz. Istemediğini anlıyoruz ama bunu bilmek hakkımız"
Derin bir nefes aldım. Bunu bilmeye hakları vardı ama nasıl anlatacağımı bilmiyordum

"Pekâlâ... neyi öğrenmek istiyorsunuz?"

"Herşeyi... neler yaşadın?" Gözlerimi kırpıştırarak derin bir nefes aldım.

"İlk hafta pek birşey olmadı... durgundum, pişmandım, üzgündüm... kafamı dağıtmak amaçlı dışarı çıkardım sürekli ama pek işe yaradığını söyleyemem. Birgün çok kötü olmuştum çünkü... Canerin ilaç kullanmaya başladığını öğrendim. Delirmiş durumdaydım gelecektim gelemiyordum. Bende gecenin bir yarısı herkesten habersiz dışarı çıktım. Bilmediğim caddelere,sokaklara girdim. Sonra birileri çıktı karşıma. Sarhoşlar... oldukça hırpalandım. Ölene kadar dövdüler resmen. Semih yokluğumu fark edip beni aramaya çıkmış adamlarıyla. Ne kadar uzaklaşmışsam 1 buçuk saatte bulmuşlar beni. Bulduklarında zor nefes alıyormuşum. Hemen hastaneye götürmüşler beni. Bir ay hastanede, iki ay da evde tedavi gördüm. Akıllanmadım tabi ben... iyileştikten sonra bir daha çıktım. Bu sefer haber verdim ama..." dolan gözlerimi kırpıştırarak titrek bir nefes çektim içime. Göğüsümdeki ağrı tarifsizdi. O günü tekrar tekrar yaşamam için canımı yakıyordu adeta

"Hiçbirşey yapmamıştım. Normal her sabah insanların yaptığı gibi kaldırımda yürüyordum. Doktor bol bol yürümemi mi söylemişti bana. Evde oturmaktan da bıkmıştım. Birisini duydum. Bir kadının çığlığı... koştum hemen olabildiğince. Bir kadını yere yatırmışlar, ona tecavüz etmeye çalışıyorlardı. Diğerleri ise kadının çantasını karıştırıyordu. Yandan elime geçen sandalyeyi alıp hemen koştum yanlarına. Evet sandalyeyle" bir yandan gülüyor,bir yandan göz yaşlarımı siliyordum

"Sandalyeyi kafasında kırınca bayıldı. Arkadaşlarından biri de dikiş izimin olduğu yere,karnıma vurunca iki büklüm oldum. Semih ne olur ne olmaz diye peşime korumalardan birkaçını takmış. Fazla zarar görmeden yetişmişlerdi ancak. Benim dikişlerim patlamış, kadın da yaşadığı şeyden dolayı kıpırdayamaz haldeydi. Yine hastane, yine doktorlar... Daha sonra hiç çıkmadım dışarı. Eve de girmedim, bahçede hamağın üzerinde yatıyordum. Bir yandan kendime, yaptıklarının bedelini ödüyorsun diyordum, bir yandan da geri dön artık diye kavga ediyordum resmen kendimle. Dönemedim, yapamadım. Rüyamda sizi gördüm. Hepinizi... sizi öldürüyordum. Ancak siz sadece gülüyordunuz bana. Daha sonra ise kendime sıkıyordum. Kaç kere tekrar etti bu rüyam. Birgün artık dayanamayacak hâle geldim. Delirmiştim artık daha doğrusu. Güvende olduğum yere, annemin yanına dönmek istedim. Onu da beceremedim. Semih de endişelenmeye başladı artık benim için biliyor musunuz? Komedi filmi açıyordu film bitene kadar ağlıyordum. Duygusal film açıyordu bitene kadar gülüyordum. Psikolojim yerle bir olmuştu"

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin