19.BÖLÜM

2.5K 99 3
                                    

'Ama bazen en kötü yaralar, göremediklerindir...'

🌪🌪
ADA'DAN...
Koltukta oturmuş meraktan tırnaklarımı kemirirken Boranın hâlâ gelmemesi iyice delirtiyordu beni...
Dizlerimi hızla sallarken kapının yumruklanmasıyla irkilsemde hemen ayağa fırlayıp kapıyı açtım. Beklediğimin aksine karşımda Soneri görmemle kaşlarımı çattım.Bora nerdeydi?

Soner gülümseyerek bana sarıldığında afallayarak bir süre karşılık vermedim. Geri çekilerek anlamsızca suratına baktığımda yüzümü elleri arasına aldı

"Niye önce bana söylemedin?"

"Sana mı? Bana o söylediğin sözlerden sonra cidden sana söylememi mi bekliyordun?" Gözlerindeki hüzünle bir adım daha yaklaştığında bende bir adım geriledim.O sözlerden sonra hemen onu affedeceğimi mi bekliyordu cidden...

"Bak biliyorum hatalıyım.Sana o lafları etmemem lazımdı ama...özür dilerim, seni kendimden uzaklaştırmak istedim sadece. Yoksa üzülecektin..." gözlerim dolarken sinirle güldüm

"Şu an çok mutluyum ya zaten.İşler de iyice boka sardığı için benden mutlusu yok! Ya seni seviyodum ben. Sense beni... beni sevmediğini,senin için hevesten başka birşey olmadığımı ve benim bir...cidden böyle karşıma çıktıktan sonra boynuna atlamamı falan mı bekliyordun? Hani beni sevmiyordun? Hamile olduğumu öğrendiğinde kendini zorundaymış gibi mi hissettin? Keşke hiç karşıma çıkmasaydın" dolan gözlerimi kırpıştırıp yanından geçip gidecekken kolumdan tutup durdurdu beni

"Biliyorum hatalıyım ama bana bağlanmanı istemedim.Sen benim dost dediğim insanın kardeşisin"

"Bu bir bahane değil.Canın istediği zaman seni seviyorum deyip işini hallettikten sonra kevaşe deyip atamazsın beni kenara...izin verirsen yanlız kalmam lazım.Bir süre görüşmeyelim" sinirle kaşlarını çatıp kolumdaki elini sıklaştırdı

"O benimde çocuğum"

"Bırak kolumu!" Hızla kolumu çekip kendimi dışarı attım ve yürümeye başladım. Sevdiğim adamın ağzından o sözleri duyduktan sonra hâlâ ona karşı hislerimin olması kendimden nefret etmemi sağlıyordu.
Uzun bir yürüyüşün ardından hava karardığı için tekrar eve döndüğümde Borayı kanepede uyurken görmemle burukça gülümseyip yanına yaklaştım ve yanında ona sarılarak yatan Ecemi de görmemle üzerlerine battaniye'yi örterek odama girdim. Sonerle bizde böyle olabilirdik. Tabi herşeyi mahvetmeseydi...

ECEM'DEN
Gözlerimi telefonumun sesiyle açtığımda Borayı rahatsız etmeden telefonu alarak kurduğum alarmı kapattım. Gözlerimi ovarak Borayı dürttüğümde biraz homurdansa da en sonunda gözlerini açarak bana baktı

"Noldu?"

"Eve gidiyorum" elimi tutarak gözlerini tekrar yumduğunda gülerek ona döndüm

"Burda kalsan?"

"Olmaz eve gitmem lazım.Sende Ada'yı kontrol et" oflayarak ayağa kalktığında hızla ceketimi giydim

"Seni bıraktıktan sonra Ada'nın yanına giderim"

"Saçmalama.Ben giderim eve,kız zaten yıkılmış durumda onu yanlız bırakma" belli belirsiz başını salladıktan sonra yanağımdan öpmesiyle gülümseyerek botlarımı giyip evden çıktım. Havanın soğukluğuyla ürpersem de ellerimi cebime sokarak yürümeye başladım. Yere bakarak yürürken birisine çarpmamla başımı kaldırdım

"Özür-" gözlerim şaşkınlıkla açılırken karşımda gördüğüm kişiyle bir adım geriledim

"Beni özledin mi?..."

CEYDA'DAN

"Ya bırak şunu!"

"Kızım benim elimden almaya çalışan sensin. Asıl sen bırak!" Ecemle Bora gittikten sonra evde yemek bittiği için Canerle yemek yapmaya karar vermiştik ancak 'Caner'in' kek için malzemeleri kafasına göre koymasıyla yanlış yaptığını söyleyip almaya çalışsam da izin vermiyordu.Eline tekrar unu aldığında hemen unu tuttum

SerseriWhere stories live. Discover now