10.BÖLÜM

4.2K 171 11
                                    

Buraya bir söz bırak..

'Masum görünen insanlar göründükleri kadar masum değildir asla...'

🗝🗝🗝
Annemin ölümünden koskoca 5 ay geçmişti.Havalar soğumuş annesiz geçirdiğim günlerin acısını hâlâ çekiyordum. Her eve geldiğim zaman aklımdan 'bugün anneme ne yemek yapsam acaba?' diye istemsizce geçiriyordum ilk başlarda ancak,artık düşünmüyordum.Tüm duygularımı kaybetmiştim sanki..
Caner,Ceyda,Ada..kendime birşey yapıcam diye korkuyolardı.Ancak o gücü bile kendimde bulamıyordum.

Işten çıkmış,sadece odada yatıyordum. Yemek için sadece odamdan çıkıyordum akşama kadar odada boş boş oturup akşam aşağı inip televizyon izliyordum.Canerler sürekli yanıma gelip beni güldürmeye çalışsalar da onları bile dinlemiyordum.

Annemi özlüyordum..

Sadece yanımda onu istiyordum. Annem olmadan hiçbir şeyden keyif alamıyordum.  Benim için 'Anne' demek basit bir kelimeden ibaret değil.
O benim sadece annem değildi ki..
Güvendiğim,sırtımı korkusuzca, tereddüt etmeden yaslayabileceğim bir dağdı.
Ancak o dağ artık yoktu..

"Ecem beni yine dinlemiyorsun demi?" Adanın omzumu deli gibi dürtmesiyle başımı kitaptan kaldırdım

"Kitap okuyorum Ada" tek kaşını kaldırarak gözlerini devirdi

"Kitabı sürekli tersten mi okuyosun sen?" Kaşlarımı çatarak kitaba baktığımda ters tuttuğumu görmemle rast gele bir yere fırlattım.Önceden kitaba olan takıntımdan kenarını bile kıvırmazken şimdi onu bile umursamıyordum.Derin bir nefes vererek Adaya döndüm

"Dalmışım kusura bakma" içten bir şekilde gülümseyerek kollarımı sıvazladı

"Ecem kendini buraya kapatmayı bırakman gerekiyor.Doğru dürüst yemek yemiyorsun.Uyumuyorsun adam akıllı..annen senin bu halini görebiliyor biliyosun demi? Annenin..gitmiş olması seni göremediği anlamına gelmez.O cennetten,gök yüzünden seni izliyor her zaman senin yanında o.Ve seni böyle görmek.. eğer anneni seviyorsan,ona değer veriyorsan bu halini bırakman gerek"

"Anlamıyor musunuz yapamıyorum!" Artık içimdekileri dökmem gerektiği için dürüstçe söylediğim şeyle Ada, Ceyda kısacası odamda olan herkes bana şaşkınlıkla baktı

"Kimse şu an benim acımı anlayamaz ve bunların bende farkındayım zaten. Deniyorum çalışıyorum ama olmuyor. Toparlanamıyorum. Benim bu yaşıma kadar yaşama sebebim sadece annemden ibaretti. Birgün beni bırakıcak diye sürekli ödüm kopuyordu, strest yapmamın bir nedeni de buydu benim.Saçlarım deli gibi dökülüyordu ama buna rağmen annemin yanında mutluydum"

"Bana niye anlatmadın?" Canerin sorusuyla derin bir nefes alarak yüzüme düşen saçı kulağımın arkasına attım

"Beni tanıyorsun Caner..herşeyi içime attığımı,sırf annemin yüzü gülsün diye ne olursa olsun yapıcağımı biliyosun ve sizi de üzmek istemedim" Caner bir süre üzgünce bana baktıktan sonra odadan çıktığında Ceyda da yanıma yaklaştı

"En azından bize söyleseydin be pandam.Biz her zaman yanındayız senin ama..herşeyi içine atamazsın. Bazı şeyleri paylaşman anlatman gerek" yanağımdan öperek Canerin peşinden gittiğinde Borayla göz göze geldim.Ofalayarak Adaya dönerek kuruyan dudaklarımı ıslattım

"Bana biraz izin verir misiniz?" Yan gözle Boraya da bakmamla başını sallayıp odadan çıktı,peşinden de Ada..
Yataktan kalkarak banyoya girdiğimde gördüğüm görüntüyle şaşkınlıkla dudaklarım aralandı.Rezil gibi görünüyorum demek bile az kalırdı..
Saçlarımı açıp düzelttikten sonra odaya geri girerek dolaptan siyah bir şort alarak giydim ve üstüme de siyah kalın bir sweat giydikten sonra odadan çıkıp aşağı indim.Canerleri koltukta sessiz bir şekilde otururken görmemle yanlarına yaklaştım

"Pekâlâ hadi çıkalım" üzerimdeki tuhaf bakışlara aldırmadan söylediğim şeye ilk Ada cevap verdi

"Bu saatte?"

"Saat kaç ki?"

"Gece yarısını geçti Ecem" Canerin soğuk bir şekilde söylediği şeyle yüzüm düşerken hemen toparladım kendimi

"E ne güzel işte? Sokaklar bomboş sessiz sakin..sahile gideriz"

"Olur valla ama hava buz gibi fazla durmayalım ben çabuk hasta oluyorum pandam biliyosun" başımı salladığımda diğerleri de ayaklandığında ayakkabılarımı giyip montumu da üzerime geçirdim ve  hemen evden çıktım.Buz gibi havayla içim titrerken Canerin eldivenleri uzatmadıysak hızla elime geçirdim ve koluna girerek diğerlerinde gelmesiyle önden ilerledik

"Haklıydın kuzen özür dilerim.Benim nasıl bir takıntılı ruh hastası olduğumu biliyorsun ve sizin o üzgün suratınızı görseydim vicdan azabı çekerdim"

"Biliyorum kuzen ama..biz birbirimizden hiçbir zaman birşey saklamadık ki? Ulan adet olacağın zamanı bile senden daha iyi biliyorum ben.Ailemden sadece sen kaldın bana. Artık ikimiz kaldık geriye ve benden birşey gizlemeni istemiyorum" söyledikleriyle gülümseyerek tek kaşımı kaldırdım

"Sen söyleyince fark ettim ben bayadır adet olmadım lan harbiden"

"Bir hafta sonra olcan" başımı salladıktan bir süre sonra ikimiz de kahkaha attık.Gerçekten dışarı çıkmak iyi gelmişti..
Sahile vardığımızda kayalıklara inmemle Caner oturduğu yerden bana bağırdı

"Ecem gitme oraya karanlık düşersin"

"Birşey olmaz" bir adım daha atıp kayaya oturduğumda yanıma birinin oturmasıyla başımı çevirdim.Bora bir tane sigarayı dudaklarına koyarak bana uzattı paketi.Içinden bir tane aldıktan sonra yakarak derin bir nefes aldım. Sessizce bir süre oturduktan sonra telefonumu almak için elimi cebime atmıştım ki bulamayınca ayağa kalktım

"Telefonumu unutmuşum eve gidip geliyorum ben"

"Geliyim mi?"

"Hayır hayır gerek yok geliyorum hemen bekleyin" hızlı bir şekilde eve doğru ilerlediğimde cebimden anahtarı çıkarıp içeri girmemle koltukta oturan birisini gördüm.Olduğum yerde durarak cebimdeki çakıyı çıkarıp sessiz bir şekilde açtıktan sonra yavaş adımlarla koltuğa doğru ilerledim. Koltuğa yaklaştığımda ani bir haraketle saçını kavrayıp çektim ve çakıyı boğazına dayadım

"Kimsin sen?"

"Kapının sesini duydum aslında ama bu kadar yavaş olman..beni üzdü.Bu arada güzel evmiş sizinkine göre" duyduğum sesle gözlerim şaşkınlıkla açılırken hızla bıçağı boğazından çektim ve yerimde doğruldum.Ayağa kalkarak üstünü silkeleyip bana döndüğünde simsiyah olan gözleri gözlerimi buldu.Sertçe yutkunarak kaşlarımı çattım

"Ne işin var senin burda?" Ellerini cebine koyarak gözlerini kıstı

"Bir uğrayim dedim.."

"Seninle,sizinle işim bitti ve bir daha karşıma çıkmicağınız konusunda anlaşmıştık" alayla sırıtarak yanıma geldi ve tam karşımda dikildi.Kalbim deli gibi atarken kendimi dizginlemek için derin bir nefes aldım

"Biz tefeciyiz güzelim..senden ufak birşey isticem sadece"

"Bak..ben sizden birşey istedim yaptınız, siz istediniz bende yaptım bu kadar başka birşey yok!" Sesimi yükseltmemle sinirle bir adım yaklaştı

"Görmeyeli baya cesaret gelmiş sana. Yanımıza tıpış tıpış geldiğin zaman tir tir titriyordun..ne oldu?"

"Değiştim" başını sallayıp kalçasını koltuğun arkasına yasladı

"Annenden biliyorum" sinirle ellerim yumruk olurken dudaklarımı yaladım

"Sizinle işim yok benim artık..şimdi git burdan"

"Daha isteğimi duymadın ama?" Yanıma gelerek yüzüme doğru eğilip dudaklarımı kulağıma yaklaştırdı

"Seni.." yerimde kaskatı kesilmiş bir şekilde dururken şu an hiçbirşey düşünemeyecek durumdaydım..

SerseriWhere stories live. Discover now