24. BÖLÜM

1.8K 74 3
                                    

Multimedyada halsey'in en sevdiğim şarkısı var. Benim içinde oldukça anlamlı bir şarkı, anlamı da güzel olduğundan sizin için türkçe çevirisini koydum kesinlikle dinlemelisiniz.

Arkadaşlar şöyle birşey söylemek istiyorum ki okunma sayısı ilk bölümlerde yüksek olsa da sonralarda oldukça fazla düşüş var. Bu beni üzse de beni yanlız bırakmayıp hikayemi okumaya devam eden okuyucularıma çok çok teşekkür ediyorum. Hikayeyi oylayıp yorum yapmanız da beni çok mutlu ediyor ve hikayemi güzel bulduğunuzu ve değerli kıldığınızı hissettiriyor. Her ne kadar okunma sayısı düşük olsa da yanımda olan okuyucularım beni mutlu etmeye yetiyor. İyiki varsınız sizleri çok seviyorum ve yanımda olduğunuz için de teşekkür ederim hepinize...

Bu sefer de bu bölüm aconsiyah için

İyi okumalarrrrrr

'Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş...'

🌪
YAZAR'DAN

Ecemin mesajıyla eli ayağına dolanan Bora ne yapacağını bilemez bir şekilde yatağından fırlayarak etrafına bakındı. Bunca zaman sonra Ecemi görecekti. Sonunda intikamımı alıcam diye içinden geçirse de hissettiği özlem duygusunu bir kenara bırakmaya çalışarak hemen evden çıktı. Kısa sürede herşeyin bittiği yere, yani o yıkık binanın önüne geldiğinde Ecemi göremedi. Kalp atışları hızlanırken derin bir nefes çekti içine. Sonunda intikamını alacak, amcasının katilini öldürecekti. Peki içindeki bu sıkıntı neyin nesiydi?

Ecem Borayla buluşacağı yere varmadan annesinin mezarına uğramış çok yakında yanına gelicem deyip mezarlıktan çıkmıştı. Kendini öleceği konusuna o kadar inandırmıştı ki içinde korkuya dair hiçbir iz yoktu. Korkmuyordu. Çünkü hiçbirşey hissetmiyordu artık. Ruhu ölü olan birisini korkutmak ne kadar zor öyle değil mi?

Ecem o kadar bıkmıştı ki herşeyden, ölüm kurtuluş olarak geliyordu gözünün önüne. Köşeyi döndükten sonra hasret kaldığı insanla gozleri buluşunca olduğu yerde kaldı. Ikisinin de kalpleri özlemle çarparken ikisi de bir an ne için burda olduklarını unuttular. Boranın saçı sakalı uzarken, Ecem ise saçlarını kestirmiş ve oldukça zayıflamıştı. Öylece birbirlerine bakıyorlardı. İkisinin de ağzını bıçak açmazken gözleri konuşuyordu adeta.

İlk adım Ecemden gelirken birkaç adım içinde Boranın karşısına geçmişti. Bora kendine gelerek dudaklarını aradı

"Ne değişti de geri geldin?" Içinden aşık olduğu kadını gördüğü için iyiki geldin dese de soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu. Sımsıkı sarılıp özlediği kokusunu içine doyasıya çekmek istese de kendini tutuyordu. Ecemden nefret etmesi gerekiyordu. Onu özlemeyi değil. Ecem titrek bir nefes alarak omzunu silkti

SerseriKde žijí příběhy. Začni objevovat