26. BÖLÜM

1.8K 83 4
                                    

'Çünkü müzik;
atamadığımız çığlıklar,
söyleyemediğimiz sözler,
Anlatamadığımız sözlerdi...'

Bu bölümü nevarlanyine ye ithaf ediyorum. Oyların için teşekkür ederim aramıza hoşgeldin canım 🤗😘

🌪
Eve geldikten sonra Caner biraz kızsa da sakinleşmişti en sonunda. Adaya olanları anlatmış, beraber yaşadığımız şeylerin acısını tekrar tekrar içimizde yaşamıştık. Bazı anlar olur ki üstünden her ne kadar zaman geçse de yaşadığınız acılar tamamiyle asla geçmez ve kabuk bağlar. Siz kendinize o acıları hatırlattığınızda, o yarayı eşelediğiniz her anda tekrar kanar. Üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin, yaşadığımız acılar asla tamamen geçmezdi maalesef...

Adayla beraber geçirdiğimiz uzunca bir sohbetin ardından birkaç saat daha kalmış, daha sonra Ceyda ile beraber çıkarak gitmişlerdi. Şu an ise saat gece yarısına gelirken başımdaki ağrıyla ellerimi şakaklarıma götürdüm.

"Başın mı ağrıyor?" Başımı onaylayarak salladığımda ellerimi indirerek ayağa kalktım.

"Ben biraz dışarı çıkıcam"

"Bu saatte?"

"Evet hava almam lazım fazla kalmam"

"Ecem saçmalama ya bu saatte nereye gidiyorsun başına bir iş gelir falan otur oturduğun yerde"

"Ya biraz yürüyüp gelicem işte, merak etme birşey olmaz" tam ağzını açmış birşey diyecekken hemen odaya gittim. Üzerimdeki pijamaları çıkartarak siyah pantolon, siyah bol kalın bir kazak ve kot ceketimi alarak üzerime geçirdim. Topuz olan saçlarımı açarak elimle dağıttım. Telefonumu alarak odadan çıktıktan sonra Canere görüşürüz diyerek evden ayrıldım. Ellerimi cebime atmış yürürken. Bildiğim tek barın yolunu tuttum.

Evet bar...

Caner bara gideceğimi bilseydi eğer beni gebertirdi...

Ağzıma bu zamana kadar tabikide içki sürmedim. Ancak kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Amerikadayken birkaç kez gitmiştim. Burda ikinci gidişim olucak. İlki Boralarla beraber olmuştu...

Başımı iki yana sallayarak adımlarımı hızlandırdım.

🌪
Önüme koyulan içkiyle başımı kaldırdım ve barmenle göz göze geldim.

"Bu içkiyi yandaki beyefendi gönderdi" gösterdiği yere baktığımda sarı saçlı iri yarı ancak fazla büyük durmayan bir adamı gördüm. Barmene dönerek içkiyi uzattım

"Almicam" bardağı önümden aldığında dans edenleri izlemeye başladım. Önüme koyulan tekrar içkiyle derin bir nefes alıp başımı çevirmiştim ki o sarı saçlı adamı hemen yanımda buldum. Kaşlarımı çatarak adama bakarken elini uzatarak gülümsedi

"Merhaba, ben Göktuğ" cevap vermeden yüzüne bakmaya devam ettiğimde gülerek elini indirdi

"Pek konuşkan değiliz sanırım"

"Yada yeni insanlarla tanışmak istemiyoruz?" Hâlâ cevap vermemi beklerken gitmek için ayağa kalkmıştım ki kolumdan tutarak durdurdu beni

"Rahatsız ettiysem özür dilerim amacım o değildi tabikide... sadece çok üzgün görünüyordun"

"Burda mı çalışıyorsun?" Sorduğum soruyla anlamsızca yüzüme bakarken başını iki yana salladı

"Hayır neden?"

SerseriWhere stories live. Discover now