35.BÖLÜM

1.5K 62 12
                                    

Buraya bir söz bırak...

'Ne kadar mutluyduk önceden değil mi? Şimdi neredesin peki...'

🌪
"Kızım az insaf lütfen yaa"

"Caner alt tarafı iki cam sildin hadi canım" oflayarak elimdeki son tişörtü dolaba yerleştirerek odadan çıktım.

Mutfağa su içmek için girdiğimde tezgahın önünde durmuş su içen Borayı görmemle çığlık atarak geri çekildim. Bora da korkmuş olacak ki su boğazına kaçtığı için öksürerek bana baktı.

"Şş sakin ol " kokuyla elimi kalbime koyarak derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Ardından ise sinirli bir şekilde Boraya baktım

"Ne işin var senin burada? Ve eve nasıl girdin?" Eliyle ensesini kaşıyarak hafifçe gülümsedi

"Anahtarı kapıda unutmuşsunuz ve...seni görmek istedim sa-"

"Yettim!" Caner bağırarak yanıma koştuğunda atağı kayarak duvara çarpıp yere düştü.

"Ay ay!" Canerin tutmak için hamle yapmıştım ki Canerin düşüşü gelişi kadar hızlı olduğu için tutamamıştım. Hızla ayağa kalktığında Borayı görmesiyle kaşları çatıldı.

"Noluyor lan ne işin var senin burda!?"

"Biraz yürümek ister misin?" Bana umutla bakan gözlerle soru sormasıyla bir süre gözlerine baktım. Hayır demek istesem de içimdeki sese uyarak başımı salladım

"Dışarda bekle beni geliyorum" gülümseyerek başını salladıktan sonra hızla dışarı çıktığında Canere döndüm

"Geç kalmam"

"Gerçekten onunla gidicek misin?"

"Evet...merak etme" birşey demesine izin vermeden evden çıktığımda Borayı arabasına yaslanır vaziyette görmemle yanına ilerledim

"Evet?"

"Yürüyelim mi biraz?"

"Peki" sessizce yürümeye başladığımızda bir süre sonra parka ulaşmıştık. Birşey demeden parka girdiğimizde banka oturup yine sessizce oynayan çocukları izledik.

"Nasılsın?" Bora sessizliği bozarak konuştuğunda ona dönerek omzumu silktim.

"Iyiyim sen?"

"Fena değil işte...aslında beni ikna eden Adaydı. Seni rahatsız etmek istemedigim için uzak duracaktım ama, bana ne kadar bu durum iyi gelmiyorsa aynı şekilde sana da gelmiyor. Senin yanında gerçekten nefes alıyorum. Ben artık tekrar nefes almak istiyorum Ecem... artık hayattan zevk almak istiyorum. Yaptıklarımı geri alamam ama düzeltebilirim. Affetsen mi be?"

Sırıtarak söylediği şeyle gülerek başımı salladım.

"Serserim ya" gülüşü yüzünde donduktan sonra hızla bana döndüğünde ne dediğimi fark ederek gözlerimi kaçırdım

"Ne dedin sen?"

"Hiç..."

"Serserim diyebildiğine göre..." cümlesini tamamlamamı beklerken sinsice sırıtıp ona döndüm

"Affetmedim" kaşlarını çatarak bana bakarken gözlerini devirdi

"Ulan kızım o kadar edebiyat yaptım affetsen mi artık ya?" Kahkaha atarak omzuna vurdum

"Hâlâ aynısın, hâlâ serseri gibisin. Kro musun sen oğlum?" Tek kaşını kaldırarak beni süzdü

"Bana kro diyene bak. Affettin anladım ben seni hadi kalk çiğ köfte yemeye gidelim"

SerseriOnde as histórias ganham vida. Descobre agora