36.BÖLÜM

1.5K 61 10
                                    

Buraya bir söz bırak...

'Ay geceye muhtaç, gece ise ona aşık...'

🌪
Yüzümde hissettiğim soğuklukla kaşlarımı çatarak gözlerimi yavaşça açtım. Hemen yanımda yatan ve yüzüme üfleyen Borayı görmemle korkarak geri çekildim

"Ne işin var senin burda" bir kolunu başının altına koyarak sırıttı

"Sanada günaydın" gözlerimi devirip yatakta iyice gerilerek esnemeye başladım

"Oha lan! Yavaş olsana kızım düşürüceksin beni"

"Yatağıma yatan sensin. Ben her sabah böyleyim" yataktan kalkarak lavaboya girdiğimde hızla elimi yüzümü yıkadım. Sanırım Boranın yaptıklarına ve yapacaklarına o kadar alıştım ki artık garipsemiyordum.

Banyodan çıktığımda Borayı yatağında yayılmış bir şekilde bulmamla kaşlarımı çattım. Hem beni uyandırsın, sonra da kendi uyusun. Yok ya?

Masanın üzerinde duran kurutma makinasını alarak sessizce yatağının yanında duran prize takip Boraya yaklaştım. Evet evet biliyorum...bende o yatağının yanında priz olan şanslılardandım.

Kurutma makinasında ayarı soğuk olana çevirerek çalıştırdım. Bora irkilerek gözlerini açıp yataktan doğrulduğunda hızla elimdeki kurutma makinasını alarak kapattı

"Ecem...güzelim...napıyorsun sen?"

"Uykunu açıyorum ne oldu ki?" Şirince sırıtmama rağmen yüzündeki tek bir kasın bile oynamadığını görmemle yataktan kalktım

"Beni uyandırıp yatağıma el koyarsan tabi böyle yaparım"

"Evlenince nasıl olucak merak ediyorum..." sessizce söylemiş olsa da duyduğum için afallayarak olduğum yerde kaldım.

Evlilik mi?

Bismillahirrahmanirrahim...

"Ne?"

"Hiiç hadi kahvaltı yapalım" yataktan kalkarak yanağından öpüp odadan çıktığında hâlâ olduğum yerde kalıyordum.

Harbi harbi evlilik dedi çocuk ya...

En sonunda odadan çıkarak mutfağa indiğimde sofrada bir kuş sütü eksikti
Şaka şaka...

Hafif yanmış bir sucuk, altları yanmış bir adet sigara böreği ve daha birkaç tane daha şey. Altlarının yandığını görmiyim diye birde ters çevirmiş...
Neyse zehirlenmeyiz en azından. Değil mi?

Masaya oturarak ağzıma sigara böreği attığımda kömür gibi bir tat beklerken beklemediğim gibi olmasıyla rahatlıkla yemeye devam ettim. Yinede yanık tadı vardi ama o kadar da kötü değildi.

"Beğendin mi?" Başımı sallayarak ekmeğin içine sucuk doldurmaya başladım

"Evet güzel olmuş ellerine sağlık" yalan da değildi aslında. İçine bir de ketçap mayonez sıkarak büyük bir ısırık aldım.

Boraya baktığımda yüzünü buruşturarak baktığını görmemle ağzımdakini çiğnemeye başladım.

Cidden hayvan gibi mi yiyorum acaba...

"Ne ya?"

"Iğrençsin"

"Böyle daha güzel oluyorsa ben napayım"

"Peki tamam afiyet olsun" sırıtarak yemeğine devam ederken en sonunda yemeğimizi yemiş oturuyorduk. Boranın telefonunun çalmasıyla başımı ona çevirdim

"Efendim"

"Niye noldu?"

"İyi tamam geliyorum" kaşlarım çatılırken telefonu kapatmasını bekledim. Nereye gidiyordu ki? Bakışlarımdan anlamış olacak ki bana dönerek yanağını okşadı

"Ada çağırıyor gitmem lazım"

"Neden ki?"

"Bu aralar halsiz biraz aklımda ondaydı zaten. Daha sonra tekrar gelirim olur mu? Ya da sende gelebilirsin" ensesini kaşıyarak gözlerini kaçırdığında gülümsedim. Yicem en sonunda bu çocuğu ben

"Olur gelirim bende tabu ama... daha sonra"

"Pekala güzelim ne zaman istersen. Görüşürüz" yanağımdan öperek ayağa kalkarak kapıya doğru ilerlediğinde bende peşine takıldım.

"Selam söyle"

"Söylerim" evden çıktığımda kapıyı kapatarak iç çektim. Acaba neyi vardı? Arasam mı yoksa yanına mi gitsem...
Yok yok aramakla olmaz yanına giderim ben.

Salona geri dönerek koltuğa kendimi attığımda bir süre gözlerimi kapattım. Derin bir iç çekişle gözlerimi açtığımda içinde nedensiz bir sıkıntı vardı.

Bora doğru kişimi diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Benden hoşlanan kişiler oldu, hoşlandığım kişiler de oldu. Ama hiçbirinde tam olarak gerçekten sevildiğimi hissetmedim. Birayla birlikte bunu hissediyordum ama yinede bir eksiklik vardı sanki...

Düşüncelerimi kapının sesi bölerken yavaşça ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Bora birşey mi unutmuştu acaba?

Kapıyı açtığımda kimseyi görememem kaşlarımı çatmama sebep olurken ayaklarımın dibinde gördüğüm kırmızı buketler gülümsememe neden oldu. Eğilerek çiçekleri elime alıp kapıyı kapattım ve salona geri döndüm. Koltuğa oturup çiçekleri koklarken gözüm kenardaki nota ilişti. Elime alarak gözlerimi notta gezdirirken güldüm.

'Dünyalar güzeli olan bir kıza kendi gibi güzel bir güller. Yüzündeki gülümsemeye sebep olmak çok güzel :)'

Gerçekten de benim için doğru kişi kesinlikle Boraydı. Telefonumu alarak güllerin resmini çekerek Boraya gönderdim

 Telefonumu alarak güllerin resmini çekerek Boraya gönderdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Bize de büle güller ne zaman gelir tahminen bxmshxhs)

'Güller için teşekkürler çok güzell :))'

Yazarak gönderdiğimde çiçeği burnuma götürerek derince kokladım. Telefonumun titremesiyle hemen elime alırken gördüğüm mesajla dumura uğramıştım

Bora:
'Sana kim gönderdi bu çiçeği!'

Bora göndermediyse nereden geldi ki bu çiçek?

🌪🌪
SELLAMM

BÖLÜM GEÇ GELDİ BILIYORUM :(
BIR TÜRLÜ NE YAZICAGIMI BILEMEDIĞIM ICIN TEKRAR TEKRAR YAZDIM AMA SONUNDA BITTII

UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZZ

ÇİÇEĞİ KIM GÖNDERDI DIYE SORUCAM AMA KIM OLDUĞUNU BILIYORSUNUZ SANIRIM ;)

SONRAKI BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE CANLARIM ÖPÜYOREE

SerseriWhere stories live. Discover now