İLK BÖLÜM

3K 211 1K
                                    

Sabah işe gitmek için hazırlanırken annemden gelen bir mesajı gördüm. "Canım kızım bayrama mutlaka bekliyorum." Diye yazmış. Bu mesajı görmezden geldim. Çünkü her bayram yaptığım gibi sessiz bi yere gidip bir şeyleri kırmakla geçiyordum. Ne annemle, ne de babamla takılacak vaktim vardı. İkisinden de nefret ediyordum. Özellikle de babamdan ama onun evinde kalıyordum. Mahkeme kararıyla hem de ne güzel.

Kahvaltıya indiğimde, üvey annemin ve o şeytani yüzünü görünce midem bulanıyor. Babam bu kadınla nasıl evlendi ki? Yüzüne bile bakılmaz. Ucube gibi bir şey resmen.

Babam sırıtarak "Günaydın güzel kızım." dedi. Babamdan hiç duymayacağım bir şeydi. Ben bir şey demedim sessiz kaldım.

Kahvaltımı yaptıktan sonra çantamı içine telefonumu koydum tam kapıdan çıkacakken babam seslendi "Kızım bugün işe seni ben bırakayım." Dedi. Babamdan beklemeyeceğim bir durum daha.

"Peki!" Dedim.

Arabasına bindiğim zaman çok gerildim. Çünkü bu adamda bir hâller vardı asla ve asla bana böyle davranmazdı. Davranmak istese de ben izin vermezdim.

Yarım saatlik bir yolun ardından iş yerime vardık. "Rüyacığım seni kaçta almamı istersin?" Dedi.

"Gerek yok ben kendim gelirim sana ihtiyacım yok!" Dedim ve iş yerimin kapısını açtıktan sonra milletin gelmesini bekledim.

Onlar geldikten sonra güzel bir çalışma yapıp dinlenmeye geçtik. Telefonumu elime aldığımda annemden bir mesaj daha geldiğini gördüm.

"Kızım bana hala kırgın mısın?" Diye yazmış. Telefonu çantamın içine koydum ve çalışmaya devam ettik.

Öğlen molasında herkes dağılırken ben yemek yemeye gitmek istemedim içimde bir öfke bir sinir vardı onu atmak içinde kum torbası vurmam gerekiyordu. Öğrenciler gelene kadar vurmaya devam ettim. Öğrenciler geldiğinde onları kendi hallerine bıraktım.

Çoktan akşam olmuştu. Üzerimi değiştirdikten sonra eve doğru gitmeye başladım.

Uzun ve sıkıcı yolun ardından eve varmıştım. Sofra bir güzel hazırlanmıştı. Üvey annem "Misafirler gelecek kızım senin içinde güzel bir elbise aldım onlar gelmeden hazırlan." Dedi.

"Acaba sen kimsin de bana elbise alıyorsun?" Hem ben elbise giymeyi sevmiyorum ki!" Dedim.

"O sadece senin iyiliğini düşünüyor kızım." Dedi.

"İyilik mi? Acaba ne iyiliği?" Dedim ve bir sessizlik oldu. Ben de odama çıktım acaba bayan ucubenin aldığı elbise de neymiş?

Odama çıktığımda odam da bir değişiklik olduğunu fark ettim. Eşyaların yeri değişmiş hatta yeni eşyalar alınmış gibiydi. Sağ tarafıma baktığımda pufflarımın yerinde koltuklar ve bir küçük sehpa gibi bir şeyler vardı. En önemlisi de kum torbamı almışlardı. Bunu yapmasalar iyi olacaktı. Kum torbam en sevdiğim eşyamdı. Kum torbasının olduğu yere kitaplık koymuşlar ve içine de yüzlerce kitap. Yatağımın çarşaflarını da değiştirmişler. Tamam bu güzel bir şey ama pembe renkte bir örtü kullanmasalarmış. Gardırobumu yaklaştığımda dolabın kapağına asılmış olan kırmızı askısız bir elbise koymuşlar aman ne güzel. Tabii ki de onu giymeyecektim. Dolabın kapağını açtığımda bir sürü elbise, etek gördüm. Ne! Bu kadar da olmaz. Ben spor takılan biriyim elbise de neymiş! Ayakkabılarıma kadar değiştirmişler. Güzelim markalı spor ayakkabıların yerine uzun ince sivri topuklu ayakkabılar almış. Eee ben ne giyeceğim şimdi?

Kapının tıklamasıyla yerimden sıçradım.

"Hazır mısın?" Diye sesini duydum ucube kadının.

ASABİ KIZ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now