HASTANE-1

977 120 315
                                    

Saatlerce oturduktan sonra Gökçay ve annesi evlerine gittiler ben ve annem ise odalarımıza çekildik.

Sabah uyandığımda, güzel bir duş alıp, aşağıya indim. Gökçay ve annesi gelmişti. Annem güzel bir kahvlatı yaptıktan sonra Gökçay ile mekana gittik. Ustalar çoktan gelmişlerdi. Öğlene kadar çalıştılar. Öğlen arası güzel bir yemek yedik. Öğleden sonra çalışmaya devam ettiler. Ben Halil Amcaya yardım ederken birden biri beni ittirdi, yere düştüm. Herkes bana baktı, birde beni ittirene. Kafamı kaldırdığımda Berrin ve arkadaşlarının baş ucumda durduklarını fark ettim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen be!" Dedim ve ayağa kalktım.

"Ben sana demedim mi Gökçaydan uzak dur diye?" Dedi bağırarak Berrin.

Yanımda duran kırmızı boya kovasını aldım ve Berrin'in kafasından aşağıya döktüm.

"Kırmızı saçlar ile kıyafetlerin yakışmıyordu. Şimdi çok güzel yakıştı." Dedim gülerek.

Bilge sağ kolundan, Dolunay ise sol kolundan tutarak mekanımdan götürdüler.

"Hak etti ama." Dedi Gökçay.

Bir şey demedim ve önüme baktım.

Akşam çoktan olmuştu daha işler bitmemişti. Ben diğerlerinden daha erken çıktım. Biraz yürüdükten sonra bir büfeye geldim. Bir tane maden suyu aldıktan sonra yoluma devam ettim. Köşeyi dönmek üzereyken Berrin ve arkadaşları ile karşılaştım. Yine mi bu kız ve arkadaşları? Off yeter artık.

***

"Oooo kimler kimler varmış burada." Dedi Berrin.

"Sana ne!" Dedim ve tam gitmek üzereyken Bilge kolumdan tuttu.

"Nereye küçük hanım?" Dedi sinsice.

"Kolumu bırak bu senin için hiç iyi olmaz!" Dedim.

"Bak bak bak niçin iyi olmazmış?" Dedi Dolunay.

Bilge'nin karnına tekme attım ve kolumu onun pis ellerinden kurtardım.

"Kızım sen dayak yemeden bıkmadın mı? Kaşınıyorsun!" Dedim Berrin'e bağırarak.

"Kaşı o zaman." Dedi ve Bilge ile Dolunay'ı üzerime saldı Berrin.

Dolunay kollarımı, Bilge ise ayaklarımı tuttu aynı anda. Berrin ise bana yumruklar, tekmeler savuruyordu. Yorgun ve dayak yediğimden karşı gelemiyordum onlara. Tek yapabileceğim yardım istemekti ama bana kim burada yardım edebilirdi ki çok tenha bir yerdi.

"İmdaaaatt! Yardım ediiiin!" Diye bağırdım.

"Boşuna bağırma güzelim sesini duyan olmaz." Dedi Dolunay gülerek. Dolunay'ın gülmesine Berrin ile Bilge de katıldı.

Yarım saatte kadar Berrin beni dövdü. Orda yığılıp kaldım hareketsizce.

"Çok oldun sen kızım gününü göstereceğim senin!" Dedi Berrin ve çantasından bir şey çıkarttı.

"Bak şimdi sen mışıl mışıl uyuyacaksın." Dedi gülerek Dolunay.

Berrin elinde ki şişenin kapağını açtı ve diğer elinde ki peçeteye damlattı. Burnuma doğru peçeteyi uzattı. Koklamamak için elimden geleni yaptım ama birden peçeteyi burnuma bastırdı. Bayılmıştım.

Gözümü açtığımda kendimi hastane odasında buldum. Hemşire uyandığımı görünce oturduğu yerden kalktı.

"İyi misiniz?"

"Her yerim ağrıyor."

"Anladım polisler ifadeni almak istiyorlar. İfade verebilecek durumda mısın?"

ASABİ KIZ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now