UZUN BİR YOLCULUK

86 16 0
                                    

"Eee şimdi planları ne ailenin?"

"Asil ile evlendireceklerdir."

"Bunu nerden çıkartında şimdi?" O kadar soruyu sor ilk sorman gereken soruyu sona bırak salak Gökçay.

"Telefon konuşmalarından."

Bir şey diyemedim hem ne diyebilirdim ki?

"Bak Gökçay ben sana güveniyorum sen de bana güvenmiyorsundur büyük ihtimalle neyse bu ihtimali geçelim. Senle ben birlik olmalıyız. Ben buralardan gitmem gerekiyor hemde acilen."

"Bir dakika bir dakika ben sana güveniyorum niye böyle bir şey dedin de?"

"Ne bileyim stresten galiba onu bunu boşver de anlaştık mı?"

"Anlaştık." Dedim elimi uzattım.

"Anlaştık." Dedi elini uzattı el sıkıştırdık.

***

O gece Gökçay ile beraber yola çıktık. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. En sonunda dayanamadım ve sessizliği bozan ben oldum.

"Nereye böyle?"

"Kafa nere biz ora." Dedi ve sırıttı.

"Nasıl kafa nere biz ora? Tam olarak nereye gidiyoruz da?"

"Konya'ya."

Konya mı? Yoksa ben yanlış mı anladım? Kenya olmasın şu sakın. Recep İvedik gibi.

"Ne oldu cevap vermedin neler düşünüyorsun?"

"Oraya gidip ne yapacağızda?" Dedim.

"Orada bir arkadaşım var onun evinde kalabiliriz ve ikimiz için iş bulur düzenli bir hayat kurabiliriz." Dedi plâna bak be sanki önceden planlanmış gibiydi.

"Sen ne iş yapacaksında?" Dedim harbi bunun mesleği neydi?

"Yazılımcıyım kızım ben." Dedi kendini överek.

"Bir yazılımcı elle yazarak günlük yazar mı peki?" Dedim ve ağzımdan çıkanı kulağım duymasaydı keşke.

"Ne dedin sen." Diye hırlayarak cevap verdi bana.

Sanki duymadın.

Cevap vermeyince konuşmaya devam etti.

"Sen benim günlüğümü mü okudun?" Dedi sesi az öncekinden daha yüksek gelerek.

"Ayy... yeter be! Kitap verirken arasında bir şey var mı diye kontrol etseydin sende." Dedim ben de Gökçay gibi bağırarak.

"Tam olarak hangi sayfasını okudun?"

"Defterinden kopan sayfayı." Dedim çarpık bir gülümsemeyle.

"Sayfada ne yazıyordu?"

"Sayfa numarasını görmedim." Dedim bu onu daha çok kızdırmıştı ve gülmeme engel olamadım ama o gülmüyordu.

"Ben sana sayfa numarasını sormadım, sayfada ne yazıyor diye sordum." Dedi yavaş yavaş sinirlenmeye başladığını boynundaki damarların gerilmesinden anlayabiliyordum.

Aslında onu sinir etmek çok hoş ve güzel bir şeydi ama onu daha fazla sinir etmek istemiyorum. Çünkü araba kullanıyor ve dikkatini dağıtıp kaza yapmasını istemiyordum. Genç yaşta ölmek istemeyiz demi?

"Beni ilk gördüğün günü yazmışsın."

"Yani her şeyi biliyorsun." Biraz önceki adam gitmiş ve yerine umursamaz bir adam gelmişti. İnsan bir tedirgin olur nerden geliyor bu soğuk kanlılık?

ASABİ KIZ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now