ASABİ KIZ (TAMAMLANDI)

KAĞIT PARÇASI

Sevgili Günlük..,

Evden markete doğru ilerliyordum. Tam markete gireceğim zaman bir kıza çarptım. Kız mavi saçlı idi. Buralarda fazla renkli saç ile dolaşan olmayınca dikkatimi çekmişti. Kıza hem şaşkın, hem de hayranlıkla bakmaya başladım. Hemen özür diledim. Ama bakma işlemi kısa sürdü çünkü Berrin'in sesiyle irkildim. Tam zamanını bulmuştu. Kıza çok sert tepki göstermişti ama kız fazla uzatmadan direk oradan uzaklaştı. Bende markete girmiştim.

Marketten çıktıktan sonra bağrış çağrış sesleri duymaya başladım. Sesin olduğu yöne doğru koşmaya başladım. Gördüğüm şeye inanamadım. Mavi saçlı kız, Berrin'in kolundan tutup duvara yapıştırmıştı. Benim bildiğim Berrin'e sinek bile dokunamazdı. Burnu havada kibirlilik tekiydi o ve hâlâ nasıl sevgili olduğumu anlayabilmiş değilim. Millet Berrin ve mavi saçlı kızın etrafında toplanmaya başlamıştı. Berrin'in annesi, Suna Hanım bile gelmişti. Suna Hanım, mavi saçlı kıza bağırmaya başladı. Kız hemen kendini savunmaya başladı. Daha fazla dayanamadım. Tartışmanın arasına girdim. "Kızın bir suçu yok, tüm suç Berrin'in" diye haykırdım resmen. Suna Hanım kızıyla birlikte hemen oradan uzaklaştı. Onlar gidince de kalabalık dağıldı tabii kızda gitti.

Ona doğru ilerlemeye başladım. Ve tabii ki de yetişmiştim. Bu gizemli kızı merak etmiştim kimdir diye. Hemen isminiz diye sordum. Salak Gökçay hemen isim mi sorulur sanki. İsminin Rüya olduğunu söyledi tam da rüya gibiydi. Bir yerlerde takılalım mı diye sordum direk. Gökçayyy..! Bugün salaklığın üstünde o kız seninle asla bir yerlerde takılmaz. Cevabını evet de beklemiyordum hayır da. Ikisinide demedi. İşim var diyip kestirip attı.

Üzülmüştüm. Ama o kızı ilk defa görmüştüm niye üzüldüğümü bile bilmiyordum. Tarif edilmez bir duygunun içindeydim. Ne mutlu, ne üzgün, heyecan ve sevinç gibiydi ama öyle olamıyordum. Karnımda adeta uçuşan kelebekler var gibi. Berrin'e aşık olduğumda da böyle bir şeyler olmuştu bana. Yoksa o kıza aşık mı oldum? Gökçay saçmalama o kız aşk oyunlarıyla bile ilgilenmiyordu. Çok sert, kabadayı bir kızdı. Asabiydi. Bundan sonra ona 'ASABİ KIZ' diyeceğim (tabii bizim mahallede kalıyorsa inşallah kalıyordur)

Bu ne şimdi ya çok komik resmen. Gökçay bana ilk görüşte aşık mı olmuş. Bana yani benim gibi aşka inancı olmayan bir kıza. Bence hevestir veya benim gibi ilk defa bir kız görünce ilgisini çekmişiyimdir diye düşüncelerle uyuyup kaldım.

● ● ●

Uyandığımda hava kararmıştı saat 19:41 geçiyordu. Yavaşça ayağa kalktım. Kapıyı açmamla beraber güzel yemek kokuları geliyordu. Merdivenlerden yavaşça kökünün merkezine doğru ilerlemeye başladım.

Başım dönmeye başladı. Son bir adım atmaya kalmadan merdivenlerden yuvarlanıyorum hem de bağırıyorum.

Birine çarptım. Kim diye dah yüzüne bakmadan beni kucağına aldı. Saçlarım, terden yüzüme yapışmıştı. Elimle hemen saçlarımı düzelttim ve beni taşıyan kişiye baktım. Bu Gökçay idi. Annem telaşlı bir şekilde arkamızdan geliyordu.

Annem arabanın arkasını açtı, Gökçay ise beni arka koltuğa oturttu. Annem ön koltuğa oturup, Gökçay ise arabayı çalıştırdı.

"Nereye gidiyoruz böyle?" Diye sordum annem ve Gökçay'a artık hangisi cevap verirse.

"Hastaneye!" Dediler aynı anda.

"Ama benim bir şeyim yok ki." Dedim.

"Olsun." Dediler yine aynı anda.

Kısa süre sonra hastaneye gelmiştik.

Buraya okuduysanız teşekkür ederim😊❤😘

Sizce Gökçay, Rüya'ya aşık mı?