19. Bölüm "İmam nikahı"

40.3K 2.2K 112
                                    

Selamünaleyküm millet. Bu ara pek fazla bölüm atar oldum ama ne yapayım tutamıyorum  kendimi. :)

Bu bölüm eğlenceli ve çerez tadında. Hepimize afiyet olsun.

Hadi eyvallah millet.
Bir diğer bölümde görüşürüz ;)

[Kusurlarım varsa ben buradayım, düzeltmek için ;) ]

İKRA'NIN AĞZINDAN

- desene bugün bana Türkiye'nin en lüks  arabacısı çarptı!

Kaan'ın çok  zengin olduğunu  biliyordum ama değirmenin suyu nereden geliyordu hiç düşünmemiştim. Kaan  da hiç lafını etmiyordu. Sadece şirkete gidiyor, şirketten dönüyordu.

Ama arabalarını düşününce Akif'in araba düşkünlüğüyle öğrendiğim en pahalı arabalardan Phorse'yi  kullanmıştı. Şimdiki de aynı markanın jipiydi. Arada yine pahalı arabalar elbette kullanmıştı ama bunlar en sık kullandıklarıydı.

Annemin çarptığı arabasının   tamir parasını bile benim arabam anca ödemişken arabanın kendisi Allah  bilir ne kadardı? Ve bu arabalardan binlerce ellerinde olduğunu düşününce...

Kaan'ların ne iş yaptığını yeni öğrenen ben , ne Eray'ın ne de Alp'in ailelerinin işini biliyordum. Ben arkadaşlarımla hiç mi ilgilenmemiştim?

- Alp ve Eray? Sizler ne iş yapıyorsunuz?

Gerçekten şimdiye kadar bunları bilmediğimi düşününce ben arkadaşlarımı tanımıyormuşum.

- Alp'ler mütait,

Alp'ten beklediğim cevabı Şeyma'dan alınca kaşlarımı kaldırarak Şeyma'ya baktım. O da yine ağzından kaçtığını anlatırcasına boynunu eğmişti. Şeyma'nın bu halleri hoşuma gidiyordu. Gülümsedim.

Sonra çaprazımda oturan Eray'a döndüm. 

- peki siz? 

- ha bizim mi? Bizim restaurant zincirleri var.

Ne kadar rahat söylüyordu öyle. Akif de şaşırmış olacak ki alt dudağını öne çıkarmış, kaşlarını kaldırmış başını sallıyordu.

- ben sizin hangi bölümde olduğunuzu da bilmiyorum sanırım,  dedim suçlulukla

Alp yalancı bir kızgınlıkla lafa atladı.

- tabi Kaan'la aşk dolu konuşmalardan sıra bize gelmedi.  Beni, ayyaşını da görmez oldun.

- Alp, deyip bakışlarımla Akif'i işaret ettim. Alp de Akif'e bakıp küçük bir ups dedikten sonra sustu.

Eray arkasına yaslanmış, sürekli yanında taşıdığı siyah güneş gözlüğü ile oynuyordu. 

- Alp mühendislik ben de Kaan'la beraber işletme okuyorum. Kaan amerikaya gidip iki  sene kaybetti biz sadece bir sene kaybettik. O yüzden Kaan'la aynı sınıftayız.  Oysa Kaan bizden bir yaş büyük.

Aslında karakterlerini tanımaya başlamıştım. Eray daha ciddi takılıyordu mesela. Hele o siyah güneş gözlükleri ile. O,   insanlara mesafeli ve soğuktu.  Ama tanıyıp yakınlaşınca hemen kabulleniyordu. Alp ise çok samimi gülebiliyordu ama bazen aniden sinirleniyordu. O zaman Alp'ten korkmak gerekiyordu. Okulun arkasında bir kaç kavga ettiğini duymuştuk hatta.

Sanırım ben bir Kaan'ı çözemedim daha.

Sıkıldığını söylediği bir hayat içerisindeydi. Ve buna ona birilerinin mecbur ettiğini söylemişti asansörde pek de kibar olmayan bir şekilde. 

İKRAWhere stories live. Discover now