40.Bölüm "Ben sana kurban olurum hatun"

34.6K 1.6K 204
                                    

Merhaba! Bayramınız sevdiklerinizle geçmiştir inşallah. Yeni bölüm için atılan yorumlara dayanamayıp bölümü atıyorum.

Ama söylemek istediğim çok önemli bir şey var :

İKRA'NIN DAHA ÇOK YOLU VAR. KİTAP BİTMİYOR.

Anlayacağınız daha bir bu kadar daha yol var önümüzde. İkinci kitap değil de buradan devam etmeyi düşünüyorum.

Ve bu bölüm KbraKayaolu'na ithaftır.
Kendisi çok tatlıdır.

Ha, bu arada Sümeyye'ye de o uzun sitem ve sinir dolu yorumu için teşekkür ederim. :)

Hikayemizin de kırkı çıkmış oldu bu arada. Hayırlı ugurlu olsun inşallah.

İKRA'DAN

Sandalyede oturmuş, etrafımda dönen kadınları izliyordum. Hepsinin avuç içlerine Deniz'in özel olarak yaptırdığı mumlar, ağızlarında yüksek yüksek tepeler türküsü.

"Annesinin bir tanesini hor görmesinler."

Bu türküye ağlamam gerekirken ben gülüyordum. Beni Kaan'ın hor gördüğünü düşünüyordum da, düşünülecek gibi değildi. Kaan, bana her zaman sevgisini gösteren üzerime titreyen biriydi.

Ağlamak için kendime bir bahane bulamadığımda türkü de bitmişti zaten. Bu türküyü üçüncü söyleyişleriydi ve artık ağlamadığım için bana kızmaya başlamışlardı. Deniz'in annesi ve kız kardeşi bile bana ağla artık der gibi bakıyorlardı.

Esra, kırmızı tülü beşinci kez kaldırıp beşinci kezde de ağlamadığımı gördü.

Bıkkınlıkla yüzüme bakıp "E bu hala ağlamamış" dediğinde annem de geldi.

"Kız, ağlasana azıcık. Normalde ağlar durursun, şimdi de ağlamamak için direniyorsun."

Evet fazla ağlıyor olabilirdim ama bu fazla üzüldüğüm içindi. Şimdi üzülecek bir şey yoktu ki. Evlenmiştim ve şimdi de kına gecemi yapıyorduk.

"Anne, ağlayasım yok" deyip omuz silktiğimde Şeyma tülü tamamen arkaya atıp yüzümü iyice ortaya çıkardı.

"Bırakın şunu ya. En gerekli yerde ağlamıyor. Yaksın kınasını bırakın da."

Fatma anne "Eh madem" dediğinde Kaan'ın halası Derya hanım homurdandı.

"Bulmuş Kaan gibisini, ağlamaz tabi"

Annem Derya hanıma omzunun üstünden bakıp muhattap olmaya gerek duymadığında Şeyda hala kız kardeşini dürttü.

"Bari bugün sus."

Derya hanım gidip koltuğa oturduğunda teyzemin kızı Hilal ablam kına tepsisini önüme getirdi. Kınayı damadın yengesi yakardı ama Kaan'ın yengesi olmadığı için Şeyda hala kına tepsisinden eline kına aldı.
Avucumu açmış ve Şeyda hala kınayı elime sürmüştü ki halam "İkra, açmasana elini" deyip beni uyardı.

Ellerimi sımsıkı kapattığımda Şeyda hala gülüp cebinden iki küçük altın çıkardı. Halamdan izin alıp avuçlarımı açtığımda Şeyda hala da altınları avuçlarıma yerleştirdi.

İKRAWhere stories live. Discover now