16. Bölüm " Aşığım "

44.2K 2.3K 278
                                    


Herkese merhaba. Cumartesi günü bölüm yayımlayamadığım için kusura bakmayın. Sınavlarım çoktu ve hasta olana kadar ders çalıştım. Hasta olduğum ve yarınki sınava giremeyeceğim için de bu bölümü yayımlayabiliyorum.

Sizi bölüm gelecek diye beklentiye sokmak istemiyorum. Bu yüzden size yeni bölüm tarihlerini bildirmek istiyorum.

Ama bölümlerin geleceği günleri ya da geç gelip gelmeyeceği ile ilgili duyuruları sadece duyuru olarak kitapta yer etmelerini istemiyorum. Yeni bölüm diye açıp bir paragraf bir duyuru görmek biz okurları pek mutlu etmez . Bu yüzden bir sorun olur da yeni bölüm aksar ise beni takip ederek bölümlerin gelme tarihleri ile ilgili bilgiler edinebilirsiniz.

(Takip zorunlu değildir. Sadece bölümün ne zaman geleceğini merak edenlere yönelik küçük bir aracıdır.)

Bu bölüm her bölümü voteleyip her bölüme yorum yapan FATMAYAMANOĞLU'na gelsin.

[Bundan sonra sizden ithaf isteği beklemeyip ben yapacağım ;)]

Beğenen ve yorum yapan herkese teşekkür ederim.

Allah sağlıklı bir ömür versin hepimize :))

Hadi eyvallah millet !!!

İKRA'NIN AĞZINDAN

- Allah'ın evindeyiz ve Allah şahidim olsun

ki ben sadece senin kalbinin kaanı olmak istiyorum. Bu kaanlık sadece senin kalbine hükmetmek istiyor .

Kaan kaçtığım tüm gerçekleri yüzüme vurduğunda afalladım. Gözüm ne etrafı, ne de elimdeki eski arabamın anahtarını görüyordu. Gören gözlerim Kaan haricinde hiçbir şeyi görmez olmuştu.

Gözlerine bakmamakla birlikte tek ona bakıyordum aslında . Sanki içimdeki kıvılcımları sadece gözlerindeki kıvılcımlar dindirir gibiydi. Sanki şu an yapmam gereken tek şey kalbimin hükümdarı sensin demekti. Sadece bir şeyleri kabullenmekti.

Kaçmamaktı.

Ama ben yine kaçacaktım. Yine söylemeyecektim gerçekleri . Söylemediğim her harfin yükünü taşıyacaktım her zerremde.

Söylesem ne olacaktı ki? Sadece birbirine aşık iki insan olacaktık. Bir geleceğimiz olmayacaktı. Bugün vardı sadece , yaşadığımız an. Hükmedebileceğimiz tek an. Her saniye, bir saniye sonra maziye gömülürken ben yine geleceği düşünerek hareket edecektim.

- Kaan, geleceği olmayan sözleri mazide bıraktım. Geleceği olmayan umutlarımı rafa kaldırdığım gibi gerçekleri vaadetmeyen sözlere bel bağlamayı da istemez oldum .

Kaan oturduğum bankın önüne gelip diz çöktü. Yüzüme bakmaya uğraştıkça ben kafamı eğdim.

- ben sana geleceğimi geleceğin yapmayı vadediyorum. Evet bana bel bağlamanı istiyorum. Olmayacak dua diyip umutlarını rafa kaldırmanı istemiyorum.Ama bunlar senin elinde. Geleceğim ve geleceğimiz senin elinde.

- Kaan lütfen. Bana sadece eziyet ediyorsun, diyip kalktım banktan. Kaan da çöktüğü yerden kalktı. Caminin avlusundan çıkmak için manevra yaptığımda önümü kesti.

- tek bir soru ve tek bir cevap. Lütfen!

Ben öylece dikilmiş, avlunun taşlarına bakarken soruyu duymak istemiyordum.

- İkra! Beni sevmiyor musun ?

- Hayır! Dedim ve avucuna araba anahtarını bırakıp caminin avlusundan çıktım.

İKRAWhere stories live. Discover now