İKRA

17. Bölüm " Bembeyaz aşka dair söz"

Herkese selam :)) Bölüm dün gece gelecekti ama kimse beni takmadı ve kendi sayfamda yazdığım soruma cevap vermedi.  Çok kırıldım valla.
Bir kişi dese yayımlayacaktım.

Dün gece kitabımın çok eleştiri aldığına dair de bir rüya gördüm.  Yazmaya devam edeceğimi söylüyordum her kötülemeye karşı. Olursa böyle bir şey,  kendimden eminim ki İkra'mıza devam ederim. Bu konuda bana güvenmenizi isterim.

Hepiniz şu doğum günümde beni mutlu edin ve mutlu olun sevgili okurlar. Yapamadıklarınızı yapın benim aksime. Söyleyemediklerinizi söyleyin yine benim aksime.

》ithaf : her bölüme yorum yapan, her bölüm yorum yapmaya devam edeceğini bildiğim , okurken duygulandığını söyleyerek benim duyguyu verme işinde başarılı olmadığım düşüncemi biraz daha bastıran sevgili okuyucuma.  Ellerine sağlık. Her yorumun için,  her voten için. Senin yorumlarını görmek hoş NURGULKORKMAZ  ;)))

》bölüm asansörde İkra'nın itiraflarından devam ediyor.

》 geçen hafta hasta olduğumu okuyunca içinden bile geçmiş olsun diyen herkese teşekkür ederim. Saolun Allah şifayı veriyor, biz isteyip dua ettiğimiz sürece ;))

》yakın bir zamanda görüşürüz.
Hadi eyvallah millet.

İKRA'NIN AĞZINDAN

- Kaan ben, ben  sana aşığım.

sürekli söylemekten kaçtığım sözcükler dilimin kilidinden kurtulunca hafifledim.

Gözlerimdeki  yaşları pardesümün koluna silerken omzumun hafiflemesi ile  Kaan'a döndüm. Kafasını arkaya yaslayıp kollarını bacaklarının üzerine koydu. Anlamıştım, duymuştu beni.

- ben de sana aşığım İkra. Geleceğini bensiz heba etmeni istemeyecek kadar aşığım. Ben, senin benim yüzümden ağladığında aşkıma lanet edecek kadar aşığım. Geleceğinin bir köşesine beni sığdıramayan sana aşığım.  Kaan'sız bir gelecek kurmam diyemeyen bir kıza aşığım. Ben sensiz bir  hayat bile düşünemezken sen, geleceğine beni koyamadığın gibi bensizliği bile koymak istemiyorsun. Ben de bunu anlamıyorum. Aşığım diyorsun ama aşktan kaçmayı kendine vazife  biliyorsun. Söylesene geleceğinde  neden başkasıyla evleniyorsun, neden benimle evlenmiyorsun? Neden bu kadar vazgeçilebilir geliyorum sana. Ben burda sadece utanmadan beni sevdiğini söyleyebil diye kırk takla atıyorum.  Ama sen hala bizim imkansız olduğumuzu söylüyorsun. Beni  geleceğini çalmakla itham ediyorsun . Peki sen? Sen de beni çalmadın mı?  Sen benim oyalandığım  üç kuruşluk hayatımı çaldın be! Sen benim içkimi, mekanlarımı gece hayatımı çaldın kızım! Sen benim oyalanmaktan sıkıldığım hayatımı çaldın. Ama bunlar değil beni acıtan. Ben zaten o hayatı istemiyordum. Ben bir bakışıyla beni o hayattan çekip çıkaran ve sonra bir arafa  bırakan sana kızıyorum. Hayatımda bana yeni bir sayfa açtıran ama kalemimi çalan sana kızıyorum.  Şöyle şimdi hangimiz hırsız?  Hangimiz daha aşık? Söyle!  Hangimiz kazanacağız bu salak aşk oyununu?

- Kaan,

Kaan kafasını bana doğru döndürdü. Gözleri acının en sinirli haliydi.

- ne Kaan! söylesene neden hep Kaan diyorsun! Niye sevgilim değil, aşkım değil hayatım değil.  Neden ben senin hiçbir şeyinim.  Ben sana hatunum diyorum be! Ama sen bir kelimeden bile kaçıyorsun. Tam bir korkak gibi. Cesur ol ve bana, beni geleceğinde istediğini söyle. Bir sinyal yak. De ki ben  sensiz bir gelecek istemiyorum. Sensizlikle baş edemem. Bu aşkı  kendi doğrularımla yaşamak istiyorum. Ama yok! İkra hanım gelmiş bana ilerde çocuklarına babalarına nasıl aşık olduğunu anlatamayacağını söylüyor. Neden bizim çocuklarımıza bana aşık olduğunu anlatmak bu kadar imkansız. Nasıl bu kadar vazgeçiyorsun sen! Ama bu aşkın celladı olmana izin vermem. Duydun mu? Bu aşkın celladı olmana izin vermem! Benden başkasıyla  evlenemezsin. Duydun mu?