28.Bölüm "Korku"

37.7K 2K 185
                                    

Galiba biraz geç kaldım. Kusura bakmayın. Instagramdaki sayfaya herkesi bekliyorum. Bölümde beğendiğiniz yerleri fotoğraf şeklinde hesaba mesaj olarak atarsanız paylaşacağım.

Vote sayısı ve yorumlar gittikçe artıyor. Teşekkür ederim.

Hepimize güzel okumalar, hadi eyvallah millet!!!

İKRA'NIN AĞZINDAN

Karşımda duran adama bakıyordum. Şu karanlık gecede tek çıkar sokağım olduğunu, şu engin denizde bana yol gösteren tek fenerim olduğunu düşündüğüm ela, parlak gözlerine bakıyordum.

Emin miydim bu sokağın çıkacağına?

Hayır.

Emin miydim fenere ulaşırken yarı yolda kalmayacağıma, boğulmayacağıma?

Hayır.

Dalgalara seslenmek istedim. Benim yerime hayır deyin şu adama demek için.

İçim evet cevabıyla kavrulurken hayır diyemeyecektim.

Kaan sessizliğim ile kutuyu kapatıp avucunda sımsıkı tuttu.

" Senden gelecek her hayalkırıklığına razıyım ben"

Gereksiz yaşadığı hayalkırıklığı gözlerinden satır satır okunuyordu. Hayır dememiştim, evet demeyecek olsam da.

Bir adım geri giderek benden uzaklaştı.

" Senden gelecek her reddedilişe varım ben"

Bir adım daha benden uzaklaştığında denize yaklaştığını anladım. Dalgaların bir iki metrelik duvara çarpış seslerini duyarken Kaan da arkaya doğru bir adım attı. Düşecekti şimdi.

Bir adım attım.

"Kaan!"

" Senden duyduğum her aşk cümlesine tavım ben"

Kaan bir adım daha geriye gittiğinde ben de bir adım attım. Sonuna gelmişti artık. Bir adım daha geri giderse buz gibi suya düşecekti.

"Bir adım daha atarsan seni gebertirim!"

Kaan bir kahkaha attığında dengesini kaybetti ve arkaya doğru sendelemeye başladı. Hızlıca koşup havada çırpınan kolundan tutup kendime çektim.

İkimiz de düşmeye ramak kala dip dibe durmuştuk. Can havliyle tuttuğum kolunu bırakıp geri çekilecekken engel oldu.

"Bıraksana beni!"

Kaan yukarıdan gülerek bana baktığında sinirlenmeye başladım. Şalımın uçları rüzgardan uçarken Kaan'dan kurtulmaya çalıştım.

"Hatun iki dakika rahat dur!"

Ben kollarından kurtulmaya çalışırken nefes almamaya çalışıyordum. Deniz kokusuyla karışan kokusunu duymaktan korkuyordum çünkü.

" Düşeceğim sandın değil mi?"

Kollarımı ellerinden kurtarmayı bırakıp kafamı kaldırdım. Gözlerindeki gülüşün tarifini yapacak olsam tarifi pis pis sırıtıyor olurdu. Bu da bir tuzaktı. Ağır ağır adımlarla denize yaklaşması, düşeceğini sanmam...

"Bırak kolumu!"

Sesimin şiddetli çıkması ile şaşırıp kollarımı özgür bıraktığında göğsünden ittiğim gibi denize attım.

İKRAWhere stories live. Discover now