30. Bölüm " Sensizlikten "

38.1K 2K 273
                                    

Merhaba!!! Sınavlarım bitti ve kendimi kuş gibi hissediyorum. Sınavları olanlara da Allah sabır ihsan etsin.
Arkadaşlar! Hikayeye olan ilgi her gün artıyor. Teşekkür ederim. Yorum yapıyor,beğeniyorsunuz. İnstagram sayfası da İkra'nın yayılmasına yardımcı oluyor. Ikrakaran hesabında geri takip yapmıyoruz. Böyle bir karara vardık arkadaşımla. Kendi instagramıma da beklerim.(tubanurakgun)

Bölümde bir şarkı geçiyor. Murat yürük zaafımsın şarkısı. Ben multimedyaya maalesef ekleyemedim. Ama imkanı olanlar şarkıyı dinlerse güzel olur. Şarkı hakkında fikirlerinizi almak isterim.

Bir diğer bölüm çok geç kalmaz. Sınavlarım bitti, performanslar masada yapılmayı beklese de. Siz yorum ve beğeni yapın. Pek sanmıyorum ki bölüm geciksin.

Ha DM bekliyorum instada. Her bölümde bir iki tane çıkar diye umuyorum.

Güzel eğlenceli okumalar.
(İkra instagram sayfası : İkrakaran)

********

İKRA'NIN AĞZINDAN

Gözlerimi açtığımda sırtı bana dönük şömineye odun atan Kaan'ı gördüm. Üzerime örtülmüş olan yumuşak battaniyeyi kaldırıp koltukta oturdum. Başımdaki yazmayı düzeltirken terlediğimi farkettim. Ev iyice ısınmıştı.

" Beşte çıkacağız. O zaman başlayın."

Kaan'ın ne dediğini anlamayıp beklediğimde sağ taraftan odun almak için başını çevirdi. Omzu ile kulağı arasına sıkıştırılmış telefonu gördüğümde birisiyle konuştuğunu anladım.

" Murat'la ben konuşurum. Siz elinizi çabuk tutun."

Telefon konuşması bitince odunları şömineye yerleştirmeye devam etti. Son odunu da şömineye attığında omzunda kalan telefonu aldı. Eline aldığı telefonundan gelen klavye sesi ile mesaj yazdığını anladım.

"Sen ne zaman uyandın? "

Kaan sesimi duyup hemen bana döndüğünde tebessüm ettim.
Şöminenin başından kalkıp yanıma oturdu.

" Bir saat önce"

Elindeki mesaj sayfası açık olan telefonuna baktığımda, baktığımı anlayıp telefonunu kot pantolonunun cebine koydu.

Bir şeyleri gizlemesi ya da açıklamaması hoşuma gitmiyordu. Ve o aynı şeyi birçok kez yapmıştı, yine yapıyordu.

Ne gizliyorsun dercesine yüzüne baktığımda kolunu arkama
atıp " iş hatun" dedi.

Kolunu arkama koymasından rahatsız olup koltukta yan tarafa kaydım. Kaan kaşlarını çatıp bir şeyler söylemek için ağzını açsa da daha sonra vazgeçti.

" Saat kaç?"

Kolundaki siyah kalın saatine baktı.
" Saat beş " deyip ayağa kalktı.
"Ve çıkmamız gerekiyor."

Önümde dikilen adama bakarak kaşlarımı çattım.

" Hayrola?"

Kendi üzerindeki gri sweatshirte ve üzerimdekilere baktı.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin