14║ saat on ikiye vurunca gerçekten bozulur muydu büyü?

673 79 222
                                    

-Harry Potter

Harry yapmacık bir gülümseme vererek "Sonra görüşürüz o zaman." dedi teyzesine.

Kumral saçlı kadın ise yüzüne oturttuğu 'Ben burada zorla duruyorum' diye bağıran bir gülümseme ile cevap verdi. "Bu kadar erken gitmeseydin keşke. Bak, annen ve baban hala oturuyor, sen de kalsaydın ya..."

Harry gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. "İsterdim ama çok ödevim var, size iyi akşamlar." dedi ve kapıdan çıktı.

Yüzüne çarpan soğuk hava ve birbiriyle yarışacak yere inen kar taneleri onu mutlu etmeye yetiyor da artıyordu. Kış mevsimini her zaman çok sevmişti. Akşam yemeği için davet edildikleri Petunia Teyzesinin evinden dışarı adım atabilmek ise ayrı bir mutluluk veriyordu. Annesi ve babası büyük ihtimalle biraz daha otururdu orada.

Derin bir nefes çekti ve saat neredeyse gece yarısı olduğu için tenhalaşmış sokaklarında, karda bata çıka ilerlemeye başladı zihnini yeniden aynı hatıranın görüntüleri meşgul ederken.

Üzerinden yaklaşık beş gün geçmiş olmasına rağmen düşüncesi bile içinde bir şeylerin yer değiştirmesi için oldukça yeterli oluyordu.

Tek sıkıntısı o gün Ginny'den bir cevap alamadan kızıl saçlı kızın koşarak gitmesiydi. Cuma günü aşk itirafını yapmıştı ve şimdi de günlerden çarşambaydı. Okulda karşılaştıkları her yerde Ginny'nin bir bahane bulup ondan kaçması da olayların tuzu biberi haline gelmişti.

Git gide daha fazla siniri bozuluyordu.

Sakinleşmek içim derin bir nefes alıp yürüdüğü yolda durdu ve kendini ele geçirmiş duygularının onu nereye gelirdiğine baktı.

Ailesinin oturduğu mahallenin girişine gelmişti. Aynı zamanda Weasleyler'in de yaşadığı mahalle.

Aklınızda büyük soru işaretleri vardı büyük ihtimalle, bu kadar düşman olmalarına rağmen neden aynı oldukça yakın evlerde yaşamaları gibi.

Cevabı ise sizi alayla güldürecek kadar basit.

İki ailenin de oturduğu evler geçmişten, büyüklerinden kalma. Tadilatlarla, gerekli işlemlerle geçmişten gelen ve Harry'nin 'antikacıya satsak servet kazanırız servet!' dediği evler.

Şimdi ise yürüdüğü yolda Weasley ailesinin büyük evinin önünden geçmek üzereydi. Birkaç adım daha atarsa ışıkları sönük evin önüne varacaktı. Küçükken, sokakta oynarken anne ve babası bu evin yakınlarına yaklaşmasını yasaklardı. Harry ise o evin perili olup olmadığını merak ederdi. Şimdiyse önünden geçiyordu o evde oturan kıza sırılsıklam aşıkken.

Biraz daha yaklaşırken evi iyice inceledi Harry. Büyüktü, estetik durması için dış duvarlarına ahşap görüntüsü verilmişti. Geniş bahçesinin etrafını da basit tahta çitler çeviriyordu. Bir zamanlar Ginny'nin gizlice arta kalanlarını alıp keman yapmaya çalıştığı tahtalar. Evin arkasında ise derme çatma ufak bir bahçıvan kulübesi göze çarpıyordu.

Koca evde, içinden cılız, sarı bir ışık sızan tek oda caddeye bakıyordu. Odanın penceresinde de Ginny, dalgın gözlerle dışarıyı seyrediyordu...

Siyah saçlı oğlanın adımları pencereden dışarı bakan silüeti görür görmez birden bire duruverdi. Olduğu yerde kalırken sadece gözlerini dikti kızıl saçlı kıza. Farkında olmadan ellerini saçlarına attı ve siyah saçları üzerine birikmiş kar tanelerini silkeledi.

Ne ara karar verdiğini bile bilmeden telefonunu çıkardı. Mesajlarına girerken buz tutmuş parmaklarını telefonunun klavyesi üzerinde gezdirdi.

I'm in love with an angel | hinnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin