31║ "lily'i gören masum james değil mi bunlar tam olarak."

451 64 44
                                    

-Harry Potter

Oturduğu cam kenarı masada iyice geriye yaslandı ve donuk bakan boş zümrüt yeşillerini pencereden dışarıya dikti.

Hiçbir zaman anlamadığı bir hız ile oradan oraya giden metal yığını arabaları, sokakta gayet sıradan bir şekilde oradan oraya gezinen, sıcak havadan dolayı genelde kafalarına birer şapka geçirmiş cıvıl cıvıl insanları, elektrik telleri üzerinde o günlüğüne konaklamaya karar vermiş kuşları...

Her şeyi...

Zoraki bir gülümseme oturttu yüzüne ve dışarıdan sıradan bir izleyici olarak kalmayı yeğledi.

Belki kendini o rengarenk aleme ait olduğunu düşünmediğinden, belki de o cıvıl cıvıl dünyanın enerjisine ayak uyduramayacak kadar güçsüz hissettiğinden.

Kim bilir?

Hayatınızda büyük bir seçim yapmanız gerektiğinde ve seçmeniz gereken iki şık da sizin hayatınızda önemli bir yer kapladığında kesin ve tereddütsüz olarak birini seçmeniz kolaydır.

Ama bu seçeneği seçmek, diğerinin sebep olduğu boşluğu dolduramaz, acıyı azaltamaz, kederi yok edemez...

İşte şu anda planladıkları café'nin cam kenarı masasında oturan Harry James Potter'ın hissettikleri başka bir şekilde tarif edilemezdi.

Daha on beş ya da yirmi dakik önce ailesi ile arasında geçen diyaloglar işgal etti zihnini.

Zordu...

"Anlamıyorsunuz! Büyükannem, Cedrella Weasley yüzünden ölmedi!"

"ARTIK ONLARI DA SAVUNMAYA BAŞLADIN YANİ!"

"Bir kere daha söyleseydim de yeniden mi onu görmemi yasaklasaydınız?! Ben özgür bir bireyim! Evleneceğim kişiyi seçebilecek kadar aklı başında biri!"

"Basit bir gençlik heyecanı yüzünden aileni harcayacak kadar akılsız biri!"

"Siz yirmi bir yaşında evlendiniz ben ise yirmi iki yaşımın bitmek üzere olduğu bir zamanda nişanlandığımı söylüyorum! Hangimizin gençlik heyecanı merak konusu!"

"Pekala beyler oturup medeni insanlar gibi konuşmalıyız bence."

"Dediklerim bir kulağınıza girip diğerinden çıkmayacaksa neden olmasın anne?"

"Dinlemem için bir sebep yok. O kızın büyükannesi yüzünden BENİM ANNEM ÖLDÜ HARRY!"

"Eğer dinlemeyi bilseydin baba, onun yüzünden olmadığını anlardın!"

"Dostum, sakin ol-"

"Kolaysa gel sen sakin ol Sirius!"

"Pekala millet herkes derin nefes alsın-"

"Ne önemi var Aylak amca? Hiçbir zaman dinlemeyecekler ne de olsa!"

Bu, bunun gibi cümleler ve benzeri kırıcı, simsiyah ağır kelimeler... Zehirli duman gibi... Ciğerlerini mahvetmiş, boğazını yakmıştı.

Bunların verdiği acılarla başa çıkamayabilirdi.

Eğer babasının gözünde öfke, sinir, nefret yerine; kırgınlık, keder, hüzün görmeseydim ailesinin ona gerçekten sinirli olduğunu düşünebilir ve başa çıkamazdı...

I'm in love with an angel | hinnyWhere stories live. Discover now